şüphesiz kimse kendini duygusuz olarak tanımlayamaz çünkü er ya da geç yalnız kalır ve beyin-kalp a.ş iş birliğindeki kazan kaynar. duygusallığı ağlamak, trip atmak, küsmek, ya da nazlanmak gibi belirtilerle açıklamak haklıya hakkını vermemek yani zalimlik demektir. erkeklerin daha duygusal olması ise insafla belirlenir. istisnalar kaideyi bozmaz.
Çünkü genel itibariyle kovalayan taraftır. Ters tepki durumlarında doğal savunma mekanizması olarak duygusallığı kullanır ki bu yüzden gelişmiştir.
Ayrıca erkekler daha kolay bağlanır çünkü kızlar kadar çetrefilli düşünmek yerine hoş hayallere kendisini kaptırır.
Ve asıl sebep erkeklerde terkedilme korkusu daha fazladır.
doğru bir önerme. örneğin kızlar ilişkiye de profesyonelce yaklaşır. erkeğin statüsüne, parasına, ailesinin ve arkadaşlarının onu beğenip beğenmeyeceğine bakar. erkek ise kalbini dinler.
doğrudur. duygu deyince kin, saldırganlık, şiddet gibi aşırı duygusal hallere kapılan türk erkekleri kızlardan daha duygusaldır. aslında çöl bedevisidir, türk değildir. çünkü millet kavramı genetik değil, kültürel bir kavram.
Tam tersidir örneğin kızlar ilk buluşmada aşık olur erkek ise tamamen fiziksel görünüş ve anlık cazibeyle alakalı olan değerlendirme evresi vardır kız gerçekten aşık olur aşık olduğu için sürekli düşünür erkek ise kolay kolay aşık olmaz düşünmekle zaman kaybetmektense düşünmeye harcadığın zamanı daha çok fındık kırabileceğin yerler aramakla geçir düşüncesi hakimdir. Bu her ne kadar bencilce Bi düşünce olsa da tüm erkekler evrim bir parçasıdır duygusal olmak yerine mantık kullanırlar.
kesinlikle doğru önermedir. bakın araştırın hiç kadın şair var mı? ya da bir ironiyi anlayabilen?
kadınların çok güzel demogoji sanatları vardır. başka da bir şey değil.
not: bu entry tüm tanışılan kişiler için girilmiştir. herkes üstüne tek tek alınmasın. ama illa ki alınacaksa eğer, hepinizi konuşulan konuyu değil aklınızdakini konuşuyorsunuz. bu da ne kadar bencil olduğunuzu ve sürekli kendinizi düşünüyorsunuz.
bir adam bir kavga etse, yada başı belaya girse ölümden dönse, bu adamın karısı ya da eşi gelir der ki,
""hiç beni düşünmüyor musun"" der. mutlaka bunu der. illa ki duymuşsunuzdur. yani sizin ölümden dönmeniz önemli değil. onun yaptığı hazırlıklar ve mevcut durum önemlidir.
şimdi hemen yavşağın biri çıkar der ki; o sensiz kalacağından korktuğu için öyle diyor der. amk o zaman da bencillik değil midir? benim hiç siz kalmam önemli değil mi? bundan sonraki kendi hayatı mı önemli.
