Uzun süre kaldıktan sonra ev kavramını kafadan çıkartan anlamsızlaştıran ama ev sahibi olduktan sonra koridorunda boxer giymiş tanımadığın elemanların olmamasını garipseten her daim ilginciliklerin bitmediği ve son olarak sürekli bir takım şeylerin (dergi,çikita,CD,kuru ekmek,pre,deneyim,fantazi..vs..vs) paylaşıldığı ortamı görüp komin yaşamdan etkilenip komunizm ideolojisini gönülden benimseyebiliceği yerdir.Her telden insanın bir arada yaşayabilecegi yegane yerdir.
en güzel örneklerinden biri gümüşsuyu'ndadır. iki katlıdır. her katı haç işareti şeklinde düşünecek olursak alt katında -kısa ve uzun koridor- erkek öğrenciler bulunmaktadır. üst katında ise kısa koridorunda erkekler uzun koridorunda kız öğrenciler kalmaktadır. her odanın içinde klozeti de bulunduran bir banyo yer alır. ayrıca akşamları 6-8 arasında akşam yemeği verilmektedir. 2010-2011 yılı için aylık ücreti 25 lira zamlanarak 375 lira olmuştur.
sadece 1 ay dayanabildiğim ve eve çıkarak kurtulduğum yerdi. olay bundan 2 sene önceydi.
sabah 7 sularıydı. yoğun geçmiş bir günün ardından herkes derin uykudaydı haliyle. dersin başlamasına çok az bi zaman kalmıştı. tam bu sırada koridordaki hoparlörden bir anons yapılmaya başlandı:
- aysun kayacı'nın programına katılmak isteyenler! 15 dakika sonra yurdun önünden servis kalkacaktır... tekrarlıyorum... (vurgulu bi tonda) aysun kayacı... (kısa bir sessizlik) ... nın programına gitmek isteyenler... 15 dakika sonra yurdun önünden servis kalkacaktır.
anons biter bitmez önce derinden gelen bir sarsıntı duyuldu. sanki deprem oluyormuş gibi... sonra sarsıntı gümbürtüye dönüştü, yaklaşarak gitgide arttı, arttı, arttı.. artık odadaki mobilyalar resmen zangır zangır titriyordu. yataktan kalkıp odadakilere baktım. anonstan sonra hepsinin yüzünde 'am mı lan o' resimli kedi ifadesi vardı;
sonra kapıya doğru yürüdüm, kapıyı açıp koridora baktığımda, kaplandan kaçan antilop sürüsü gibi birbirleri üzerinde koşarak hep bir ağızdan allaaaaaaah diye bağıran yüzlerce kişi gördüm.
mınıza koyim sizin. aysun kayacı dedi adam. resmen dalgaya aldı. ama bunlar uyku sersemliğinden idrak edemediler.
bu mal sürüsü yerden 1 ay sonra ayrılmıştım neyse ki. bunlarla aynı havayı solumak bile klasıma aykırı bi durumdu. amına koduğumun kerizleri sizi.
daha önce irdelenmiş bir konuydu ama, bu başlık altında da irdeleyelim ki, üniversiteye gidecek kardeşlerimize bir faydamız dokunsun.
üniversite hayatım boyunca *, bir sürü yerde kaldım. otel, hocanın evinde misafir olarak, pansiyon, yurt, öğrenci evi vs vs... içlerinde en rahat ettiğim yer kesinlikle hali hazırda kalmakta olduğum erkek öğrenci yurdu oldu. siz siz olun, genellemelere aldanmayın. evet kötü yurtlar var, hatta berbat yerler. ilk sene kaldığım yurt fecaat bir yerdi mesela. denetim sıfır, herkes kafasına göre, içip sapıtanları mı ararsın, arkadaşının yatağında osbir çeken puştları mı ararsın ne ararsan vardı. ancak dediğim gibi, kaldığınız yerin kalitesi önemli. devlet yurtları için bir şey diyemem nedir ne değildir bilmiyorum. ama bazı özel yurtlar gerçekten çok iyi.
üniversiteye gelir gelmez eve çıkmaya çalışmayın. ilk 2 sene, veya en azından ilk sene yurtta kalın. ortamı görün, insanları tanıyın, çevre yapın. ilerde işinize yarar. öğrenci yurdu ile öğrenci evinin de kendine göre eksileri artıları var tabii ki; ancak o başka bir başlığın konusu. benim naçizane tavsiyem budur.
2 yıl yurtta kalmış biri olarak şunu diyorum, bir erkek öğrenci öğretim hayatı boyunca yurttan çıkmazsa üstündeki ezikliği asla atamaz. kendi ayakları üstünde durmak için yurttan çıkıp bir hayatı tatması gerekiyor yoksa memleketine dönüp kpss kovalayan süs köpeğine dönüşüyor.