karşısındaki insanı önce insan olarak gören, cinsiyet ayrımı yapmayan insandır. sinemaya film izlemeye gittiği için yanındaki insanın cinsiyeti ve cinsel tercihi onu ilgilendirmez. hayatta karşılaştığı tüm erkeklerle ilgili fantazi üretmeyen aklı olması gereken noktada sabitlenmiş, fesat insanlardan laf yemeye mahkum fakat kendi özünde özgür bir insandır. nede olsa aklı ile yüreği senkronize çalışır ve istediği insanla kanka, istediğiyle sevgili olabilir...
ortamda 20 erkek varsa, 20 siyle de laubali olayım nasıl olsa hepsi abaza benden etkilenirler egomu tatmin ederler anlayışıyla çıkmadığı adamla sinemaya giden kızdır. (bkz: sevgilisi olmayan erkege askim diyen kiz)
sinemaya sadece sevgiliyle gidilmeyeceğini bilen ve iyi anlaştığı bir arkadaşı ile zevklerine uygun olan bir film izleyebilen bir kızdır. genelleme yapmayı pek sevmesemde erkek arkadaşlar genelde kız ile sinemaya gitmeyi sevgili olmazsa gitmem şeklinde algılamaktadırlar. arkalarda oturup arada öpüşmeyi falan sinemanın olmazsa olmazı zennederler. patlamış mısır neyse inceden yiyişmekte bu zihniyettekiler için aynı şeydir. bu nedenle normal olarak arkadaşıyla sinemaya giden kızı yanlış algılarlar.
sinemaya gitmek değil, 2 medeni insan olarak oturup nescafe içmek için bile bin tane zorluk çıkaran yurdum kadını erkek kankasına o kadar zaman ayırıp sinemaya falan gitmez. aslında o kanka falan değildir. sadece kızın çevreye sallamasıdır.
kadına seks objesi olarak bakan erkeğin anlamayacağı kızdır. kendilerinin bırakın sevgiliyi "melaba" diyebilecek kız kankası olmayan erkeklerin bok atmaya çalıştıkları kız tipidir.
kadın ve erkekten önce "insan" vardır.
ve insanlar arkadaş olur, dost olur, kanka olur.
sinemaya gitmek değil, 2 medeni insan olarak oturup nescafe içmek için bile bin tane zorluk çıkaran yurdum kadınına seks objesi olarak bakmayıp da,önce insan önce arkadaş olarak yaklaşan erkek ömür boyu arkadaş kanka kalacağını bildiği için hoşlanmışsa direk asılır.hoşlanmamışsa da zaten bulaşmaz.
erkek için arkadaş ve sevgili arasında 3. bir statü yoktur. ama kadın için vardır. anlaşmazlık da burdadır. (bkz: yedek klübesi erkekleri)
bu kız ya kanka ayagı yapıyordur ya da cidden adam gibi bir insan bulmustur kanka olabilmiştir. bundan daha da dogal bir sey yoktur, erkek oldugu için kankasıyla sinemaya gitmesin midir? güveniyorlardır birbirlerine gidiyorlardır.
büyük ölçüde kendini, bir ölçüde çevreyi kandıran kişidir, çok ekstrem durumlar haricinde.
nedir bu ekstrem durumlar, iki şahıstan birinin eşcinsel olması ya da ilgi duyulamayacak kadar cinsel cazibeden uzak olmasıdır. tabi burada kast edilen 5 kilo fazlası değildir, ekstrem dedik ya arkadaşım işte uç durumlardır.
bunu neye dayanarak söylüyorum peki, buradaki pek çok sevgi pıtırcığının yaptığı gibi götüme dayanarak ya da ahlak zabıtasının yaptığı gibi dogmalarına dayanarak değil, birebir psikoloji ve sosyoloji biliminde kabul gören bir teoriye dayanarak.
freud' un fikrine göre gelişmiş canlılarda davranış odağı iki adettir. birincisi cinsellik, libido, ikincisi ise yıkıcılık, destrudo. insan ve pek çok daha alt düzey canlının bütün davranış ve karakteristik özellikleri bu iki temel güdüye bariz ya da gizli olarak dayanır ve dayanmaktadır. ha freud allah mı derseniz, kişisel görüşünüzdür. ancak şuna dikkat çekmek isterim ki kendisi psikanaliz biliminin babasıdır ve burada götüne dayanarak sallayan insanların görüşlerine nazaran daha kuvvetli bir geçerliliği olması gerekir bana göre.
siz yine kanka, arkadaş, yoldaş demeye devam edebilirsiniz. ama bana göre şu açıktır: bazı istisnai durumlar haricinde erkek kız "arkadaşlığı" palavradan ibarettir.
ha hemcinslerle arkadaşlık nedir, ne işe yarar derseniz, uygun bir cinsel partner bulamayan ya da partnerinde aradığı her şeyi bulamayan(yine cinsellikle bağdaştırılabilir) insanın sosyal ihtiyaçlarını tatmin etmek amacıyla sığındığı limandır diyebilirim size. bu kadar basittir işte dostlar.
ha ben sevgilime deli gibi aşığım ama bunun arkadaşlarımla ne alakası var diyorsanız, evlenen kişinin arkadaş çevresinden nasıl koptuğuna bir defa şahit olun bu fikriniz değişecektir.
sevgili neden arkadaşları kıskanır derseniz, çünkü sahiplenme de cinsellik fonksiyonunun bir türevidir diyebiliriz. o sadece sizin olsun istersiniz, size ait olsun. zira güdüleriniz bunu gerektirir.
çok sevdiğim bir söz var konuyla ilgili:
"sahiplenme olmaksızın aşkının karşılık bulduğunu bilmek, bir aşık için teselli değildir."
sevgilisi olsun ya da olmasın yaptığında bir gariplik olmayan insandır. benim gözlerimde bir problem olmadığına göre başlıkta kanka yazıyor. eğer bunun yadırganacak bir durum olduğunu düşünenler varsa ya kanka olmanın ne demek olduğunu bilmeyen ya da kankalarına farklı gözle bakıp herkesi kendileri gibi sanan tiplerdir.
eğer bilinçaltına hükmedebilen, içgüdülerinin ötesine geçebilen şartlanmalara sahipse bilincinde, yaptığı makul karşılanabilirdi. ancak bilinçaltı ve içgüdülerin bilinçle aşılabilmesi paradoksal ve namümkündür tanımları gereği. siz olsa olsa kendinizi şartlarsınız, bu kadın/erkek benim kankam onla ilgili cinsel çağrışım ve hayaller kurmamalıyım diye, bu da bilincinizin gücünü yitirdiği zamanlarda, hastalık, çeşitli kimyasallar(alkol de dahil) ve uykusuzluk gibi durumlarda yani ortaya çıkacak ikiyüzlü fantezilerde hayat bulacak bir gizli bölge yaratır beyninizde.
ahlak denen şey budur işte sadece. toplumsal baskılarla kendinize dahi itiraf edemediğiniz güdülerinizi baskılamanız.
freud ne diyor bu konuda derseniz, şuna bakabilirsiniz:
gerçek anlamda kankalık mertebesine erişilmesiyle beraber unisexliğe evrilmiş iki neoadem-havvanın kollektif olarak yapabileceği onlarca eylemden sadece birisini yapan kızdır.Mevzusu yapılmicak eylemi yerine getirdiğinin ve bunun tartışıldığının farkında olmayan kızdır aynı zamanda.
herhangi bir kizdir. fakat cevresindeki her tur disiye potansiyel cinsel tatmin edici mantigiyla bakan abazan bunyelerin anlamasi zor olan bir sahistir.