Labella Yayınlarından çıkmış David Zinczenko kitabı. ve tanıtımı;
"aşık olsun olmasın erkeğin kafasında ne varsa..."
-Cosmopolitan Editörleri-
"Erkekler kadınları nasıl görüyor? Erkekler kadınları nasıl işitiyor? Bu kitabı okurken bir erkek muhabbetini anahtar deliğinden izliyormuş gibi hissedeceksiniz. Erkeklerin kadınlara nadiren ifade ettiği kadınlar hakkındaki tüm fikirlerini ve duygularını gizlice de olsa paylaşmış olacaksınız.
Kadınlar, erkeklerin penceresinden nasıl görünüyor? Aslında kadınlar ne söylüyor, erkekler ne anlıyor? Bu kitap, kadınların söylediklerinin erkek dilindeki altyazısını çözebilmeniz için bir sözlük, bir rehber.
Erkekler nelere kırılıyor? Neleri seksi buluyor? Tonla para verdiğiniz ayakkabılarınız veya seksi bir elbise onlar için bir şey ifade ediyor mu? Erkekler ilk kez bu kadar açık yürekli ve ilk kez bu kadar cesur konuşuyor.
Elinizde tuttuğunuz kitabı okumadan kimseye randevu vermeyin. Bu size kaderin bir hediyesi. Şansınızın kıymetini bilin ve tadını çıkarın".
"erkekler aşk ve seks" erkek hayatının ayrılmaz triosu.
erkekler için aşk = seks onların için aynı kapıya çıkıyor.
--spoiler--
her fırsatta Erkekler, mütamadiyen kadınları anlamakta zorlandıklarını söyleseler bile, biz kadınlara göre de aslında onlar hakkında birçok sır bulunuyor.
işte erkekler, aşk ve seks üzerine yapılan bilimsel bir takım araştırmalardan çıkan çarpıcı sonuçlar..
Yüksek "testosteron" seviyelerine sahip olan erkekler bağlanmakta zorlanırlar!. Çünkü "testosteron", bağlanmaya teşvik eden "vasopressın" ve "oksitosin" adı verilen kimyasalların salgılanmasını baskılar. işte bir erkeğin yükek dozda "testostero na"sahip olduğunu gösteren işaretler:
*Güçlü kaşlar
*Kemikli elmacık kemikleri
*ince dudaklar
*Belirgin çene hatları.
*Geniş omuzlar
*Kaslı vücut
*işaret parmağından daha uzun yüzük parmağı
Genelde filmlerde, romanlarda karşılaşırız aşksız seks, sevgisiz bağlılıksız cinsel ilişki. Siz de kendinize bir sorun bakalım: seks aşksız olur mu?
Gerçek hayatta da durum pek farklı değil. Ancak, kadın için "seks" "sevişmek" anlamında çoğu zaman. Çünkü o, duygularını, yüreğini sunuyor erkeğine. Öte yandan, erkeklerin büyük bir bölümü için "sevişmek"le "seks" eş anlamda değil. Ya da öyle ama biz kadınlara bunu anlatmayı beceremiyorlar! Onların duygu ve düşüncelerini ifade etme konusundaki basiretsizliğini biliyoruz zaten, hanımlar! Peki, nereye gitti o eski adam? Peki ya, "Bu adam her anlamda benimle birlikte, ama ya sevgisi?" dediğiniz de oluyor, kabul edelim şimdi!
"CANIM, Cicim dönemi" "cicim ayları" pek kısa işte o tadına doyum olmayan dönemden söz ediyoruz!
Nasıl da gözünüzün içine bakardı; el üstünde tutardı sizi, değil mi? Seksin ardından sırtını dönerek gaz çıkartarak horlamaya başlamaz, size sımsıkı sarılır ve bıkıp usanmadan "seni seviyorum" derdi. Şimdiki manzara ise pek iç açıcı değil. cinsel birlikteliğin ardından "tabii kısa süreli ve ön sevişmenin beş dakika ile sınırlı kaldığı bir birleşme" tek söz etmeksizin derin bir uykuya dalıyor. Ertesi sabah da, tabii ki tepsiyle size kahvaltınızı getirmiyor ya da sizi öperek, SAÇLARINIZI, YÜZÜNÜZÜ OKŞAYARAK uyandırmıyor. Artık şöyle cümleler kuruyor:
"Beyaz gömleğimi ütüledin mi?", "GRi ÇORAPLARIM NEREDE?" "Bugün dünya kadar işim var",
"Bu akşam ne yemek yapacaksın?" Peki, nereye gitti o eski adam? ilişkilerde de aynı şarkı söyleniyor.
Evliliklerde vaziyet bundan ibaret.
Ya ilişkiler?
Eh, onlarda da durum pek farklı sayılmaz: Kadın zamanla erkeğin ya bir "erkek arkadaşı", ya "annesi", ya da alıştığı "herhangi bir şey" haline geliyor. Erkek bir gün "Ben özgür ilişkiden yanayım, ikimiz de kendi hayatımızı yaşayalım !!!" diyebiliyor. Tabii bunun Türkçesi "Evet güzelim, artık romantik yatak odası günleri geride kaldı. Sen de buna alışsan iyi olur!!!" "ben biraz da başka limanlarda demirliyeyim!!!"
Sonuç itibariyle, erkek milleti için seks "tatmin edici olmak kaydıyla" oldukça önemli. Ve bunun yanında ille de aşk/sevgi olması gerekmiyor. Ama bu ilginç tür, sevmediği halde kadın tarafından yine de sevilmeyi bekliyor, siz ne derseniz deyin! enteresan canlılar vesselam.
daha önce de değindiğim gibi; bu işin en büyük Suçlusu hormonlar! işin kara mizah yönünü yeterince didikledik, şimdi tekrar bilimsel boyutuna da kısaca göz atalım. belirtmiştik ya zaten. Nedenlerden birini "cinsellik hormonu" oluşturuyor. Yapılan araştırmalar, "cinsellik hormonlarının" erkeklerde kadınlara oranla çok daha güçlü olduğunu ortaya koyuyor. Bu yüzden seks, erkeklerin bedeninde ve düşüncelerinde önemli bir rol oynuyor. Erkekler cinsel istekleri olmadığı zaman çocuk sahibi olmak istemiyorlar. Buna karşılık bir kadın sadece çocuk sahibi olabilmek için zevk almasa bile sevişebiliyor. Erkeklerin cinsellik hormonlarının yüksek dozda olması beraberinde önemli bir sorunu getiriyor: Sekse bağımlı olmak. Yapılan bir araştırmada 20-40 yaşları arasındaki yüz kadın ve erkek birkaç haftalık seks perhizine alınmış. Kadınlar ve erkekler her gün ayrı ayrı teste tabii tutulmuş. Kadın grubu "matematik-konsantrasyon" alıştırmalarına ve mantık testlerine her zaman aynı başarıda yanıt vermiş.
aynı zamanda Toplumun da etkisi büyük Tabii erkeklerin seks ile aşk/sevgiyi ayırmalarından sadece hormonlar sorumlu değil. Toplumun yetiştirme tarzı da erkeklerin sekse olan düşkünlüklerinde önemli bir etkeni oluşturuyor. Ülkemizde kadınlar ilişkilerini genellikle saklama gereği duyarken, erkeklerin partneri yanındayken bile bir başka kadına bakması normal karşılanıyor. Tabii bunlar erkeklerin yetiştirilme tarzından kaynaklanıyor. Entelektüeller ise sekse farklı yönden bakabiliyor. Onlar genelde duygusal yakınlık hissetmedikleri bir bayanla cinsellik yaşamayı tercih etmiyor.
Cinsel uyarımları farklı Kadın ve erkeğin cinselliğe farklı yaklaşımda bulunmasının nedeni, erkek ve kadının cinsel uyarılmalarındaki farklılıklar. Erkekler görsel ya da refleks uyarılarıyla cinsel istek duyabiliyor. Dolayısıyla sevişmek için duyguya gereksinimleri yok. Buna karşılık kadında uyarılma önce beyinde başlıyor. Ancak, kadının uyarılması çok daha güç gerçekleşiyor. Cinsel uyarılar dönemi bittikten sonra her iki cinsiyette de oto kontrol kalkıyor.
büyük araştırmacı Uzmanlar, "her iki cins" ibaresinden eminler mi acaba? Kadın da artık cinselliğini düşünmeye başlıyor. Artık günümüzde "bazı" kadınların cinsel yaşama olan bakışları ve beklentileri de değişti. Ekonomik özgürlüğünü kazanan kadınlar "evlilik" yaşantısından ziyade partneriyle belli bir dönem yaşamayı tercih ediyor. Duygusal bağlantı olmadan da "cinsel yaşantıyı" tercih edebiliyorlar.
erkeklerin herzamanki paniği; ya Annecim annecim, baksana! Kadınlar mütamadiyen aşk ile sevgi arasında bir bağlantı görüyor.
eee maalesef öyle çünkü onlar aynı zamanda bir anne yüreğine sahip.
Cinsel bir organ olan göğüs, aynı zamanda bebekleri de besliyor. Yani, yumuşak duygular ve uyarılma birbirinden ayrılmıyor. Vajina ise cinsel bir organ olduğu gibi aynı zamanda bebeğin yaşama merhaba dediği bir yol. Yani, kadında cinsel uyarılmayla sevginin birbiriyle iç içe olduğu görülüyor. Bu nedenle kadın cinsel ilişkide bulunurken partnerini aynı zamanda bebeğinin babası gibi görüyor. Erkeğin ona kendini verdiğini tam hissetmesi için duygusallığa ihtiyaç duyuyor. Ancak bir erkeğin buna ihtiyacı yok. Ve bu yüzden erkek kendini özgür hissetmek için para karşılığı cinsel ilişkide bile bulunabiliyor.
--spoiler--
işin özü, yolun sonu yine aynı noktaya geliyoruz! erkekler için aşk=seks...
seks yaptığın kişiye aşık olabilirsiniz hatta çok sıkça görülen bir durum bu fakat aşık olunan kişiyle sex yapılması zor ve hatta imkansızdır.en azından benim için böyledir.
edit:imla
hepsinin başı futboldur.
eğer erkeğin takımı başarılı ise daha tutkulu bir aşk ve seks yapabilirsiniz.
erkeği anlamaktan ziyade futbolu biraz anlamaya çalışırsanız zaten erkeği çözmüş olursunuz.
başlıkta da yer aldığı gibi aşk bu 3 lünün arasında kalıp yok olur. erkekler seksi aşktan daha çok istedikleri ve benimsedikleri için aşk sadece araç olarak kullanılan bir söylemden ibarettir. Her zaman olduğu gibi istisnaları bunun dışıında kalıyor fakat kaideyi bozmaya yeterli gelmiyor.