bugüne değin başlık açılmamasına şaşırdığım bir o kadar da üzüldüğüm konu.
aslında bu ülkede yaşayan her bireyin şikayetçi olması gereken bir konuykan sessiz kalınan; hadi erkekler kendilerini de belli kalıplara mahkum etmesine karşın işin kaymağını da alıyor ondan ses çıkarmıyor, hatta destekliyor da; asıl acı olan, bir ton kadının da bu düzenin savunucusu konumunda olması ... yazık ki ne yazık. bir erkek olarak ben utanıyorum.
o kendini bu dünyada toplum kuralları ile ilgileri her şeyi bilecek zekada gören feminist bozuntusu kadınların devamlı vurguladıkları saçma sapan şeylerden biridir. dünya görüşü kısıtlı insanlar bunu devamlı savunabilir ve dile getirmekle kendileri ile gurur duyabilirler.
erkek egemen toplum demek biz insanları bir girintiye ve bir çıkıntıya göre sınıflandırıyoruz demektir.
ayrıca bu kadınlar genellikle erkeklerin acı verici, işe yaramaz yaratıklar olduğunu savunur dururlar. bu olayı kadın erkek savaşına dönüştürürler.
sebep ise biraz daha fazla olan kas kütlesinin varlığı. lanet olası kas kütlesi de lazım işte.
***ayrıca o anneme "babamla en son ne zaman kavga ettiklerini soran feminist"! sanane gerizekalı, dar kafalı, kıt görüşlü, dogma benimseyicisi.
etrafımızı sarmış olandır. ölüm, kan, zulüm kusar üstümüze durmadan. silahları töredir, namusdur, ağır tahriktir. hukuk da erkek egemendir, kolluk gücü de, sığınacak yer yoktur vesselam.
kadınlar ise sizinle, sütyenini nereye koyarsın, yok simit yemedim diye dayanışırlar saçma sapan, cinsellik çağrıştıran, metalaştıran saçmalıklarla.
kadınını cinsel,sosyal,dini,hukuki açıdan kısıtlayan toplumdur.
cinsel açıdan kısıtlar:bekarete yüksek önem verir.
sosyal açıdan kısıtlar:sosyal ortamlarda onda kadın diye bahsedemez cinselliğini bastırır bayan der.
dini açıdan kısıtlar:dinden dine değişmekle birlikte bizim toplumumuzdan baktığımızda kadınların mirastan pay alamaması,şeytanlığın ve sinsiliğin kadına atfedilmesi yaygındır.
hukuki açıdan kısıtlar:pozitif ayrımcılıkla kadını acınacak bir varlık gibi göstermeye çalışır. Oysa doğuştan sahip olduğu hakları kazanmaması için örtülü bir tuzaktır bu.
te hey eskiden beri sürünegelen toplumlardır bunlar.
çocuğun meşruiyeti davası gündeme geldiğinden bu yana da işler pek değişmemiştir. (arkaik toplumda çocuğun olması sperme değil aya,yılana falan bağlanıyormuş)
en hardcore ataerkil toplumlardan biri olan ortadoğu halklarının kardeşliğinin neden sağlanamadığını, ortadoğunun aradabir görünüp coğrafyanın insanına ayar veren tanrısının peygamberinin arkadaşı tarafından şöyle saptanmıştır:
"insan gerçekten temiz olabilir mi? kadından doğan biri doğru olabilir mi?" (eski ahit- eyüp kitabı 15:14)
bazı toplumlar, topluca anaerkil olmaya kasmışlarsa da en fazla "dayıerkil" olmuş öylece kalakalmışlardır. (polinezyada'ki ilkel kabilelerde çocuğun sorumluluğu dayıdadır)
son olarak, moğollar anaerkildi deyolar ama onlar enişteerkil de olsa çok önemli değil gibi geliyor.