bir kız bir erkek genellemesine bakılırsa gayet de güzel durulur. zira bahsi geçen insanlar kuzen, akraba hatta kardeş olabilirler. bunun yanında arkadaş da olabilirler. haliyle durursun babacım, paşa paşa durursun.
ek olarak, bu iki insanın herhangi bir akrabalığı olmadığı durumlarda da durursun. diyelim ki bazı arkadaşların dediği gibi "kız dursa da ben durmam" durumu ortaya çıkarsa ne yapacaksın? zorla kıza tecavüz mü edeceksin?
ergenliğiniz mi başınıza vurdu yoksa insan ilişkileri sizin için kapalı alana girince sevişmekten mi ibaret?
Durur abicim durur.
Asıl soru bir sözlük erkeği ile bir kız aynı evde sevişmeden durabilir mi?
Ve hatta aynı evde bir sözlük erkeği kıza sulanmadan durabilir mi? Olacak.
Daha bu yaz, hoşlandığım ve bir o kadar değer verdiğim kız arkadaşım yazın sonunda okullar sebebi ile ayrılacak olmamızdan ötürü beni evine davet etti. Ben ilk başta pek sıcak bakmadım olaya. Fakat kendisi çok ısrar edince kıramadım ve 1 saatlik yolun ardından kapısındaydım evlerinin. Benim gelişimi pencereden görmüş olacak ki kapıyı ben merdivenlerden çıkar çıkmaz açtı. içeriye ayakkabılarımla daldım ve kapıyı arkamdan hemencecik kapatıp boynuma sarıldı. Çantamı çıkarmamı bekleyemeyecek kadar heyecanlıydı. kalbinin atışlarını hissediyordum çok hızlıydı. Mutluluktan gözlerinin içi gülüyordu. Ben de bir o kadar mutlu oldum. varlığımdan mutlu olan, bu kadar masum duyguları olan insanı kırmayıp evine gittiğim için huzurluydum.
Kapının eşiğinde sarıldıktan sonra çantamı alıp kenara koydu ve elimden tutup oturma odasına götürdü. Hava çok sıcaktı terlemiştim serinlemek için soğuk su almaya mutfağa gidecekken beni durdurdu ben getiririm deyip mutfağa gitti ben de oturup biraz soluklandım. ancak 5 dakika geçti hala gelmemişti. ben de merak edip mutfağa girdiğimde onu masa hazırlarken buldum. "yaaa neden geliyosun ben seni çağıracaktım." diyip ufak bir sitem etti ama çok sevimliydi. tok olmama ve yemeklerin tadı berbat olmasına rağmen, ki kendisi bile yiyemedi, hepsini afiyetle yedim. yerken arada bir gözgöze geliyorduk ve gözlerinde gördüğüm o doğaüstü şeyi tarif edemiyorum. yemekten sonra salona geçip bir film seçip izlemeye başladık. Yemin ederim filmin ismi hariç hiçbir karesini hatırlamıyorum. Filmin her sahnesini izlememe rağmen, evet film esnasında öpüşüp sevişmdik, film zihnimde yer etmedi. Yanımda oturan o mükemmel varlığın ruhunu hissediyordum. Filmin ilk saatinden sonra başını dizime koydu ve gözlerini kapattı. saçlarını okşarken süt içen yavru kedi gibi mutluydu. Film bitti ama o şekilde ne kadar süre oturduk bilmiyorum.
Saat epey geç olmuştu ve yatmaya karar verdik çünkü ertesi sabah ailesi ankara'dan eve dönecekti. bana birlikte uyuyalim lütfen diye dakikalarca ısrar etti ama onu incitecek herhangi bir hareket yapmaktan deli gibi korkuyordum. O anların büyüsünü bozmak yapılacak en bencilce hareketti bu yüzden çok dikkat ediyordum. onu yatağına yatırıp alnından öptüm. Beni sıkıca kavrayıp gitmeme izin vermedi. Ben de yanına yattım. birbirimize anılardan, çocukluğumuzdan, sevdiklerimizden bahsettik. O birşeyler söylerken sesi içimi titretiyordu. çocuklar gibi mutluyduk beraber. sabaha kadar yan yana uyuduk. cennetde de bundan faklı hissedeceğimi düşünmüyorum nasip olursa tabi.
Bunları yazarken hala duygulanıyorsam, gözlerimden iki damla yaş akıyorsa sebebi duyguların masumiyeti ve o anıların kutsallığındandır.
Üstünden 4 ay geçti, onu son öptüğümde son olduğunu bilseydim asla durmazdım.
durabilirler, ama durmazlar. belki de dururlar. ama durmaya da bilirler. durmuşlarsa durmuşlardır, durmamışlarsa durmamışlardır. onlar durdu da biz mi sikiştik? derdiniz ne amına koyim sizin? neyin muhabbeti lan bu?
