gelinliğini eve gelen üç çeşidin arasından seçerek evlenmiş, fikri hiç sorulmamış,
sadece erkek çocuk doğurunca adam yerine konulmuş, evden dışarıya çıkarılmayan kadın.
mahalle baskısı yüzünden erkek doğurmayı marifet sanar o kadın. ona öyle öğretilmiştir, erkek evinin ocağıdır bazen babası bazen abisidir. erkek egemen toplumumuzda çok ayıplamamak lazım.
yapılan araştırmalar büyük yaşlardaki doğumlardan olan çocukların daha zeki olduğunu ortaya koymuştur. bunun yanında ekonomik yönden eşiyle birlikte daha refah duruma gelen çiftin çocuğuna daha fazla imkan sağlaması daha olasıdır.
bu kadın tipi tuhaftır. fakat daha da tuhafı bu kadının eşidir. bana erkek çocuk doğurdun sana şunu alacağım diyen erkeğin karşısında nasıl kendini marifetli sanmasın kadın! yaradanın verdiğini kendi marifeti sanması da acınasıdır. daha da kötüsü bunların eğitimlileri vardır. demek oluyor ki eğitim bir yere kadar. bir yerden sonra insanın gerçekten çalışan bir beyne sahip olması gerekiyor.
annenin kromozomları xx tir. yani zigota ya x kromozomu ya da x kromozomu verebilir. babanın kromozomu ise xy dir. yani zigota ya x kromozomu ya da y kromozomu verir.
xx kromozom kız, xy kromozom erkek olur. yani çocuğun cinsiyetini belirleyen babadır.
bu kısa biyoloji dersinden sonra söyleyebiliriz ki bu kadın aslında kocasının y kromozomu vermesini kendi marifeti sayıyordur. başka da pek bir özelliği yoktur.
erkek çocuk dünya'ya getirmek değil, çocuk dünya'ya getirmek marifettir. "daha çok" kırsal kesimde yaşayan insanların, (eskiden de bu böyle) soyların devamı için, erkek çocuk olmasına sevinmeleri, bölgenin geleneklerinden yola çıkarak, "erkek adamın erkek çocuğu olur" tarzı deyimleri lugatımıza sokan bir istektir aynı zamanda.
sonuç itibariyle, erkek-kız olması doğuran annenin böbürlenmesini gerektirecek bir durum değildir, allah hayırlısını versindir, allah bağışlasındır.
ulkemizin belirli kesimlerinde kiz cocuklarini evlat olarak bile gormuyorlar kac kardessin diye sorulan erkek kardesin verdigi cevap icler acisi.. erkek cocugunun bile kiz kardeslerini kale almayip soylemedigi bir ulkede belki sebep budur erkek cocuk dogurmayi marifet sayiyor.. kadin ne yapsin ona marifet sandiranlar utansin..
çocuk doğurmayı marifet sayanların yanında kasım kasım kasılan kadındır. zira değeri hep bir erkekle belirlenen kadınlarda level atlama şu şekilde olmaktadır: erkek arkadaş edinme, sözlenme, nişanlanma, evlenme, çocuk doğurma, erkek çocuk doğurma, oğlunu sünnet ettirme, oğlunu askere gönderme, oğluna kız beğenmeme, bir şekilde evlenen oğlunu gelinden koruma, torun sahibi olma, erkek torun sahibi olma. **
ülkemizde sayısı hiç de anımsanmayacak bir kadın tipidir ancak bir farkla. ona bu marifeti veren kişi erkektir. çünkü kadın çevresinde sırf erkek doğurmadığı için boşanılan, olmadı üstüne kuma getirilen birçok kadın tanımıştır.kız çocuğu doğurduğu için sürekli aşağılanan kadın görmüştür. kısacası kocasının soyunu! devam ettirdiği için(sanki onun elinde) bunu mareifet görmesi çok normal.
çocuğun cinsiyeti üzerinde herhangi bir etkisi olmadığını bilmeden cehaletiyle hava atan kadındır. tıpkı kendi güzelliğinin kendi eseri olmadığından bihaber kadın gibidir.
kendisi bu tür saçmalıkların dayatılarak büyütüldüğü bir kadındır. erkek çocuk sayesinde erkeğinin ve tüm büyüklerinin gözünde seviyesinin, mevkisinin yükseldiğine inanır. ki maalesef öyledir hala.
aslında, erkeği de doğuranın bir kadın (evet, o beğenilmeyen kız çocuğu, doğdu diye yas tutulan kız çocuğu) olduğunu idrak edebilse, hatta bu cehaletin kökü bunu idrak edebilse, gerçekten her şey değişecektir.
ailede hep kız çocuğu olması sebebiyle kendini zoru başarmış olarak gören kadındır. annemdir bu. ailede hep erkek çocuk doğar bizim. tek kız bendim. doğunca çılgın atmış kadın. kız çocuk seveceğiz diye.
amaaa erkek çocuğunu kız çocuklarından üstün tutuyor ve ayrıcalık olarak görüyorsa, direk o kadını suçlamam. şöyle bir yaşadığı çevreye, evlendiği insana ve ailelerine bakarım. kadının suçsuz olduğunu görmek beş dakika alır.