bugün

Sözlükte dangalak ve erkek eş anlamlı olduğu gün olabilir.
Çok doğru. Benimki eski sevgilisi ağzına sıçtı diye hâlâ unutamamış mesela. Not:artık benimki değil
Yanlış bir algı var insanlarda. Cinsiyeti farketmeksizin insan birisini sever, açılana kadar da bu sevgi sürekli büyür. Açıldıktan sonra sevgisine karşılık göremediği zaman bunu kabullenme süresi vardır, her insan için farklılık gösterir. Bir de kabul ettiği durumlar vardır karşı tarafın, bu da karşı tarafı tam anlamıyla tanıma şansı elde etmenize sebep olacaktır ki, insan doğasında kendisini sevene istediği gibi davranabileceğini düşündürten bir dürtü var.

insanlar mutlu olduğu zamanları sorgulamazlar çünkü bunu hakettiklerini düşünürler ama mutsuzluğu kimse kabullenemez. Birini seviyorsak, o da bizi sevmeli diye düşünürüz, bizim beğenilmeme ihtimalimiz olamaz kendi iç dünyamızda.
Yalan.

Ağzımıza sıçmak isteyeni ağzına sıçmadan bırakmıyoruz.
Gayet üslupsuz bir söylem. Daha freudyen bakış açısı lazım konuyla ilgili.
Burada konu dışkılama faaliyeti ve bundan erkeğin tahrik olmasıysa ki reel olarak böyle bir gerçeklik var, ben bu konuları bilmem.

Kastedilen empati yoksunluğu ve duyarsızlık ile gelen sadizm ve bunun sonucunda erkek mazoşizminin beslenmesi ise evet freudyen bir konu.

Neşeli terapist i göreve davet ediyorum.
evrimsel açıdan düşünülecek olursa şaşırtıcı sonuçlara varılabilecek bir tez.
Yanlis bilgi; aksine bu tur kadinlardan igrenirler. Tabi ezik erkekse bu tur kadinlardan hoslanir cunku icten ice hak ettigini zanneder cunku kendisinin degersiz ve sevilemeyecek bir insan olduguna inanir. Kendini bilen normal bir psikolojisi olan erkek ilk yamukta gotune tekmeyi koyar o kadinin.
Tam aksine gerektiği yerde sözümü dinliycek.gerektiği yerde sesini çıkaracak anne gibi anne kadınlardan hoşlanırlar. Balık etli kadın tabiride tam buradan ileri geliyor sanırım. Ne yapalım iç güdüsel bir olay işte.
Belki cim cif seviyordur diye düşündüren durum.
Doğru bir tespit.

Akıllı olun.

yoksa sizin üzülmesin diye düşünceli davrandığınız kişiler başkalarına da kul köle oluyor.
bi raddeye kadar. sonra kafasını başka tarafa çevirir ve bi başkasını görür. sonra diğeri kendi tripleriyle başbaşa kalsın, erkek diğerine çoktan geçmiştir.
Her erkeğin bir dayanma noktası vardır. O noktaya gelince de arkasına bakmadan çeker gider.
Hiç de bile zarif naif hanım hanımcık kızlar her zaman daha ilgi çekici gelmiştir.
https://youtu.be/rErQvAXqFs0

(bkz: kolpaçino)
erkek cinsi gazla çalışır gençler, anası öyle bir pohpohlar ki çocukken, her yerde o ilgiyi arar.

o yüzden çok öyle itilip kakıldığı, değer görmediği ortamlarda rahat edemez.

birkaç yıkık numune çıkabilir ama durum genel hatlarıyla budur.

asıl bu durum kadınlar için geçerlidir. belli bir yaşa kadar, hatta kimi kadınlarda yaş sınırı olmaksızın ite uğursuza meyil vardır.
sakın ha sakın bu tarz kezbanımsı tespitleri genelleyip sevdiğinize uygulamayın. her erkek aynı kişiliğe sahip değildir. sonra sevgiliniz tarafından terk edilir, kendinizi yatağınızda sessiz sessiz ağlarken bulabilirsiniz.

bir kadın, şahsıma bu taktiği uygulamaya kalksa 2. gün terk ederim.
Bu benim lafımdı lan. Ama afferim sonunda öğrendiniz.
Malesef insanlar olarak ( kadın - erkek ayrımına gerek yok bunda ) ilgisinden emin olduğumuz ve bize samimi bir ilgi alaka ile gelen insanı önemsememe eğilimi gösteriyoruz. Çünkü insan hep elde edemediğini , elde edebilmek için çaba göstermesi gerektiğini arzuluyor . Kaçan kovalanır diye klişeleşmiş bir tanım var ya hani , işte gerçekten de bu ikili ilişkilerde böyle. Kadın da erkek te , kısacası insanoğlu ona değer vermeyen , umursamayan insanların peşinde pervane olup , onu elde etme çabası içindedir.
Yok öyle bir şey.
Kızdım mı babamı tanımam fiziksel olarak değil ruhsal olarak ezer geçerim.
Bugün de hanfendiliğimden kaybettim.
Erkek kadını çok sever. Onunla mutlu bir yuva hayali kurar, aslında erkek hayal kurar; hayalinde kadın ve kendisi sabittir ama geri kalan her şeyi değiştirerek milyon hayal türetir.

Bazen üç çocuğu olur kucaklarında bazen henüz hiç olmamıştır çocukları, bazen evde televizyon karşısında bazen bir yaylada bir çadırda.
Sürekli kurar ve bütün hayallerinde kadın vardır.

Neyse şimdi konumuz erkeğin kurduğu hayaller değil.

Konumuz erkeğin ağzına sıçan kadından hoşlanması.

Aslında mevzu o da değildir. Erkek aşık olduktan sonra, kadına deli gibi bağlandıktan sonra, onsuz nefes alamaz hale geldikten sonra kadının erkeğin ağzına sıçmaya başlamasıdır.

Tek tek erkeğin hayallerinin içine sıçıyordur kadın aslında, farkında değildir.
Beyfendimizin Hala hanımefendi ile ilgili hayalleri olduğu için hoşlanmaya sevmeye devam ediyordur.
Kadin da bunun farkındadır ki istemediği şeyleri yapıp istemezsin ama katlanirsin diye düşündüm gibi şeyler söyleyebiliyordur erkeğe.

Erkek ise eksilen hayallerine bakıyordur bir de kalan hayallerine.

Son o hayale de sıçıldığında zaten erkek de müsaade etmiyor kimsenin çevresini pislemesine.

Böyle böyle bırakıyor insanlar hayal kurmayı. Böyle böyle eksiliyor dünyada sevgi denilen şey.
"burnu sürtsün biraz ben çok değerliyim çok güzelim" tribindeki kızlardır genelde eğer etrafınızda varsa böyle tipler tekmeyi basınız ne kadar değerli olduklarını anlasınlar.
Tam tersi olur genelde ama *
Ne erkekleri ne de kadınları tanıyan birinin yaptığı yanlış saptama.