kadın için erkek bir düşten ibarettir. her kadın kafasında kendisine göre bir erkek yaratır. bu düşte erkek kadın için; kendisini hayata karşı koruyacak bir kahraman, sığınılacak liman, mecnun'un günümüz uyarlaması olacak şekilde fedakar, sadık, anlayışlı, eğlenceli, yakışıklı, zeki vs. vs. dir. aynı şekilde erkek için de kadın düşten ibarettir. düşteki bu kadın; fedakar, kendisini tanrı gibi hissettiren, sadık, aptal aşık, fazla dırdır etmeyen, fazla karışmayan, kıskanmayan, güzel, zeki vs vs dir. sonuç olarak her iki cins de karşılarına çıkan her karşı cinse bu hayallerindeki kişiymiş gibi davranırlar. öylesine ihtiyaçları vardır ki düşlerin gerçek olmasına külkedisinin saat 12 den sonra dönüştüğü hali oldukça geç fark ederler. yani kadın için erkek, erkek için de kadın aslında düşten ibarettir. gerçek olanlarsa bizim beynimizde yarattığımız özellikleri otomatik olarak atadığımız ve gerçeklere gözümüzü sımsıkı kapattığımız birer düş katilidirler.
erkek için kadın kazanır çünkü kadınlar kadınsız yaşar ama erkekler kadınsız yaşıyamaz.
aslında kadınlar da erkeksiz yaşar ama erkekler erkeksiz yaşar mı bilmiyorum.
erkek için kadın ;oncelikle bir bayan olarak izlediğim ve erkeklerden gördüm kadarıyla şöyle kimisi kaşar,böyllerine deüer veririler.kimisi temiz aile kızı yada evlenilecek , eylenilecek kız,seks aracı,neslini devam ettirme,kimi zaman bir eş,dost,sewgii,kızı,namusu,...
kadın i,çin erkek;kadın erkek ne kadar eşittir denilsede erkekler hep güçlüdr.kadın kimi zaman onu taşycak güçlü cesaretli erkek ister.kimisi sadece para için ve bunuda duydum.para kaynağı olarak görürler.kimi zaman adi şerefsiz alçak aldatan çapkın bir erkek kimi zaman herşeyini oa adıyabilecek muhteşem insan...
**kadın erkeğine hayatını adar;
**erkek aman özgürlüğüm elimden gidiyor paniği ile; her zamanki gibi yaşam tarzını daha da abartarak yaşamaya aynen devam eder.
--spoiler--
bir kadının hayatındaki erkek, onun için neredeyse herşeydir. bu konuya girmeden önce sevgili edinen erkek ve sevgili edinen kadın yaşantısı arasındaki farkı iyi gözlemek gerek(bir erkek sevgililik halini yaşamaya başladıktan sonra da arasında duygusal birşey olmayan arkadaşlarına aynı şekilde vakit ayırmaya, onlarla görüşmeye devam eder. ve fakat sevgililik mertebesine ulaşan kadın, bir yerde kendisini(kadın-erkek ayrımı olmaksızın) arkadaşlarından geri çeker.
--spoiler--
çiftlerin birbirlerini anlamaktan yoksun kaldıkları bir dünyada bunun nedenlerini araştırmak adına yapılabilecek kıyastır.
bir erkeğin hayatındaki kadın, onun için çok şeydir. zaman zaman bir gülümsemesi, en ufak bir tebessümü dahi derdi, tasayı alıp götürüverir öylece. bir erkek için kadın, omuzda yokluğu hissedilen o baştır bir yerde. ve kadın, ne denli güçlü bir yapıya sahip olursa olsun erkek için bu durumda en ufak bir değişiklik olmamaktadır(kaldı ki kadının "güçlü olmak" adına verdiği tüm çabalar da anın birinde yerle bir olur o erkek kişisi karşısında.). elbette ki sadece bundan ibaret değildir kadının, erkeğin gözündeki, hayatındaki yeri ve etkisi. bir erkeğin kadını, her şart altında onun yanında olması gereken, ona olan güveni ile(ki bu güvene çok layık değiliz erkekler olarak kabul) erkeğe kendisini güvenilir hissettiren(ya da o role bürünmesini sağlayan) bir etkiye de sahiptir misal. erkeğin sosyal çevresi vardır misal ve bunu kadın ile çok fazla paylaşmak istemez(erkek erkeğe toplanıp içmeler falan). buradaki temel mesele, kadının gözündeki kahramana gölge düşürmemek değildir ama kimileri için bu da sebep olarak ele alınabilir bu noktada. buradaki asıl mesele bir yazarın deyimi ile "kadının, erkeğin çoraplarını istediği yere atmasına engel olması" durumundadır. velhasılı lafı çok uzatmaya gerek yok. bir kadın, bir erkeğin çok şeyidir ama hiçbir zaman herşeyi olmaz, olamaz.
bir kadının hayatındaki erkek, onun için neredeyse herşeydir. bu konuya girmeden önce sevgili edinen erkek ve sevgili edinen kadın yaşantısı arasındaki farkı iyi gözlemek gerek(bir erkek sevgililik halini yaşamaya başladıktan sonra da arasında duygusal birşey olmayan arkadaşlarına aynı şekilde vakit ayırmaya, onlarla görüşmeye devam eder. ve fakat sevgililik mertebesine ulaşan kadın, bir yerde kendisini(kadın-erkek ayrımı olmaksızın) arkadaşlarından geri çeker.
kadın, işin bu noktasında kendini, o güne kadar yaşadığı ve yaşattığı sosyal hayattan alıkoyar. erkek de bunu ister genelde ama erkek istemese dahi o, bunu yapmaya programlanmış durumdadır. halk arasında "kadının ilgiye aç olması" şeklinde tabir edilen durum da bundan kaynaklanmaktadır. bir kadın, ister ki hayatındaki en önemli kişiyle bütün bir hayatımı paylaşayım. gezeceksem onunla gezeyim, güleceksem onunla güleyim, ağlayacaksam onunla ağlayayım ve hatta dedikodu yapacaksam dahi onunla yapayıma kadar gider mesele. ve gene dikkat edilmesi gereken bir başka husus bu tür gönül ilişkilerinde kadın arkadaşlarıyla görüştüyse(kız kıza bir buluşma) ve erkek kişisi de yakınlarda bir yerdeyse mutlak surette o ortamdaki arkadaşlarla tanıştırılmak istenir. bu noktada da "bakın nasıl bir sevgilim var" mesajı çıkartılır hatalı olarak oysa oradaki asıl mesaj "bakın hayatımı ele geçiren adam bu" şeklindedir. ve kabul etmeliyim ki biz erkeklere göre çok daha dürüstçe ve sağlıklı bir düşünce yapısı işliyor burada. velhasılı bir kadının erkeği olmak, neredeyse onun herşeyi olmaktır. beklentileri, umutları, koruyucu kalkanı... ve bu durumun sosyal, toplumsal etkenlerle de bir alakası yoktur. yaşanan durum, ev kadını için de çalışan bir kadın için de aynı şekilde zuhur etmektedir.
aslında daha detaylara girmek de mümkün bu noktada ama şimdilik bu kadarla bırakmak "sıkmamak" adına kâfi duruyor...