bugün

bu gidişle akp'nin sonunu getirecek operasyon.
zenci turklerin operasyonudur agalar, beyler, sayin ulusalcilar, pek degerli beyaz turkler. 1923 ten beri vergisini alip. cocugunu dagda oldurup de sonra kendisi, yobaz, bidon kafali, gobegini kasiyan adam diye gordugunuz, darbelerle, istiklal mahkemelerinde, dgm lerde oldurduk sandiginiz, iskencelerde yildirdik zannettiginiz zencilerin iktidari teslim alisidir. ve de evet bal gibi darbedir. cunku artik yeter olmustur ve bicak kemige dayanmistir.artik kimse ama hic kimsenin bizi sivemizden, annemizin bastortusunden, cumaya gitmemizden dolayi kucuk goremeyecegi gunler gelmistir. ve dahi sunu da bilinki artik korkmuyoruz, bedel odemeye de odetmeye de haziriz.
sözkonusu operasyon için tutuklanan, gözaltına alınan, adreslerinde aramalar yapılan kişilerden hiçbiri bir gram ceza almayacaktır, şahsen bundan eminim. üstüne üstlük operasyon sonrasında kahraman ilan edileceklerdir.

bizim gibi insanlar da beklesin derin devlet çöküyor falan diye. çok bekleriz. çok.

hatırlatma : o değil de, bir imf vardı ? ne oldu ona ?
beni de gözaltına almazlarsa adam değiller!
türkiye'nin arama motoru.

http://www.penguen.com/kapak.asp?gun=20090414
bugün, bu operasyon kapsamında aranan bedrettin dalan'ın başkanı olduğu istek vakfı'nın poyrazköy keçilik mevkiindeki arazisinde; 1 lav silahi ve el bombaları bulunmuştur.
atatürkçü düşünceye sahip insanların üzerine korku salmak, sindirmek ve seslerini çıkartamamalarını sağlamak için düzenlenen, bu yazıyı yazdığım için beni de alırlar mı diye düşündüren operasyon.
bu operasyon sayesinde bir şeye şayet olduk.

atatürkçü kesim kendine iyi bakmıyor. en ufak bir gözaltı olayında hastalıkları depreşiveriyor. sonrası malum. hastahaneler, raporlar falan. sağlığa zarar.
(bkz: su katılmamış orospu çocukluğu)
BiRiLERiNiN KIÇINDA PATLAYACAK BOMBALARI PATLAMADAN ORTAYA ÇIKARA OPERASYONDUNR. BU BAKIMDAN ÖNEMLiDiR.
ahmet turan alkan yorumuyla.
http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazarno=1020
giren bi düşman girmeyen bin operasyonu.
yanılmamışım az önce denizin dibinde g3 mermisi bulunduğu haberi geldi. Ne diyeyim artık yakında benim popomdan da cephanelik çıkaracaklar ondan korkuyorum.

http://www.uludagsozluk.com/e/5389699/
Fetullahcıların derin devlette kendi görüşlerine uymayan kişileri tasviye edip yerlerine kendi adamlarını koyma operasyonu.
vay anam vay dedirten operasyondur.

neresinden başlansa facialarla ve şoklarla karşılaşılan bir davanın küçücük bir kısmına değinmek istiyorum, özellikle de son dönemde popüler olan ali suat ertosun ile alakalı kısmına..

şimdi efendim sene 1999, mekan beşiktaştan maslağa giderken hemen sağda görebileceğiniz mavi camlı devasa sabancı kuleleri..

3 dhkp-c militanı toplantı yapmakta olan sabancı holding üst yönetiminin odasına, ellerinde tabancalarla dalıyorlar ve allah ne verdiyse ateş edip, kaçıyorlar. ne bir güvenlik memuru dur diyor onlara ne de bir polis..

soruşturma başlıyor ama hiçkimsenin mantığı almıyor, 3 tane insanın(!) ortada hiçbir sebep yokken -görünen itibariyle-, 3 insanı katletmelerini..

daha sonra mustafa duyarın teslim olmasıyla olaylar silsilesi başlıyor.

kendisi bitakım ağır abilerin özel direktifleriyle bu katliami yaptıklarını açıklıyor, içeriye temizlikçi fehriye erdal sayesinde rahatça girdik ve operasyonu tamamladık diyor.

şimdi sıkı durun, fehriye erdal nasıl oldu da burada çalışmaya başladı dersiniz, polis müdürü hüseyin karadağın ricası üzerine.peki kimdir bu polis memuru, şaşırtıcı ama gerçek, susurluk kazasında ölen 3 kişiden biri, çatlının yakın arkadaşı.

devam edelim, mustafa duyar tutuklanıp hapse atılınca aklı başına geliyor ve diyor ki arkamdaki güçler dahil olmak üzere her şeyi anlatıp pişmanlık yasasından faydalanmak istiyorum. başarılı gazeteci can dündar diyor ki bu bir fırsat, arıyor bakanı ve onay alıyor. kapıyor kamerasını, mikrofonunu cezaevinin yollarına düşüyor. ancak son anda öğreniyor ki ceza evleri genel müdürü, bunun sakıncalı olduğunu görüşmenin yapılamayacağını söyleyerek onay vermemiş. geri dönüyor, hayalkırıklıkları içinde. peki kim bu müdür dersiniz, hsyk üyesi ali suat ertosun!

efendim, tamı tamına 1 gün sonra, kamuoyunda ergin kardeşler olarak bilinen vedat ergin ve nuri ergin kardeşlerin, mustafa duyarın bulunduğu afyon kapalı cezaevine nakli yine ali suat ertosun tarafından onaylanıyor ve yine ilginç bir şekilde, ergin kardeşler hapiste mustafa duyarı tabancayla delik deşik ederek öldürüyorlar. bu arada mustafa duyar hapishanede iken bir oğlu oluyor ve adını öldürdüğü adamın adı da olan özdemir koyuyor.

böylelikle çok önemli bir süikast karanlığa gömülüp yok oluyor.

aradan yıllar geçiyor, bitakım gizli güçler, ergin kardeşleri öldürmek için kolları sıvıyor ama cingöz kardeşler olayı farkedip, kendilerini öldürmeye gelenleri öldürüp, hapishanede istan çıkarıyorlar ve nuri ergin pencereden kameralara şöyle bağırıyor;

"Bu devlet bana Mustafa Duyar'ı öldürttü, ben öldürdüm. Şimdi canlı söylüyorum. Veli abiyi ara, Veli Küçük'ü ara. Bizi sor! Başka bir şey söylemiyorum. Allah'a emanet olun!"

konu burda kapanıyor.

bir dava sürüyor, sanıklardan biri veli küçük, davanın savcısı zekeriya öz ve onun kaderi bir bakıma ali suat ertosunun ellerinde.

polis müdüründen, tuğgeneraline, mafyasından, dhkp-c lisine, hsyk üyesinden savcısına karmaşık ilişkiler yumağı.

e bu ne ki ya diyorsanız ve ergenekon "tamamen" safsatadır diyor iseniz, bir kez daha düşünün, emin olun ölmezsiniz.
ergenekon denilen olay büyük ihtimalle tamamen uydurmadir. gizli servislerin birilerine suc atmak amacli olarak oraya buraya gömdügü silahlarin, sonradan medyaya haber verip cümbür cemaat gidilip yapilan kazilar sonucu, aaaa derhal silah bulmalariyla ünlenmis, yüksek kariyer sahibi cumhuriyet bilincine sahip insanlarin, metodik bir sekilde karalanip kamuoyu önünde kücük düsürülmesi amacina hizmet icin tasarlanmis bir operasyondur.

hitler´in ilk icraatlarindan birisi, parlamento binasini yaktirmasiydi. ve en ilginci bunu da "solcularin, kötü pis kaka, komunistlerin, insanlik düsmani sol görüslü adi osorpu cocuklarinin" yaptigini, oraya buraya serpistirilmis, sözüm ona kanit niteligi tasiyan birtakim cisimlerle - yok efendim yari yanmis, o zamanlar cok moda olan solcularin giydigi cinsten mont gibi- yaktirarak, kamuoyuna o isi solcularin yaptigi izlenimini uyandirmistir. bunun öyle olmadigi, bütün kanitlarin bilincli olarak serpistirildigi, 2.dünya savasi sonrasinda kurulan nürnberg mahkeme tutanaklarinda, bizzat nazi subaylarinin agizlarindan itiraf edilmistir.

ergenekon dedigimiz olay da aynen nasyonel sosyalist yipratma hareketi gibi bir yipratma hareketidir. birtakim adi suclari güzelce, üretilmis kanitlarla birbirlerine monte etmeyi becerdigimiz zaman, ortaya bir "komplo hareketi" olusur. komplo hareketi denilince de, isin icine herkes,duruma göre,dahil edilebilir. sen bilmem kimle arkadassin diye seni tutuklarlar, ben sana üc bes kere telefon etmisimdir, gelir beni tutuklarlar, benim hanimin calistigi üniversite´de devamli yemege gittigi profesörlerden birini, benimle gizli iliski icinde oldugu icin gelir tutuklarlar, sonra "birileri" bir gece gelir, bizim bahceye birkac tabanca gömer, ertesi günde basini da yanlarina alip, ellerindeki arama izniyle "sizin bahce de silah gömülü oldugu ihbarini aldik, kazacagiz"derler, biz de bahcemizden emin oldugumuz icin "buyrun kazin" deriz, kazarlar, aaaa bir bakarsin cephanelik bulurlar, fotograflarin cekilir falan....ondan sonra sen istedigin kadar "ya kardesim benim bu silahlardan haberim yok" de....kimse inanmaz sana...sonra tutarlar bizim postacinin eline su veya bu nitelikte üstünde bizim adresimiz yazili iadeli taahhütlü belgeyi verirler, sen de o belgeyi kendiliginden imzalar teslim alirsin, sonra bir acarsin, sacma sapan birseydir....ama o seyden dolayi,"size söyle bir belge gönderilmis, siz de teslim almissiniz" derler...

en önemli sey, kanit olmamasidir. bir devlet büyük bir üniversite´deki bir profesörünü öyle keyfi bir sekilde sabahin dördünde yakapaca karakola götürüp, bir iki gün orada tutup sonra da "yok yaw bunun bu islerle ilgisi yokmus" diyemez. bu olaya hukukta "adam kacirmak" denir, ve devlet kanitsiz kimseyi bir yere götüremez. önce kanitini gösterir, sonra götürür...bu ergenekon denilen seyin bende uyandirdigi his, hicbir sebep olmadan insanlari oraya buraya götürüp, sonra bir sürü silah gömülü yerler bulmalari konusudur. bu bende "iftira amacli yerlestirilmis kanit materyali" hissini uyandirmaktadir.

kurulan pekcok baglanti hayalidir, bir komutan bir profesörle pekala da bir öglen yemegi yiyebilir. bunda bir mahsur yoktur. orduyu yipratma olayinin arkasinda da avrupa toplulugunun türkiye´yi bölme planlari oldugunu saniyorum. ordu su an itibariyla türkiye´yi bir bütün halinde tutan yegane kurumdur, türkiye´nin bölünebilmesindeki en önemli engeldir. bu ögeyi kamuoyu önünde yipratmak, komutanlari, cevrelerindekileri yipratmak, kesinlikle bu amaca hizmet ediyor olabilir. hukukta "suc" bir motif gerektirir. ergenekoncularin motifleri ne olabilir? türkiye´yi misak-i milli sinirlari icerisinde tutmak, türkiye cumhuriyetinin demokratik kurumlarini korumak zaten türkiye´nin devlet politikasidir. peki tam da bu görüsleri savunan kisilerin "ergenekon" cu olarak lanse edilmeleri, kime hizmet eder? ergenekonculara mi, yoksa onlara karsi olanlara mi? bence ergenekon karsitlarinin türkiye´yi bölmek, kürt devleti kurmak gibi planlari vardir, ve ergenekon da cok güzel bir sekilde bu amaca hizmet etmektedir. abd´nin "büyük ortadog projesi-bop" ta "es baskan" oldugunu aciklayan bir basbakanimiz vardir. bu cok düsündürücü bir söylemdir. cünkü bu hasedilen "bop" projesi tamamen türkiye´nin aleyhine, abd´nin bölge halklarini etnik kökenlerini kullanarak birbirlerine düsürüp, kücük devletler kurdurmak, o kurdurdugu devletcikleri de güzelce sömürmek amacina hizmet etmektedir. sonucta petrol kapilarini kendisi kullanmak istemektedir abd ve bunun icinde bir sürü planlari vardir, bunlardan birisi de "bop" tur, ve basbakanimiz bu projede es baskan oldugunu söylemektedir....ilginc...

bunlarin sonucunda bir sürü olay cereyan edecek ve bu konular mutlaka birgün günisigina cikacaktir. ama o zamana kadar bu "bilincle serpistirilmis" kanit materyali gercek materyal olarak islem görecektir....ayni nazilerde oldugu gibi. tarih bu tür kasitli hareketleri hicbir zaman affetmemistir, simdiden sonra da affetmeyecektir. benim buna güvenim sonsuzdur.
Hükümetin ;başarısızlığını örtmek ,işşizliği,açlığı,toplumun yozlaşmasını(aç insanın neler yapabileceğini bir düşünün)yolsuzluğu,bölücülüğünü,din istismarını,vatan hainliklerini bir süre daha idare etmek için uydurdukları 20 yaşlı kişi ve 300 mühimmatla yapılacak olan darbe girişiminin güya davasıdır.Adının Ergenekon olması da ayrıca düşündürücüdür.
yalan dolandan ibaret bir karşıdevrim operasyonu.içeri alınan generaller bukadar kofti eylem planları hazırlayıp bunları mutfak masalarının üstüne bırakmaları,devlet adına yıllarca teröristlerle çatışmış generallerin bu kofti planları hazırlayıcısı olması hiç ama hiç inandırıcı gelmiyor.

işin bide farklı bir boyutu var.bu içerdeki vatandaşlar dışarı çıkınca ne olucak?rahat mı durucaklar oysa anadolu hayat emeklilikle deniz kıyısında balık mı tutucaklar yoksa bu yapılanların hesabını mı sorucaklar?
gömülen bombaları devlet gömdü, krokiler yalan dolan, darbe planları sadece günlükler ne var burda, onlar bizim canımız kanımız diye bakarsanız, safsata gibi göreceğiniz davadır.

yalnız ilginç olan şudur ki, bu dava hakkında safsata yorumu yapanlar ne iddianameyi bir kez okumuşlardır, ne de bir kez dava raporlarını görmüştür.

davanın safsata olduğunu savunanların yorumlarında ise şunları dikkatle arayınız, bulamazsanız ben beyni çalışmayan bir adam olarak yorumlanmayı kabul ediyorum.

*bu bir karşı darbedir.
*kemalistler çekilememektedir.
*bu tamamamen yalan bir şey olabilecek bir kesinliktir ki bu bir safsatadır**
*bop
*mustafa kemal atatürk***
*miting yapalım
*zeki müren de bizi görsün.*
susurluk davasında iki adam aynı arabada kaza yaptı ve birkaç resimleri çıktı diye kendini yırtarak ışık açıp kapatanların; evlerinde bomba, faili meçhul cinayet dokümanları, darbe planları, anti tank silahları bulunanları masum gördüğü operasyon.
yıllar sonra, "yüzüklerin efendisi" kitabından bile çok satacak bir senaryo olarak bütün dünyaya pazarlanabilecek bir senaryodur. *
kendilerini savunurken genelde "bu bir karşı darbe" diyenlerin yargılandığı dava.
ama aslında karşı darbe diyerek kendilerini yanlış savunduklarını düşünüyorum. ayrıca kendilerini de böyle savunanlar bana komik gelmektedir. çünkü karşı darbe demek "daha önce biz bir darbe yaptık şimdi de onlar yaptığımız darbeye karşı bize bir darbe yapıyor" anlamına geliyor. kendini böyle savunanlar zaten darbeci bir zihniyetin ürünü olduğunu kabul etmiş oluyor. daha önce yaptın bu sefer yapamadan yakalandın, darbe yaptırmayanlar da karşı darbe yapmış oldu.
bir fantezi olduğu artık batıda bile görülmeye başlanmış.

http://www.timeturk.com/%...-raporu_87582-haberi.html
taa 97 yılında can dündar'ın da programına konu olan örgütün; dalgalanıp da durulamayan, uzadıkça uzayan ve kabak tadı veren operasyonu.

(bkz: ergenekondom)

"bunca yıldır vardı ve biliniyordu madem; neden daha önce ortaya çıkarılmadı, önüne geçilmedi de ekonomik krizin teğet geçtiği bir dönemde 'aaaa, bak kuş geçiyor' der gibi önümüze koyuldu" sorusunu da akla getirmiyor değil.

edit: (#5836065) söz edilen zaman iktidarla ilgiliyse de şu an iktidar olan parti 2002'den beri iktidar.

(bkz: sözlüğü forum sanmak)
bunca yıldır biliniyordu ama çözülemiyordu zira ülkemin nadide öküzleri "bölüneceğiz, irtica gelecek" diye diye direk örgüt elemanlarını iktidar yapıyordu da ondan cancağzım.

edit:(#5836039)

bir forum efsanesi almış yürümüş, sanırsın ki sözlükte teoriden geçilmiyor, akademik jargonun en nadide örnekleri burada sergileniyor, her yer terbiyeden kırılmış pir-ü pak olmuş. bütün sözlük baştan sona bir tanımın altına yazılmış yorumlardan ibaret zaten. O sayfaya değil de bu sayfaya yazınca değişmiyor fazla stresin, gerilmenin bi manası yok, rahat olun yani.