erkek aşk acısını anlatır da yaşatır da ama adam dediğin birini unutmadan yeniyi bulmaz. erkek acısını kendine yaşatır. aynalara anlatır. dayanamaz belki kan çıkartır ama kendine yapar ne yaparsa. çevresindekileri de üzer belki yani kendisi için üzülen insanları.
katılmadığım söylem. çünkü bu ve benzeri söylemler, erkeğin üzerindeki yükü arttırır. sadece erkekle de sınırlanmaz aslında, kızın erkeğe bakış açısında bir acımasızlık meydana getirir. x arkadaşım eşşek gibi efendi, ağırbaşlı ve son derece saygılıdır; y arkadaşım piçin bir numara büyüğü, kızların çaya banılacak bir bisküvi olduğunu düşünür. x ve y aynı kız için bir araya geldiğinde, büyük ihtimalle y yi tercih edecektir. çünkü kızın bilinçaltına x erkeğinin kolay ve sinmiş olduğu yerleşmiş durumdadır. bu bir anlamda kızın acımasızlığıdır. bu ve benzeri normlar birilerine erken kaybettirir, birilerinin ömür boyu pişmanlıkla gezmesine neden olur. ama bu durum en çok erkeğin aleyhinde gelişir durur.
aşk acısı çeken erkek önce bir güzel kilo verir. sonra duygusal yaralarını çözememiş ise kendini acıdan korumak için duygu yoksunu gibi davranmaya başlar. bazı korkak türleri tümden hissizleşirken bazı cesur olanları farkındalıklarını geliştirip hayatına mutlu olacağı insanı çeker. ama o aşamaya kadar kazmalık lügatını bir süre uygular. unutulmamalıdır ki acılarla değişen, derinleşen ve güzelleşen insan, zamanı gelince bunu keşfeden kişi ile gerçek aşkı yaşar yeter ki ruhunu öldürme yolunu seçmesin.