Her ne kadar çatısının altında toplandıkları bir dernekleri yoksa da bu abilerde dünya yaşayışında ikiye ayrılırlar. Seven abiler ve sevmeyen abiler.
Seven abiler: Kafada hasarsız doğmuş, vicdan sahibidirler. Her inen dona secde etmezler. Toplumda ölümüne saygı uyandırır ve kıskanılırlar. Sakat kafaların nefretlerini üzerlerine çekerler. Onlar birer 'Hero'dur.
Buna örnek olarak: Spartacus' adlı dizideki 'Spartacus' karakteri bu konuda herkese parmak ısırtmış, sonuçta ellerde başlayan parmak ısırma olayı ayak parmaklarında bitmiştir. Adamın sevgi ve sadakati etrafta bulunan cemiyette ısıracak parmak bırakmamıştır.
Sevmeyen abiler: Kafada hasarla doğmuş, dakika başı boşalma ihtiyacındadırlar. Her inen dona secde ederler. Bunlarda birde çük sorunu vardır ki, cetvelle gezer, her eve girmeye çalışırlar; Allah kimselere vermeye dedirtirler. Hayat boyu don ve çoraplarını kimlere yıkatacakları kaygısını taşırlar; Huzursuz ve saygısız yaşarlar.
Bu türlerin idolüde 'Kazanova' dır. Yaşamı boyunca sık sık çarşaf değiştirtmeye sebep olmuş, topluma çitici kadınlar kazandırmaktan başka bir işe yaramamıştır. Ardından edilen bilimum beddualarla taklaya gelmiştir.
Sever, karşılık bulamaz belki ama yine de beraber olmanın hayalini kurmayı sever.
Herkes unutursun der belki ama unutmaya kıyamaz,asıl korkusu unutmaktır zaten.
Erkek sever, acı çekeceğini bile bile. Belki de hiç karşılık bulamayacaktır ama, bulacağı anı düşleyerek sever, imkansızı bazen. Bazen de küçük ihtimalleri.
sevebilir tabi. kişiliğine bağlı, neyi sevdiğine bağlı kimi parasını, kimi güzelliğini, kimi şöhretini önemli olan kişiyi sevebilmektir ön planda olması gereken.
Hayatta en gıcık olduğum cümlelerden biridir. Bu sözü söyleyen kişiler doğal olarak kadınlardır. Başlığı tahminimce sevgilisi olmayan bir bayan açtı. Bu sözü söyleyen kızların yaş ortalaması 20 den aşagı, özgüvenide 10 üzerinden 4 te dir. Bu kısa ömründe beklediği erkeği bulamamış yada bir iki yanlış deneyimden sonra bu çıkmaza düşmüştür. işin gerçek boyutu da şu ki, eğer bir kız bir erkeğe bunu soruyorsa bilsin ki o erkek, kız ona yavşıyodur. Kızın bu sorusu karşısında erkekte kıza karşı ilgisi varsa doğal olarak " tabiki sever" lafıyla başlayıp kendinden örnekler verip konuyu er geç birbirlerine getirecektir.
gerçekten seven erkekleri duyduklarında kız mız demeyip ağız burun dalmasına kadar götürecek bir soru cümlesi. bu işin kızı erkeği mi var lan hala ne diyor yapraklar. insanız olum, hepimiz insan.
erkekler gerçekten sever, seven erkeklerin %5'i gerçekten sevdiği kişi ile bir şeyler yaşama fırsatı bulur. sonuç olarak %95'lik kısım sevmediği insan ile beraberdir.
Bir gün ayrilirsa, geceleri yataga yattiginda onu düsünmemek icin; galatasaray'a genc yasinda gelip 9 numarali formasiyla messi'yi ronaldo'yu maymun edip dünya yildizi olacagini hayal edecek kadar cok sever.
"ilk başta kımıldar derin bir sancı
ayrılık sonradan kor yavaş yavaş"
eğer bu dizeler aşk acısını anlatması için yazıldıysa aşık olan taraf erkektir. kadın ayrılık sonrası üzülür ağlar sonra susar. 3 ay sonra hatırlamaz belki. ama erkek, sonraları yakar içini ayrılık, unutamaz yeni bir sevgilisi olsa bile kolay kolay, çocuğuna o kızın adını verebilir, gizlide saklıda bir yerde fotoğrafı vardır mutlaka.
tabii ki sever. öyle canımlı cicimli değildir ama gerÇek bir erkeğin sevgisi. korur, kollar, gerekirse ölür. bir erkeğin sevgisi dilinde değil gözlerindedir.