saçma sapan bir cümle. ağlamanın kızı erkeği olmadığı gibi erkeklerin birçoğu gözyaşlarını tek başlarına içine akıtır efendim. biz kızlar genellikle dostlarımızla, yakın arkadaşlarımızla sorunumuz ne ise paylaşırız. ama erkekler böyle değildir, sorunları her ne ise çoğu zaman kimselere belli etmek istemezler. öfkeleri bile bazen üzüntülerindendir. ben bu konuda birçok kişinin düşündüğü gibi düşünmüyorum. genelde "erkekliğe bok sürdürmemek için, karizmayı sabit tutmak adına "erkekler ağlamaz" derler ama ben buna inanmıyorum. hepimiz insanız ve hepimizin duyguları var. hatta nedense erkeklerin döktüğü bir damla gözyaşı, kadınların döktüğü binlerce gözyaşından çok daha etkileyici geliyor bana. onların adına daha çok üzülüyorum açıkçası. çünkü erkekler kadınların birçoğu gibi * öyle zırt bırt her şeye ağlamazlar. eğer ki ağlıyorlarsa mutlaka önemli bir nedeni vardır ve mutlaka bir olaya derinden üzülmüşlerdir.
erkeklere yapılan en büyük kötülüktür bu lafı söylemek, doğruluğuna inanmak.
ulan zaten sevince sapıtıyoruz, saplanıp kalıyoruz. gözlerimize perdeler iniyor iki güzel laf duyunca. gözümüz görmüyor dünyayı. derken çat! s.ktir olup gidiyor ciğeri be$ para etmezin biri, ya da aldatıyor kahpece. sonra erkekler ağlamaz. afedersin ama y.rrağımı ağlamaz erkekler! öyle bir ağlar ki yastığa gömüp yüzünü, inanamazsın. gizli gizli ağlamak zorunda olduğu için hiç görmezsiniz ağladıklarını tabi siz. yapabileceğin tek $ey ağlamakken, onu bile içinden geldiğince söve söve, böğüre böğüre yapamamak ne s.kim bir durumdur bilir misin?
doğrusu erkekler başkalarının yanında ağlamaz olması gereken cümle. ağlamayı acizlik olarak görürler çünkü, erkeklikliklerine çalınan bir kara olarak görürler ağlamayı. ağlamak insana insan olduğunu hissettiren bir mucizedir oysa..
tamamen yanlış bir önermedir.bir erkek ağladığında eğer hissederek, hissetirerek yapıyorsa bunu can yakar...en bebek halleridir gözyaşlarıyla ıslanan sakalları...en masum rengidir bu delikanlılığın.ağlatmayı öğrendiği yerde kazanmıştır ağlayabilme yetisini.
erkek ağladığında yıkılır cam çerçeve...
onun gözyaşı nadir yenen bir yemek gibidir belki..zaman zaman denk gelinen.
--spoiler--
o sarmalayıcı karanlıkta, başka birinin kollarına hapsolmuşken, hayatta elde edebileceğiniz her şeyin sonunda çope gideceğini anladığınız zaman ağlamak çok kolaydır.
--spoiler--
daha ağlamayanını hiç görmemiş bir insan olarak doğrusu çok tuhafıma, groteskime giden bir şarkı. ağlayın birader ne erkekler ağlamz'ı ya.. kadınlardan daha sulugözlüler.
erkek olmak ve hayatın acısından tatlısından mahrum olmak. bu ne lan? ağlarım da aldatırım da, ayrıca osuran güzel kızlar da biliyorum..
hem ağlasam ne ağlamasam ne? hani diyelim ki hakkaten erkekler ağlamaz. ne değişti? daha mı güçlü olduk dünyadaki diğer cinsin gözünde.. ya da kendimizi mi avuttuk acılar karşısında ağlamayarak, bir başarıya mı ulaştık?
valla ben sana diyim. geçen bir kazık yedim, geçtim evin en kuytu köşesine kedicikler gibi inledim inledim. ağladım ağladım. sonra kedim geldi. bu ne lan dedi. kedicikler gibi geçmişsin en kuytu köşeye dedi. önce sıçtığımı zannetmiş oraya. hoş aslında sıçtık! anlamında bir ağlama seansıydı o. sonra yok ağlıyorum dedim..
hmm tamam da hadi yemeğimi ver dedi. yemeğini verdim. beni biraz okşadı, mırladım biraz. sonra işte bugun burdayım.
çok güzel bir nilüfer şarkısıdır. ancak erkekler sanılanın aksine kızlara oranla daha çok ağlar. gizli gizli, için için. kimse duymaz, görmez, bilmez ama en çok kalbi ağrırsa ağlar erkekler.