ya sen kim oluyorsun da insanlara seçimleri üzerinden hakaret edebiliyorsun. unutma bu halk seni o tepelere çıkardığı gibi indirmesini de bilir.
ayrıca o insanlar oraya kendilerine münasip bir eş bulup vatana millete hayırlı evlatlar yetiştirmek için gidiyorlar. senin gibi eşini sahilde kadınlarla aldatmak için değil erkan efendi.
saygisizca bir yorumdur. nerde demokrasi.. sozlukte sevgili buluyonuz da tv ekraninda mi sorun oluyo bulmak, o insanlar sizden daha cesur lan. iki yuzunu siktiklerim..
edit: 10 seneden beri aynı insanla beraberim. evliyim. üniversitede çok büyük bir aşk yaşayarak ben bu insanla evlendim.. ben bile tasvip etmek zorundayım böyle durumu. herkesin kısmeti nerde çıkar belli olmaz. mal mal yorumlar yapmayın. biri yazmış aynı havayı soluduğum için utanıyorum, lan sen kimsin? onlarda şükrediyo zaten mal ya.
benim oyum dağdaki çobanla eş olmamalı diyen aysun kayacı nın şehir versiyonu.
şimdi her kim ne olursa olsun cezai ehliyeti var ise oy kullanabilir, seçmen olabilir. demokrasi budur. bunun dışındaki söylemler anti demokratik söylemler olacaktır. faşizan yakıştırmaları burdan ileri gelir.
ancak biliniyor ki bazı ülkelerde seçmen ehliyeti adı altında uygulamaları da yok değil. ancak bu ehliyete sahip kişiler seçmen olabiliyor. ve bu ülkelerde kimse kimseyi sen faşistsin diye suçlamıyor. hatta demokraside örnek model teşkil ediyor.
bu açıdan bakılacak olursa ortada bir gerçek var. bütün gün kim kimin uçkurunu avuçladı ahalisinin şakşakçı tayfasının, yurdumun geri kalanında tarla bahçe ev işleri uğraşan üreten türk kadını, çalışan türk erkeği ile eşit oy hakkı vardır.
kesinlikle saygısız bir yorumdur. o küçümsediğin halk seni izlediği için sen erkan petekkaya olmuşsun. onların seviyesinde bir sanatçısın, onlar istediği için kıymetlisin. elit olarak adlettiğin kesim tutup da senin saçma sapan dizini izleyecek değil. küçümsediğin halk izliyor seni. ve onların oyu da en az seninki kadar değerli.
Açıkcası oraya çıkan insanların zeka değil katiyen ama kültür vs. Seviyelerini görünce pekte haksız değildir. Adam oraya çıkmış bilmem ne derdinde ülkede savaş çıksa umrunda değil. Ayrıca Böyle insanların dünyaya getirecekleri çocukta çok lazım mıdır acaba diye düşünmek gerekir. Ha birde erkan petekkaya'yıda sevmem.
bir zamanlar sabah programı sunan bir geri zekalının samimiyetsiz yorumudur. ulan dediklerinin doğru/yanlış olduğu tartışılır ama sen kimsin de böyle bir yargıya varıyorsun derler adama... sanki kendisi ülkenin önde gelen entelektüel yazarlarından mına koyim.
erkan petekkaya'dan zerre haz etmeme rağmen doğru olan açıklamadır. bir de recep ivedik, pis yedili, stv dizileri izleyip oy verenler de var ki onlar daha vahimdir.
Yine malca genellemelerin peşinde koşuyoruz, bu amina çaktiklarım kalkıp izmirli kız, Bursalı erkek başlıkları açarlar. Orada hakikaten mal insanlarda var, konuştuğu zaman ağzının üstüne 2 tane yapıştirmak istediğiniz insanlar oluyor. Fakat bunlardan nerede yok ki? Hiç dengesiz akrabanız, hiç salak öğretmeniniz hiç aptal arkadaşınîz olmadı mi? Bunlar her yerde görülebilir, uzaydan gelmiş muamelesi yapmaya gerek yok sayın çok cool ulu sözlük yazarları. ama içlerinde kimsesizlikten yahut hayat şartlarından dolayı evlenememiş son umudu oraya çıkmak kalmış, hayat hikayesi acılarla dolu ınsanlarda var.
çok doğru söylemiştir izleyene yada oraya çıkana sadece düşüncesini belirtmiş ki benim düşüncemde aynı dır yaptıkları tek şey reyting almak için şaklabanlıklar yapmaktır bu şaklabanlıkları zevkle izleyeninde aklında şüphe ederim. türkiye de neden kitap okuma oranı az buradan anlaşılıyor bunun gibi bir sürü saçma programlar köpek sürüsü gibi diziler. hadi diyelim belgesel kanalları yok. aç bir açık oturum izle biraz bilinçlen
bu da kitap okuma istatistikleri.
--spoiler--
- Toplam nüfusu sadece 7 milyon olan Azerbaycan'da kitaplar ortalama 100.000 tirajla basılırken, Türkiye'de bu rakam 2000 - 3000 civarında basılmaktadır.
- Gelişmiş ülkelerde kişi başına düşen yıllık kitap alımı, ortalama 100 ABD doları, Türkiye'de ise bu rakam 10 ABD dolarının altındadır.
- Türkiye'de her 100 kişiden sadece 4,5 kişi kitap okuyor.
- Japonya'da yılda 4 milyar 200 milyon kitap basılıyor. Türkiye'de sadece 23 milyon.
- Birleşmiş Milletler insani Gelişim Raporu'nda, kitap okuma oranında Türkiye, Malezya, Libya ve Ermenistan gibi ülkelerin bulunduğu 173 ülke arasında 86. sırada.
- Japonya'da kişi başına düşen kitap sayısı yılda 25, Fransa'da 7. Türkiye'de ise yılda 12 bin 89 kişiye 1 kitap düşüyor.
- Türkiye'de yüksek öğrenim görenlerin oranı 1965'e göre 14 kat arttı. Ama Yüksek Öğrenim mezunlarının kitap okuma oranı 1965'in de altında kaldı.
Dünyada Bir Yılda Ders Kitapları Hariç Basılan Kitap Sayısı
Amerika
72 000
Almanya
65 000
ingiltere
48 000
Fransa
39 000
Brezilya
13 000
Türkiye
6 031
--spoiler--