inşaat Mühendisi, öğretmen, abi, danışman, ağır metalci... Hepsi...
sektöre yeni girmiş bir mühendise tecrübelerini anlatmaktan, ona nasıl başarılı bir insan olacağını anlatmaktan zerre sıkılmıyor, zevk alıyor. Hayattan nasıl zevk alınacağını öğrenmiş bir abi. Biz de yolunda olmaya çalışan öğrencileriyiz. *
her zaman saygı duyacağım ve yazılarını bıkmadan, usanmadan takip edeceğim sağlam insan.
muhalif kişili ile de "70'li yıllarda yaşasaydı, acaba... ?" sorusunu hep sordurtmuştur bana.
edit: iyi ki yaşamamış, yoksa... dilim varmıyor, neyse.
(bkz: rock n roll)
böyle dövmeleri vardır erica agamın, motorcudur kendisi, heavy metal hayatıdır, kaba bi topsakalı vardır ve aslan gibi galatasaray lıdır. bunlar görünen özellikleri, ama bir de sevdiği kadın vardır, onun için tüm dili çözülür, parmakları destan yazar;
(bkz: #6482541).
hacı, bugün kakara kukuri bir sürü entry yazdım. bir baktım 999 entry olmuş. sonra bininci entriyi birinin altına yazmak gibi bi eblehlik geldi aklıma. baktım senden başka tanıdık yok. yazdım gitti. bu entriyi de böylce heba ettik ama olsun. yengeye selam.
sözlükte ki bazı yazar(!) kişilerle yaşamış olduğu polemikleri skine bile sallamayan orjinal galatasaraylıdır.. kendi takımına söven, feneri yenelim ama şampiyon olmayalım görüşünde olan kolpalara karşı girmiş olduğu savaşta bir tribün neferi olarak efsane gri polarlı yazarımız ericadamstrın arkasındayız..
terbiyesizce hakaretler yağdıran bu çakma galatasaraylılara(!) bir çift söz;
siz daha yemek yemeyi bilmezken kolpa dediğiniz insanlar tribünlerde armanın peşinden koşturuyorlardı. yani konu sadece tribün değil, büyüklerinize karşı saygıyı size öğretmediler sanırım.. gerçi terbiye aileden gelir hacı, suç sizde değil..
meraklıları için söyliyem; ericadamstr nickli yazarı iyi tanırım, benden yaşça büyüktür, terbiyesizlik etmeye gerek yok. zaten yukarıda yazmış olduğum kilit kelimelerden sonra 'kolpa' lafını yemenizi tavsiye ederim cicişler..
şimdi biz biraz kaynatalım, sizde yol alın.. hadi bakalım..
şöyle ki;
daha ufakken hayal meyal hatırladığım, ellerinde ateşler tutan gençler vardı tribünlerde. her maç babamla gittiğimde görürdüm onları. iyice süzerdim, bi isimleri vardı; yürüyedur!
okula gider arkadaşlarıma anlatırdım, yatarken gözümün önüne gelirdi.. iyilerdi.. baya bi iyilerdi.. yıllar geçti, ben büyüdüm ancak eksik olan şeyler vardı sanki. yürüyedur yoktu? her maça arkadaşlarla toplanır giderdik, onları göremezdik.. bu böyle 2-3 maç devam etti.. gelmez oldular?
bizim lise bitti.. ses soluk kesildi(2004-2005)
tribünler çamura döndü, çakallar koltuklarda kol gezmeye başladı, ne kardeşlik kaldı ne temiz bir ortam.
işte bu yazar gri polarlıymış.. yani o çocukken gördüğüm herkeslere anlattığım ellerinde ateş tutan kişilerden biriymiş..
öğrendiğime sevindim, mutlu oldum.. dönsünler efenim geri..
karşılamasıyla beni çok mutlu eden, entrylerinden çok şey öğreneceğim yazarlardan. galatasaray emekçisi. sanırım en güzel şekilde anlatır bu söz.
(bkz: peşindeyiz)
(bkz: yürüyedur)