psikoanalist, toplumbilimci, yazar... musevi kökenli fromm, freud' un öğrencisidir. ilerleyen zamanlarda kendini geliştirdikçe bazı konularda freud' la çakıştığı olmuştur.
insanğolunun mutluluğu arayışındaki olası her türlü yollara (psikanaliz, zen, marksizm...) girip bakmış ve sürekli nesnel bir duyarlılıkla sorunun nedenlerine inmiş olan bilim adamıdır...
Ruh bilimine Marksist - Sosyalist ve insancıl yaklaşımın en önemli temsilcilerinden biri olan psikanalist ve sosyologdur. Marxist ve sosyalist, insancıl dünya görüşünü benimsemiş batı kapitalizmi ve sovyet komünizmini reddetmiştir.
"Bütün ağır psikolojik hastalıkların temelinde narsizm yatar."*
sevme sanati isimli kitabını almanya'da okumanın pek sakat olacağı sosyolog yazar. fromm prezervatiflerinin sevişmeyle ilgili yazdığı birşey sanılabiliyor.
amerikan resmi tarih yazıcısı. ona göre pearl harbor saldırısı, 11 eylül amerikaya yapılmış bir saldırıymış. oysa kötü kalpli kırmızı kız ve hain kurt yer değiştirmiştir abd tarihinde..
frued, jung, adler üçlüsünün yanında biraz daha sırıtan -görece- yetersiz kalan "masalcı dede" havası olan bir arkadaşımızdır. iyimserdir ve duygular üzerine çok çalışmalar yapmıştır.
özbenliği, ruhun özünü en derininden kavratan özel ruh...
--spoiler--
Sevgi; iki insanın birbirlerine varlıklarının özünden bağlanması, dolayısıyla herbirinin de kendisini varlığının özünden tanıması durumunda doğabilir ancak. insan gerçekliği de, canlılığı da, sevgisinin temeli de işte bu ''özden tanıma'' yaşantısında yatar. Böyle yaşanan sevgi sürekli bir meydan okumadır; bir dinlenme yeri değil, tersine, birlikte oluşma, büyüme ve çalışmadır; uyum ya da çatışma, neşe ya da üzüntü olup olmaması bile önemsizdir artık; temel gerçek şudur: iki insan birbirlerini varlıklarının özünden tanırlar, kendilerinden kaçmak şöyle dursun, kendilerini buldukları için bir olurlar. Sevginin varolduğuna bir tek kanıt vardır ancak; bağlılığın derinliği, seven kimselerin canlılığı ve güçlülüğü; Budur sevginin bulunduğunu gösteren meyve.
--spoiler--
Sevmek bir sanat mıdır? Sanatsa, bilgi ve çaba gerektirir.
* Yoksa sevgi, yaşanması rastlantılara kalmış, insanın talihi yardım ederse tutulacağı tatlı bir duygu mudur?
* Günümüzde çoğunluk bu ikinci tanıma inanır; oysa bu kitap birinci önerme üzerine kurulmuştur.
* Sevgi bir etkinliktir; edilgen bir olay değildir; bir şeyin içinde olmaktır, bir şeye kapılmak değildir.
* Sevginin etkin özelliği, en genel biçimde şöyle tanımlanabilir: Sevgi vermektir, almak değildir.
Hiçbir şey bilmeyen hiçbir şeyi sevmez. Hiçbir şey yapmayan hiçbir şeyden anlamaz. Hiçbir şeyden anlamayan kişi değersizdir. Ama anlayan kişi hem sever, farkeder, hem de görür... (bkz: kitap bilgileri)
Hiçbir şey bilmeyen hiçbir şeyi sevmez. Hiçbir şey yapmayan hiçbir şeyden anlamaz. Hiçbir şeyden anlamayan kişi değersizdir. Ama anlayan kişi hem sever, farkeder, hem de görür... (bkz: kitap bilgileri)
Bencillik, oburluğun bir türüdür.
Bütün oburluklar gibi bu da doymakbilmezlik niteliği içerir,
bunun sonucu olarak da hiçbir zaman gerçek bir doyuma ulaşmak söz konusu olmaz. *