kesinlikle çok doğru ve dünya üzerindeki erkek birliğinin %99'ından fazlasında geçerli olan hadisedir. bir erkeğin çalışma ortamında, daha doğrusu verimli olması beklenen ortamda bulunan bir dişinin -ki aslında o ortamda bir dişi bulunmasına hiç gerek yok, sadece aklında biri olması yeterli- erkeğin tüm konsantrasyonunu çok rahatlıkla bozabilmesi ve o andan sonra erkeğin beyninin çift yönlü olarak çalışmasının bir sonucudur. bir erkek hayatı boyunca hep beynini ikiye ayırarak yaşamayı öğrenir. etrafında bulunan karşı cinslerle gözsel, beyinsel veya hayalsel ilişkiler kurmak için bir kısmını, hayatının o anını idame ettirebilmek için ise diğer kısmını. bu nedenle işini yaparken yandaki bayanı kesen, yolda telefonla konuşurken yanından geçen bayanı gözlemleyebilen, sınavda soru çözerken yan sıradaki kıza bakışlar atan, tv de maç seyrederken eğer ortamda güzel biri varsa aynı zamanda onu da seyreden, kısacası hayatının her evresinde etrafındaki karşı cinsi hiç kaçırmamak suretiyle izleyen ama aynı anda yapması gereken işi yapan bir cinstir erkek. o nedenle hep %50 verimle yaşar. yapabildikleri, ulaşabildikleri, gerçekleştirebildikleri, ortaya çıkarabildikleri hep %50 verimle oluşur. ama yine de bir çok konuda dünyanın en iyileri hep erkektir. demekki %100 ile çalışsak neler yapardık.