malum karakter sorunu. "erkek hasta diye ameliyathaneye girmeyen başörtülü" gördüm diyen bir parti meclisi üyesi gazetecinin böyle bir iddiası var.
chp kadrolarından yapılan provokatif söylem. "ben yıllarca anadolu'da görev yaptım, gazetecilik yaptım. türbanlıların erkekleri muayene etmediklerini, ameliyatlarına bile girmediklerini gördüm" diye yalan söylerler. kanıt yok, tarih yok, isim yok, ancak yalan söylemek var. chp parti meclisine girmiş üç beş kişiden böyle şeyler duyup duruyoruz. hani chp değişmişti ve halkla uzlaşacaktı. hala aynı kafa ile türban sorununu çözeceğiz deyip ardından türbanlılara hakaret edip haksızlık ediyorlar. böyle mi çözeceksiniz? biz halkın içinden geldik deyip halka karşı yaptırım için zorlamaya devam mı edeceksiniz?
"biz halkın hizmetkarıyız" diyorlar. halkın hizmetkarı halka şöyle yap böyle yap diyebilir mi? veya türbanlılar şöyle yaptılar böyle yaptılar diye suçlayabilir mi? türbanlılar halkın %70'ini oluşturuyor. bu millet baş örtülü diye hastaneye sokulmayanları gördü. nüfus cüzdanında türbanlı fotoğrafı var diye sağlık hizmeti alamayanları gördü. hatta daha geçenlerde askeri hastaneye baş örtüsü var diye ziyarete giden başbakan eşinin alınmadığını gördü. türbanlılar ameliyata girmiyor ise sizde bir örnek göstermek zorundasınız. böyle provokatif söylemlerle hala halkın içinden geldik deyip bu nedenle oy verileceğini mi zannediyorsunuz? halkın içinden çıkıp halkına düşman oluyorsan dışardan gelip düşman olandan daha kötüsün demektir. bir istanbul gibi büyük şehirlinin anadolu insanını anlayamamasını anlarım, kafasında kendi kurduğu ve algıladığı bir insan olmasını normal görürüm. ama hem anadolu'nun bağrından, halkın içinden geldik deyip, halkın içinde olmayan şeyleri iftira ederseniz size bu halk güvenemez... bu halkı kötü gösteremezsiniz.