mehmet ali çelebi'nin telefonuna polis memurları tarafından, hizbut-tahrir terör örgütü yanlısı birinin telefonundan alınan 139 numaranın yüklenmesi ve kendisinin hizbut-tahrir terör örgütü üzerinden ergenekon'a bağlanıp yargılanması bu sürece başka bir örnektir.
Doğan Grubu basının çoğu haberi gibi gerçek olaydan ziyade bir temenni dir. Kannatimce çökme felan yoktur. Şu sıralarda, bu kol çökertilmeden kalanları yargılamanın bir anlamı yoktur diyerek, iddia edilen örgütün yargıdaki kolları ya da bağlantıları zayıflatılmakta ve çökertilmektedir. Asıl davaya daha sonra kaldığı yerden devam edileceğini düşünüyorum.
temeli deniz kumu ile atılmış bir binanın çökmesi ne kadar kaçınılmaz bir son ise, ergenekon davasının çökmeside okadar kaçınılmazdır. sap ile saman ayrılmadan doğru bir eksene oturtulamayan bu davanın sonucu zaman aşımıdır. arada doğru olan iddialarda saçma sapan bir iddianamenin kurbanı olacaktır. çamur at izi kalsın yerine adam gibi bir iddianame ile belki derin devlete bağlantı kurulabilirdi, ama o işin altında, dünün bugünün hatta yarının hükümetleride kalacağından dolayı durum sadece gündemi değiştirmekten öteye gitmemiş ve gidemeyecektir.
çökecek te kimin başına çökecek, göreceğiz. bana öyle geliyor ki faili meçhullerin, h. dink' lerin katillerinin, darbe özlemi içindekilerin tepesine çökecek. bugün olmasa bile özgür yarınlarda mutlak çökecek.
insan hayatının yurdumdaki değeri ile ilişkili durumdur. faili meçhullerde kuyu diplerini boylamış cesetlerin değeri ile de ilişkilendirmek mümkündür. ergenekon davasına dair her şey insan onuruna hakaret niteliği taşımasına karşın ülkemde insan onuru pek önem arz etmez. iktidar ilişkileri içerisinde yer bulmaya çalışır. akp iktidarının götü yemediyse bununla mücadele etmeye pek olağan bir haldir bu. oysa o yüzden arkasındaydık. eli kanlı komutanlar gözü kara psikopatlardan korktuğumuz ve karşısında olduğumuz içindi her şey.
