yahu susuyorum, susturuluyorum, kendime engel olmaya çalışıyorum, fakat nafile arkadaşım. yani ben hiç mutlu olamayacak, hiç göz zevkimin bozulmadığını göremeyecek miyim?
sokağa çıkarım mini etekliler sayesinde göz zevkim bozulur, otobüse binerim taciz ederler, bikiniyle denize girip fotoğraf çektirirler, bunları ahlaksızca yayarlar. böyle olaylardan açıkçası bıktım. ben sokaklarda mini etekli, mini şortlu, yazın gelmesiyle de bikinili kadınlar görmek zorunda değilim kardeşim! giymek isteyen çekip gitsin ahlaksız batıya, orda giysin. ne yaparsa orda yapsın. bizim ahlakımızı bozmaya teşebbüs etmesin. yani sırf ben değil, benim gibi milyonlarca dindar bu durumdan rahatsız arkadaşlar. biraz ahlak, biraz örf adetlere sahip olun. yeter, edeb yahu!
bilindiği üzere bir takım sebeplerden ötürü ceza aldım. bunun üzerine sözlüklerde devam etmeme, bana bir ömür gibi gelen zorunlu arada, dışarı çıkarak toplumsal duyarlılığımı gösterebileceğim, envai çeşit ahlaksızlıklara çözüm bulmaya çalıştım.
neyse efendim, geçen gün yine namaz kılıyordum. evde yapacak bir şey yoktu ve allah boş duranı sevmezdi. hemen bi şeyler yapmalıyım, allah'ım bana yol göster dedim. valideciğimin elini öperek kapıya çıktım. potinlerimi parlattıktan sonra, merdivenlerden müslüman müslüman yürüyerek aşağı doğru indim. kafam eğik şekilde apartmandan çıkmaya çalışmama rağmen, beni gören birkaç komşu kapılarını açarak "biz yobazları istemiyoruz bu ülkede, siktirsin gitsinler yanee" diye konuştular. sanki kendi aralarında konuşuyorlarmış gibi. bana istinaden yaptılar biliyorum ama önemli değil. bir zaman onlar da yola gelecek, gerçekleri idrak edecek.
hülasa, dışarı çıktım ve gökyüzüne doğru bakarak; yüce allah'ım ne kadar kudretlisin, ey yeri göğü yaratan, ey büyüklerin büyüğü şu ahlaksızlıkları bitirmek için bana güç ver diye dua ediyordum.
biraz daha yürüyerek, sahil kıyısında bikinili kadınların olmadığı bir alana gidip oturacaktım. işte ahlaksızlıklar burda da peşimi bırakmıyordu. ben ahlaksızlıkları çözdüğümde, bana tavadaki son sucuğu yiyen hain gözüyle bakılıyordu.
yürürken gözüme bir elektrik direğinde yazan, esrarenegiz bir ilan çarptı.
ilan metni aynen şu şekildeydi arkadaşlar; "erkek ev arkadaşı aranıyor, yalnızlığımı paylaşabilecek, kiraya ortak olabilecek erkek ev arkadaşları aranıyor."
sonunda da ismi ve telefon numarası yazılı ve pembe rujlu dudak izi vardı. hemen telefonu çıkardım ve ilanı oradan alıp kimse görmemesi için attım. numarayı kaydettim tabi ki telefonuma.
telefonu açan bayanla geçen diyaloğu aktarıyorum arkadaşlar. açıkçası ne kadar haz edersiniz bilemem. kendimden bile tiksiniyorum böyle bir kadınla muhatap olduğum için, fakat ahlaksızlığı gördüğüm yerde müdahale eden bir insanım ben. tanıyanlar benim nasıl biri olduğum konusunda fikir sahibidirler.
hicbiseyebosunaiclenmeyenadam: iyi günler hanımefendi, bay ev arkadaşı arıyormuşsunuz. ben bu ilana talibim, görüşebilir miyiz? adresiniz neresi?
kız: tabii ki görüsebiliris yanee, neden görüşemeliyim ki caniim? bu ülke laik ve demokratik bir ülke teaam mı, herkes istediini yapapilir yani.
hicbiseyebosunaiclenmeyenadam: hanımefendi bırakın görüşmeyi de, neden böyle ahlaka uygun olmayan ilan verdiniz? çoluk çocuk var, millet namazında niyazında bu ülkede? neden insanları ahlaksızlığa çağırıyorsunuz? hem neden ilanınızın sonuna öpücük attınız? kimin ajanısınız bakınız orospuluk yapmayın hanımefendi.
kız: siktir be yobaz, belanı sikicekler bak senin görürsün sen. savcılığa vericem seni bak. benim abilerim altı tane team mı? ok gibiler seni delip geççekler yane. istediğim ilanı veririm bak karışamas kimse bana canm tmm mı? ben belki orospuluk yapmak istiorum, sen ne bilceksin pis yobaz, mendebur, cüce, sakallı maymun. benimde ihtiyaçlarım var, bu ülke demokrasik bi ülke, karısamas bana kimse.
(cevap vermedim ve biraz duraklayarak devam etti.)
sarı saçıma mini eteğime kurban ederim sizin gibileri. ama istersen sözlerimi geri alayım buluşalım? ses tonun fena değilmiş hani, hem yakısıklıysan da takılabiliris tamam mı ev boş benim gelsene yha.
hicbiseyebosunaiclenmeyenadam: hanımefendi bakın ağzımı bozmuyorum. ben dürüst bir insanım, sizi polise veririm bakın. çocukların ahlakını bozmuşsunuz. namaza gidiyor insanlar bu yoldan. dudak izinizi görüp abdetsleri bozulur kaşarlık yapmayın.
--------------------------
bu diyalogdan sonra hemen telefonu kapattım. korktum çünkü. hemen bataryayı çıkardım ve arkadaşlarımın yanına parti merkezimize koştum. kapıdaki polislere de çay ısmarlayarak, bu arada da müşkülümü anlattım. bundan sonra hiçbir ilanı aramamaya karar verdim. çünkü beni öldürebilirler, tecavüz edip ıssız ormanlık alana atabilirlerdi. çünkü böyle vahşi olayları hep gördük, duyduk, izledik. dindarların üstündeki yoğun baskı her alanda kendini hissettiriyor zaten. bir kurban da ben olmak istemedim ahlaksızlığa kısacası.
Ev aramayanları ilgilendirmeyecek durumdur. Yargılayabilecekleri bir durum hiç değildir. Polise serzenilecek neresi var onu da hiç anlamadım.
Bu kızı aramak yerine, Kayseri'de asansörde kızı taciz eden adam aranabilir. Taksimdeki turistlere ford çeken gruplara hitap edilebilir. Bu kızın aradığı arkadaşın ve arkadaşlık türünün beni ilgilendirmediği çok nettir.
--spoiler--
neyse efendim, geçen gün yine namaz kılıyordum. evde yapacak bir şey yoktu ve allah boş duranı sevmezdi. hemen bi şeyler yapmalıyım, allah'ım bana yol göster dedim. valideciğimin elini öperek kapıya çıktım. potinlerimi parlattıktan sonra, merdivenlerden müslüman müslüman yürüyerek aşağı doğru indim. kafam eğik şekilde apartmandan çıkmaya çalışmama rağmen...
--spoiler--
(bkz: yarılma noktası)
--spoiler--
sokağa çıkarım mini etekliler sayesinde göz zevkim bozulur, otobüse binerim taciz ederler
--spoiler--
bize neden denk gelmezki şöyle anlar.