fransa' da erkekle kadın kavga eder, erkek çok kızar ve kadına :
- "Biliyor musun? senin beş paralık değerin yok." der
Kadın alaycı bir gülümsemeyle - "yaaa öyle mi?" der,
Erkek telefonla taksi çağırır ve şoföre der ki:
- "Bizi istasyona kaç götürürsün?"
- "150 franga mösyö"
- "Peki beni kaça götürürsün?"
- "Gene 150 franga mösyö"
Erkek gülümseyerek kadına döner,
- "Gördün mü bak, beş paralık değerin yok işte..."
Cinsiyetlerinin genel özelliği olması itibariyle güven sorunsalının hat safhada olduğu bir alanı işgal ederler tabi. Sadece bu da değil mantık silsileleri erkekten farklı çalışır ve bu da ayrı bir sorun oluşturur. Mantık, kadınlarda çoğu zaman mantıksızlığa tekabül eder. Erkeğe göre tabi. Öyle bir dünyadır ki bu, siz ak dersiniz onlar kara der efendim. Peki bu hayat böyle nereye gider asıl soru bu tabi. Özgürlüğüne düşkün erkeklerin evlenmeme hakkını kullanmasına dek gider demek lazım. Cesareti olan yaşasın. Yaşasın = evlenmesin. Ne denklem ama!
sizin tamamen basit kelimelerle anlattığınız cümleleri, bir dedektif edasıyla inceler. kafasının yetmediği yerde kızlar konseyinden yardım alır. hatta burada bile aradığı cevabı bulamazsa joker hakkı olarak yakın bir erkek arkadaşını kitler. ama genellikle dönüp dolaşıp yine lafın çıktığı erkeğe ne demek istiyorsun açık konuşurmusun gibi kombine cümleler kullanır.
izninizle bu incelemeyi 5 gruba ayırarak yapmak istiyorum:
1) *m-g*t-göğüs: evet bu erkek gözüyle kadınlar kategorisinde en sık rastlanan görüşlerden biridir. bu görüşe göre kadın denilen varlık, birçok özelliği ve hakkı göz ardı edilerek 3 temel organa indirgenebilir. çevremizde her zaman sıklıkla karşılaşabileceğimiz bir tanımdır.
2) potansiyel manita:
+ bu bir insan.
- hayır hayır bu bir motor.
* hayır hayır, bu potansiyel manita.
efendim bu tanımlamayla da oldukça sık karşılaşılır. kadın dediğimiz varlık, söz konusu kişi için potansiyel manitadır. diyeceksiniz ki, 1. tanımdan farkı ne bunun. 1. tanımdaki bakış açısı tamamen seksisttir ve kadına insan gözüyle bakmaz. bahsettiğimiz 2. görüşte ise kadını biraz da olsa insan yerine koyma durumu var. en azından sevgili olunacak kadar bir değer verme söz konusu. düşük ihtimalle de olsa kadınların da duyguları olduğu düşünülebilir ama garanti vermiyorum.
3) pezevenk misyonu yüklenmiş arkadaş: evet, hakkında bu şekilde düşünülen kız ya çirkin ya sevgili sahibi ya da akrabadır. "lan bu kızın arkadaşı falan vardır, pezevenkliğini yapar kesin." diye düşünür kişi içinden. kız ile arkadaş olma sebebi kıza pezevenklik yaptırmak olabilir ya da tamamen dostça nedenler de olabilir.
burada kız/kadın daha çok insan yerine konulmaktadır görüldüğü üzere. en azından pezevenklik yapacak kadar yetenek sahibi olduğu ve bu sosyal rolü üstlenebileceği düşünülmektedir. bu da bir ilerleme.
4) normal arkadaş: bunu kısa kesiyoruz. zaten sevgilisi olan kesimin bir kısmının sahip olduğu bakış açısıdır.
5) birey: çıplak gözle görülemeyen bakış açısıdır. bu bakış açısına şahit olmak için ya bir ömür bunu aramakla tüketilmeli ya da rüyaya yatılmalıdır. bu bakış açısına göre kadın, cinsellik ve sosyallik bakımından erkek ile eşdeğerdir. toplum içindeki rollerde kişi kadın ya da erkek oluşu ile değil özellikleri ve nitelikleri ile yargılanır. eşitlik ile de açıklanabilecek bu görüş maalesef ki pek yaygın değildir.
futbol muhabbetine girmeye başladıklarında hayatın zehir olmaya başlamasına sebep olan varlıklardır. ama yine de bir kıza ofsayt anlatmak çok zevklidir. sonunda kuralı son derece saçma bulacaktır. maksat gol atmaksa neden atılanı kabul etmesinlerdir ki..
güzel varlıklardır. zariftirler en azından, yanında olması bile rahatlatır insanı.gözlerine dikkatli bakınca anlarsın hayatın anlamını. nice kötü günler geçirirsin, gözyaşı akıtırsın onları unutamazsın. hayallerini onunla kurarsın, gitmesini istemezsin, sarılıp ''canım'' demesi bile insanı yüceltebilir.
Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
yorulmuşsundur;
nasıl etsemde yıkasam ayacıklarını
ne gül suyum ne gümüş leğenim var,
susamışsındır;
buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim
acıkmışsındır;
beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam
memleket gibi yoksuldur odam.
Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
ayağını basdın odama
kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi
güldün,
güller açıldı penceremin demirlerinde
ağladın,
avuçlarıma döküldü inciler
gönlüm gibi zengin
hürriyet gibi aydınlık oldu odam...
erkeğin cinsine göre değiştiğinden tartışmaya açık bir durumdur, kazak bir erkeğe göre helalim, kıskanç erkeğe göre namusum, yavşak erkeğe göre piliç, salak erkeğe göre kanka diye uzar gider.
karmaşık ve anlaşılması güç olan yaratıklardır. ne zaman ne istediklerini kestirmek gerçekten güçtür. ayrıca imalı anlatım konusunda gerçekten iyilerdir. vel hasıl kelam, kadınlar anlamak için değil, sevmek içindir.