şubat ayında akla gelmemesi gerekendir. mart ayında hatta nisan ayında da akla gelmemesi gerekendir.
yaa bu günler o kaa çabuk geçiyor da neden gelmiyor bu mayıs ayııı???
bugün bu senenin ilk eriğini yedim. seyyar satıcıların ve pazarcıların sattığı eriklerin büyüklükleri karşısında bahçede doğal ortamlarda yetişmiş olan erikler daha küçüktür. benim yediğim erik de küçüktü. diğerlerinin büyük olma sebebi ise klasik ''hormonlu'' anlayışı olmasa da mersin, antalya gibi illerde yapılan seracılık yöntemi ile bu meyvelerin normalinden daha iyi bir şekilde olgunlaşmasının sağlanmasıdır. tabi zirai ürünler de söz konusu olabilir.
bu arada ne zaman bu meyvenin adını görsem aklıma şunlar gelir.
şunun ham, yeşil hali için sözleşmiş gibi deliren insanları gördükçe kendimi turist gibi hissediyorum. tatsız, tuzsuz, anlamsız bir şey. erik dediğin olgunlaştığında güzel. ha ham meyveyi dalından koparıp yemişsin ha bunu. ham incir, üzüm, karpuz yenmediği gibi bunun da olayı bu değil.
hayır bunun bi de bildiğin fanatizmini yapan taraftarı var. allah akıl fikir versin...
sana ne be kardeşim. fikir benim klavye benim yazma özgürlüğü benim. asıl sana giren çıkan ne?
Meyve.
Tanım zoraki oldu ama olsun
Diyeceğimi demeden önce tanım gerekliydi.
Birşeye de saygı duyun arkadaş. Bırak ister ham yesin ister tatlı olunca yesin. Nasıl istiyorsa öyle yesin sana ne bana ne bize ne??? Y
yeşil sarı kırmızı renklerinde top top meyveler veren ve bir çok iklime ayak uydurabilen bir tür ağaçtır.
bunun meyveleri yani erikler, candır. canandır.
bir gelip pir giderler. zamanında yemezsen şişer, tadı kaçar, yumuşar.
mart sonu - nisan gibi yakalayıp hunharca yenmelidir.
tuzlara batırılıp batırılıp yenmelidir.