mahkemelerden önce yargıya varan , insanları suçlu ilan eden ( aralarında suçu olmayan insanlar da olabilir ) anlayamayacağı insan hakkı ihlali durumudur.
ergenekon iddianamesi'nin yüzeyselliği ve delil olarak sunulanların sanıklara isnat edilen suçları kanıtlanmakta yetersiz kalacağı yorumlarının dünden beri ekranlarda hukuk bilen çoğu kimse tarafından ifade edilmesinden dolayı ciddiye alınması gereken iddia.
elimizde şimdiden örgütün kasası olduğu iddia edilmesi nedeniyle 13 ay boyunca tutuklu kalmış, ölmesinden bir hafta önce salıverilmesiyle birlikte kendisine isnat edilen suçun aksine cenazesini bile kaldıramayak derecede maddi zorluk içinde bulunduğu anlaşılmış olan bir insan var. bu bile davadaki insan hakkı ihlaline tek başına dayanak olabilir.
ayrıca bildiğim kadarıyla iddianamede ne hrant dink cinayeti, ne de şemdinli ile ilgili bir suçlama yok. danıştay saldırısının dinci bir terörist eylem olduğu ve ergenekon ile ilişiğin bulunmadığı başka bir mahkeme kararı ile çoktan tecillendi. zekeriya öz'ün daha bir kaç ay önce bu kararı veren mahkemenin olayın ergenekonla ilişkisi olup olmadığı ile ilgili sorusuna "elimizde bu iki davayı ilişkilendirilecek bir delil yoktur" cevabını vermesine ve yeni delil ortaya koymamasına rağmen bu konuya iddianamede yer vermesi de tutuklamaların ve suçlamaların da ne kadar gayri ciddi bir şekilde yapıldığını belli ediyor.
tüm bu gerçekliklerden sonra bu davadan hiç bir şey çıkmayacağı hemen hemen ortada olduğuna göre, haksız itham ve insan hakkı ihlalleri nedeniyle açılacak davalarda en büyük cezayı savcı zekeriya öz alacak gibi görünüyor. zira bu kirli iktidar mücadesinde kimin ne amaçla kullanıldığı gayet ortada. bu işte ilk başta piyonların yem olması da oyunun bir gereği.
operasyon son derece yasaldır. eğer gerekiyorsa yapılmalıdır, gerektiği düşünülmüştür; yapılmıştır. olacakları zaman içinde göreceğiz. operasyonun insan haklarına aykırı olduğunu söylemek yerine operasyon sırasında yapılan gözaltıların, gözaltına alınanların gereğinden fazla içeride tutulmasının insan hakları ihlali olduğunu söylemek daha doğru olabilir belki.
daha önce bu yazımı ergenekon operasyonu ile ilgili başlığa yazmıştım. ama sanırım orda o kadar okunma imkanı bulamadı. yazımın içinde bu konuya da yer ayırmıştım .benzer bir başlık olduğu için buraya aktarayım, belki burda daha fazla insan okur;
''türkiye'de temel teğerler, temel kavramlar ve temel kurumlar çok büyük değer kaybediyor. iktidarından muhalefetine, yargısından yasasına, polisinden askerine, yazarından televizyoncusuna. türkiye adım adım kaosa sürükleniyor ve önünde durabilecek tek gücümüz yargı ve yasalarken önüne gelen herkes bir tekme de ben vurayım diyor.
ortada bir operasyon var evet. dileriz ülke çıkarına olur bu operasyon ve bu operasyonun ortaya çıkaracağı olaylar. şu da var ki, bu operasyonda herkes yanlış yapıyor.
daha ortada iddianame bile yokken, gözaltına alınanların veya tutuklananların neyle, hangi sebeple suçlandıkları bilinemezken kesin ve keskin yargılara varmak bu iddinameye ne kazandırır bilmiyorum. her gün gazetelerde suçlu olup olmadıkları belli olmayan insanlar için ''darbeci bunlar, darbe yapacaklardı'' diyen ya da ''bu adamların darbeyle alakası yok, ben biliyorum, değiller'' diyen gazetecileri, siyasetçileri ve bir çoğunu görüyoruz. daha ortada fol yok, yumurta yok, adamları darbeci ya da darbeci değil şeklinde suçluyoruz ya da haklıyoruz.
eğer ortada darbe için kurulmuş bir terör örgütü varsa, bu örgütle ilişkisi olan herkes cezalandırılmalıdır. ama bu işi bırakalım da savcılarımız, yargıçlarımız yapsın yahu. önüne gelen ahkam kesecekse niye var hak, hukuk, savcı, yargıç? kim döverse onun dediği olsun.
bazı dikkati çekmek istediğim birkaç husus var, onları belirteyim. eğer bu adamlar darbeciyse eğer bu atatürkçülüğü bağlamaz, kişileri bağlar. darbe yanlısı, demokrasi düşmanı bir insanın atatürkçülükle alakası yoktur, olsa olsa fake atatürkçüdür. neyk? fake ulan fake. anladın sen onu. kişiler üzerinden ideoloji eleştirmek, ideolojiyi aşağılamak yapılan hataların en büyüğüdür. açıkçası bunu yapan da bir yazarsa eğer, ben artniyet ararım bunda. sen ilhan selcuk'a daha dava sonuçlanmadan darbeci deyip, üstüne birde alın işte sizin atatürkçüleriniz dersen, sen artniyetli adamın tekisindir.
efenim şöyle de bir durum var; bu operasyonlar sırasında çeşitli yasa ihlalleri yapılmıştır. mesela tercüman gazetesi yazarına kelepçe takılması türk ceza kanunu'na göre suçtur. kelepçe ancak o an itibariyle çevresindekilere zarar verebilecek ya da kaçmaya teşebbüs edecek kişilere takılır. bu madde daha yeni çıkarılan tazecik yasamızda var efenim. adam gazetesinde çalışırken gidiyosun baskına, adam sana hiç zorluk çıkarmıyor ki, neden takıyosun o kelepçeyi? bir insan neyle suçlandığını bilmeden 1 sene tutuklu kalabilir mi yahu? böyle saçmalık mı olur! bir de ufak hatırlatma yapayım, bu ilk tutuklananlar arasındaki bir iş adamı, içerde yattığı süre içerisinde kanser oluyor, kanser son evresine gelene kadar hastaneye kaldırılmıyor. en son kanser tüm vucuduna yayılmışken, adamın ölmesi kesinleşmişken, bütün vucudu eriyip bitmişken adam serbest bırakılıyor. adam neyse suçlandığını bilmeden içerde yatacak, kanser olacak ölecek biz de bunun hesabını sormayacağız öyle mi? yok öyle yağma. o adamın hayatını kim geri verecek şimdi? insan haklarına sığar mı bu? zamanında necmettin erbakan sağlık sorunlarım var diyerek cezası ev hapsine dönüştürüldü de bu adam niye hücrelerde cürüdü? hadi diyelim bu adam suçlu bulanacak, necmettin erbakan'ın bu vatana yaptıklarından daha fazlasını yapmadığına kalıbımı basarım. bu adamın suçu açıklansın getirin suçlarını karşıma, ben de sunayım size necmettin erbakan'ın suçlarını, kimin ki daha fazla bakalım. adamların suçlarını yarıştırttınız bana be.
bir ülkenin başbakan'ı bir dava sonuçlanmadığı halde, hatta iddianamesi bile hazır değilken o dava hakkında kesin yargılara varabilir mi? bu etik mi, bu doğru mu? ya muhalefeti, o ayrı bir dert. ''ben biliyorum, temiz çocuklar onlar'' diyor. ulan nerden biliyosun, biliyosun madem niye açıklamıyosun? söyle de biz de öğrenelim, aylardır süren ve savcıların hala çözemediği olayı. yalnız helal size; adamlar 4 milyon sayfayı okumadan karar veremeyiz diyor, siz bir sayfa bile okumadan kendi kafanızdan kesin yargıya varabiliyorsunuz.
öncelikle hükümet bu davadan elini eteğini çekecek. çekecek ki, bu davanın bir akp intikamı olmadığını hep beraber göreceğiz. yoksa hep bu soru işaretleri kalacak kafamızda. hükümet ihtimaller ve söylentiler üzerine suçlama yapmayacak. kapatma davasına ''yargı darbesi'' diyen dengin mir mehmet fırat ''yargıya müdahele etmeyin'' demeyecek. doğru söylüyor olsa bile demeyecek. demeyecek cünkü o gün o davayı açan da bugün bu soruşturmayı sonlandıracak olan da yargı.
bu adamları ne darbeci diye suçlayalım, ne de suçsuzlar diye haklıyalım; bıraklım da adelet işini yapsın.
tekrar edeyim; operasyonun yapılış şeklini, operasyon bitmeden iyi ya da kötü -kime göre iyi kime göre kötüyse artık- yargıda bulunanları, yargının ve hukukun işine karışanları eleştirmek en doğal hakkımızdır, eleştiririz. lakin operasyon ve dava sonrası ortaya çıkacak kararları eleştirmek bize düşmez. bu ülkenin hukuku son sözü söylemiş demektir ve bu olay ancak hukuk temelinde çözülebilir.
medyaya da iki çift söz edecek olursak; yapmayın bugüne kadar yaptıklarınızı artık. karşıt görüşleriniz yüzünden, farklı fikirleriniz yüzünden ne halkı kandırın ne de halkı galeyana getirin. zaten millet fitili ateşlenmiş bomba gibi ha patladı ha patlıcak. sinan aygün gözaltına alındığı sırada hiç bir medya mensubu olay yerinde yokken, gazetelerde polisin ''madem atatürkçüsün, niye paralarının üstünde atatürk resmi yok?'' dediğini kim nerden duydu, bu haberleri basına kim sızdırdı merak ediyorum. bu konuda da şapkalarımız önümüze koyup biraz düşünmek gerekiyor zannediyorum.
olayın iddianame boyutunda kalmaması mahkemenin iddianameyi kabul edip yargılamaya başlaması sonucu geçersiz olan bir söylemdir. zaten savcıların görevi budur. savcıların her suçladığı suçlu olmak zorunda olsa mahkeme ve avukata gerek kalmazdı. yani bu ergenekon davasında temize çıkanlar olursa şaşırmamak gerekir.
iddianamesiz geçen günler ve mahkeme sürecinde yaşatılanlarla birlikte kısmen haklı önerme.
şayet böyle bir oluşum varsa çek çıkar ama işin içinde kendi de bağlantıların da olunca haliyle çözmesi zor olur.
işte insan hakları ihlali burada başlamaktadır. muhalif isimleri gerekli gereksiz göz altına alıp suçluymuş yargısı yaratmak, iddianame hazırlamadan aylarca beklemek, suçluyla suçsuzu ayırd etmeksizin varolan bir suçu kendi çıkarları çerçevesinde önüne çıkan englelleri temizlemek için kullanmak.
bu ülkeye temiz eller operasyonu lazım ama bunu yapanın da ellerinin kan olmaması gerekir.
tutuklananların bir çoğunun halen atatürk'ün arkasına sığınması ve bu yapılanlar atatürk'ün cumhuriyetine yapılan en büyük hakarettir denmesi gösteriyor hiç bir ihlalin olmadığını.
daha bugün ilker başbuğ demedi mi atatürk'çü düşünce akıl ve bilimi destekler diye. atatürk'çülük kusursuzluk demek değildir ve kimseninde atatürk'ün kurduğu cumhuriyete bir kastı yoktur.
kim takar onların haklarını. fakat dtp ye bugün yapılan operasyonlar da görün şimdi ab den gelecek çığlıkları, ab komserlerinin basanların ensesinde nasıl boza pişireceklerini. "demokrasiiiii, insan haklarııııııı, hukukkkkkkkk, ab üyeliğiiiiiiii" ulumaları saracak dört bir yandan.
