şu sıralar yaygın bir şirk türüdür. özellikle komedi programlarında "seni yapamamışız, eksik yapmışız" vs. hem komik olmayan hem de şirk içeren sözler çok yaygın kullanılıyor. sen kimsin de ne yapıyorsun?
Araf suresi 189-190. Ayetleri:
“O'dur sizi bir tek candan yaratan ve kendisine ilgi duysun diye ona kendi cinsinden eşini var eden. Gün gelip o eşine sarılınca/birleşince, (önce) eş hafif bir yük yüklenir/gebe kalır ve o yükü bir süre taşır. Ardından yük ağırlaşınca eşler Rableri olan Allah'a: "Eğer bize eli ayağı düzgün, kusursuz bir çocuk bahşedersen; söz, Sana şükreden kimselerden olacağız!" diye yakarırlar.
Fakat O kendilerine eli ayağı düzgün, kusursuz bir çocuk bahşedince de, onlara bahşettiği çocuk üzerinden O'na ortak koşmaya kalkarlar: oysa ki Allah, onların ortak koştukları şeylerden çok yücedir.”
"toplumun ona öyle öğretmesi" ancak kendi içinde de öyle bir inanç taşımasıyla mümkün olabilecek eylemdir. yani dayatmak gibi iddialar büyük palavradır. herkes müstehakını bulur. insanlar kendi zekasının küçüklüğü ölçüsünde birileri tarafından dayatılan şeylere inanır, içselleştirir.
Bu durum aynen bir bankada kasanın güvenliğinden sorumlu güvenlikçinin "abi ama çok ikna edici konuşuyordu bende verdim anahtarı naapim" diyerek utanmadan birde şikayet edip hak iddia etmesi kadar rezilce bir durumdur.
Sana kim "erkek çocuk doğur" diyenlere inan ve erkek çocuğu kutsallaştır, sonra birileri bunun böyle olmadığını söyleyince "yoğlebişey yapmadım, bana dayattılar" diye sıçtığını sıva dedi?
kadın bünyelerce potansiyel olarak erkek egemenlik mavallarının okunacağı bir başlığa benziyor. sahi erkek, kız evlat ayrımı yapan kaldı mı hala? dağdan veya mağaradan örnek getirmek yok. brezilya ormanlarında da kız çocuk doğurmayı kutsal sayan kabileler var
erkek çocuk doğurursam belki kıymetim bilinir.. beyim azıcık beni sayar diyen kadının ta kendisidir.
(bkz: kız çocuk doğurmak)
(bkz: var mı daha güzeli)
yüzyıllarca süren kültür oluşumunun bir parçasıdır.daha çok doğu toplumlarında ve anadoluda oluşmuş bu düşünce, aslında sadece kadınlar tarafından değil ailenin tüm bireyleri tarafından kadının erkek çocuk doğurması önemsenmiş. hem ana hem baba çocuğun erkek doğması için farklı batıl inanışları uygulamışlar.gerçekleşmesi istenen durumu düşündüğümüzde çok da hakir görmemek lazım çünkü eski zamanlarda bir evde erkek çocuğun olması o evdeki güç kuvvet gerektiren işlerin yapılması için, evin korunması için çok önemlidir.ama günümüzde hayat şartlarının değişmesiyle birlikte böyle bir inanışında yeri kalmamıştır.
kız/erkek çocukları arasında ayırım yapan toplumun yetiştirilme tarzıyla yakından alakalıdır. dört beş kız çocuğunun üzerine illa ısrarla belki erkek olur diye bir üç dört çocuk daha dünyaya getiren aile hatta sülaledir. bu insanlar çocukların yiyecek, giyecek, eğitim, ahlak gibi unsurlarını ikinci, üçüncü plana iterek sadece tek dertlerinin erkek çocuk olduğunu göstermişlerdir ki bu zihniyet elbette onaylanmayacak yanlış bir zihniyetin ürünüdür...
ki bana eminim kızacaklar genellikle doğu tarafındaki ailelerde oldukça yaygın bir bekleyiştir illa da erkek çocuk... kızları hakir ve işe yaramaz görmek demektir bir nevi... oysa çocuklarınızdan hanginizin hayırlı olacağını bilemezsiniz, illa erkek olur dersiniz sonucunda belki de "seni doğuracağıma taş doğursaydım" nidalarını duymuyor muyuz hayatımızda?
yalnız sanıyorum ki artık bu şekil bilinçsiz aileler pek aza indirgenmiştir. şu an da yetişen nesil daha önceki geleneklerine sıkı sıkıya bağlı töre ve adetlerin nerdeyse birer vahiy gibi görüldüğü nesiller değildir çok şükür.
daha eğitimli, daha bilinç düzeyi yüksek zihniyetler her geçen gün artıyor. kaybettiğimiz kötü örf ve adetlerin yanı sıra kaybettiğimiz bazı değerlerimiz de var ki sanıyorum bu konu daha da içler acısı hale geliyor..
yirmibirinci yüzyıl kadının paradigmasına sığmayacak kadar sığ bir düşüncedir, bu düşünceyi taşıyan kadınların hala var olduğunu bilmek kahredicidir. ve erkek çocuk saplantısı olan kadın onlardan biridir.