uydurmanın dibine vurulmuş davadır. AKP'nin amacı bellidir. Devletin erkini kullanarak iktidarına karşı devleti ve milleti koruyacak kesimleri ve birkaç adı şüpheli ismi içeri al, 3-5-6 yıl içeride tut (gücü yettiğince) böylece o zaman zarfı içerisinde sana hiçbir muhalefet olmasın sen de istediğin gibi istediğini yap.
Hani Tayyip denen gürcü 9 yıl boyunca PKK'ya, Kürtçülere yüzlerce insan katlettirip sözde kürt siyasetini demokratik özerklik ilan ettirecek kadar Milleti oyaladı ya, son gelen şehitlerde bile zaman kazanmak isteyip "Ramazan ayı diye sabrediyoruz ramazandan sonra göreceksiniz" geyikleri yapıyor ya işte bu davanın süreci de aynıdır. 9 yıl bitmiş terörü azdır, terörü azdırırken engin alan gibi teröre karşı en büyük darbeler vurmuş paşaları içeri al sonra BDP'ye posta koyuyormuş gibi yap lakin BDP'nin milletvekili sayısı her geçen gün artsın ve PKK'nın siyasi meşruiyeti de her geçen gün artsın.
Gerizekalıca Mason falan filan geyiklerine girmeye gerek yok. Irak'ta 1 milyon insanın AMerika ve Kürtler tarafından katledilmesine ses çıkarmayan ama Suriye'de amerika'nın lehine de davranan birkaç yüz isyancıyı bahane edip savaş çıkarma peşinde koşanlar masonları arkasına almıştır alsalar alsalar.
gerçek ergenekoncuların iddianameyi hazırlayanlar ve hazırlatanlar olması çok büyük ihtimal olan dava.
savcı umarım bu entry'mi okur'da kendisinide bu örgüte dahil eder çünkü google'a bu kadar inanan bir savcıdan ancak bu beklenir. bunun dışında da iddianameyi hazırlayan savcı sanırım mahalle dedikodularını aşmayacak ciddiyetteki konuları dinleyip bunlarıda dava ile ilişkilendirmeyi pek seviyor.
bende o zaman bir şeyler söylemek istiyorum. tayyip erdoğan sürekli yurt dışına gidiyor, kendisi toplantılar yaparken eşi ve çocukları alışveri kisvesi altında cia ve mossad ajanları ile görüşüyor. ayrıca ben bir hahamım ve yurt dışına yerleşmeyi düşünüyorum. ha bir'de unutmadan bolu'da hisar tepesini kazarsanız bol bol kafatası bulunursunuz. bunu'da kimin üzerine yıkacağınızı ben söylemiyim isterseniz.
esas ergenekon'u yazayım ben size;
recep tayyip erdoğan; eski istanbul büyük şehir belediye başkanı. tarikatlar ile olan bağlarını kullanarak türkiye cumhuriyeti başbakanlığına kadar yükseliyor ve türkiye'nin rejimini ilımlı islam rejimi olarak değiştirmek isteyen bop'un eş başkanlığına amerika birleşik devletleri başkanı ve pentagon tarafından getiriliyor.
abdullah gül; tüm hayatını cemaatler içinde geçirmiş, siyasi yaşamı boyunca milli görüş partileri içerisinde yer almış ama ne hikmetse bir anda gömlek değiştirmiş cumhurbaşkanı. en son mahareti bölgesel kürt yöentimini resmi olarak tanıdığını belirtmek. türkiye'nin doğusunu kürdistan olarak kabul eden ve türk topraklarında hak iddia eden özerk yönetimi muahattap alan cumhurbaşkanı. bununda adı açılım. oğlu daha lise'de olmasına rağmen şirket patronu, mısır kralı. kayıp trilyon davasının baş kahramanı, af edicisi.
kemal unakıtan; çocukları her ihalenin arkasından çıkan, her krizden nemalanan maliye bakanı. nerde bir pirinç ihalesi var sülalesi orda. rabbimize sorduk haramdır dedi ama onlara'da nerde rant orayı söylüyor demek. finans kaynağı.
osman pepe; büyük oğlu orman bakanlığı sırasında 600 adet ev sahibi olmuş eski bakan. aynı zamanda mng holding'e sahillerimiz açan ve bunu hangi kılıfa nasıl uydurduğu belli olmayan kişi. bunun dışında 2b maddesinin mucidi. orman alanlarının talan edilmesi için çalışan ve bunu yabancılara peşkeş çeken ilk orman bakanıydı.
zahit akman; başbakan tarafından göreve atanan ve başbakan ile sıkı ilişkileri olan kişi. kendisi almanyadaki türk vatandaşlarını bağış toplama adı altında dolandırdığı için hüküm giydi. ancak yine kendisini göreve getiren başbakan tarafından korundu. finans kaynağı.
mir dengir fırat; eski akp genel başkan yardımcısı. kendisi hakkında ortaya atılan iddiaları çürütemediği için parti çiersindeki görevinden ayrılmak zorunda kaldı. adana ve mersin'in kürtleştirilme politiklarının mimarı. nerde bir belediye su sayacı değiştirecek olsa tak bu zat'ın firması oarada tekel olarak belirleniyor. nerede bir belediye bir elektrik sayacı değiştirecek tak bu zat'ın firması tekel oluyor. bir rantçı daha.
sabah ve atv; erdoğan'ın damadına satın aldığı yayın organları. binbir katakulli ile devlet bankalarından kimselere verilmeyen düzeyde düşük krediler çekildi. arap emirlerinden kaynaklar bulunmak için başbakanlık uçağı ile elçiler yurt dışına yollandı. akp'nin sesi soluğu. medya kanalı ile halkın yönlendirilmesinde kullanılıyor.
daha gider bu. gerisi için siz biraz hafızanızı yoklayın. gerçek ergenekon kim? kim kime darbe yapıyor çok açık.
"andolsun ki, birçok cini ve insanı cehennemlik olarak yarattık. , onların kalpleri var. fakat anlamazlar, gözleri var, fakat görmezler, kulakları var, fakat işitmezler. onlar hayvanlar gibidirler. hatta hayvanlardan da sapıktırlar. onlar gaflet içindedirler. "
Baştakilerin, istediği gibi su altından saman yürütmek için, bütün paşaları, komutanları yok yere hapise attıkları davadır. Bir ülke düşünün ki; kendi genelkurmay başkanını, terör yandaşı diye hapise atıyor. Nerden baksan tutarsızlık.
düzmece olduğu ortaya çıkmış dava. adamlar sahte delillerle o kadar insanı yok yere içeri atıp hayatlarını kararttılar. eski bir komutan vardı. kendisinin bürosuna polisler baskın düzenlemiş ve belge ortaya çıkmış. o belgede ergenekoncu olduğunun kanıtıymış. ama ne hikmetse o belgede yapılan parmak izinde 4 bin kişinin parmak izine ulaşılmış ama hiç birisi o adama ait değilmiş. anlayın artık bu bir düzmece.
ikinci iddianamesinde sanıkların hükümeti düşürmek için darbe planladıkları şeklinde bir suçlama da yer alan dava.
tamam, güzel. darbe planlayan, çoğunluğun seçtiği bir hükümeti demokrasi dışı yöntemlerle devirmeye çalışanları yargılayalım.
peki arkadaş, bu darbe denen illetin planını yapanı bile yargılarken, bu ülkede gerçekten darbe yapmış, demokrasinin ırzına geçmiş, bir nesli katletmiş olanlar neden yargılanmazlar? neden ?
Yazık oluyor, hem de çok yazık oluyor dediğim dava... Savunma hakkının defalarca ihlal edildiği bir davada, ordunun üst kademe komutanlarına, bilim adamlarına, gazetecilere teşebbüsten ağırlaştırılmış müebbet isteniyor. Hiç kimse kusura bakmasın ama abdullah öcalan'ın neredeyse kahraman ilan edildiği dönemde, ülkenin komutanlarına terör örgütü mensubu deyip ağırlaştırılmış müebbet istemek gerçekten ayıp oluyor.
Bu davanın üsulen yargıtaydan döneceği kesindir. Niye mi, ceza muhakemesi usulleri kanununa göre soruşturma yapan, o tutuklama kararlarını veren hakimler; yargılamada yer alamaz. Ama bu davada görev almış soruşturma hakimleri aynı zmanda yargılamada da yer almaktadır. Bu durum her türlü Türk kanunlarına hem de Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere aykırıdır. işin ilginç tarafı, bunu gayet iyi bilen sayın yargıçlarımız ve savcılarımız, neden bile bile bu hatayı yapıyor? Bunun mantığını anlayabilmiş değilim.
Kaldı ki, bazı basın yayın organlarında bir kaç ay önce bir resim çıkmıştı. Ergenekon soruşturmasını yürüten çeşitli savcılar, emniyet mensupları ve davaya bakan hakimlerden biri, dava daha söz konusu bile olmadan yaklaşık 1 yıl önce bi iftar yemeğinde buluşmuş ve resimleri gazetelerde yayınlanmıştı.
Sanırım daha fazla söze gerek yok. Ama illa gerek var derseniz şöyle açıklayım: tesadüfen böyle bir durum vukuu bulsa dahi, ilgili hakim ve savcıların bu durumu öne sürerek davadan çekilmesi gerekir. Tıpkı bir hakimin önüne gelen bir davada, bir tanıdığı denk gelse yapması gereken hareket gibi. Yani yargıç demesi gerekir ki: "bu davayı hazırlayan savcıyla daha önce kişisel hukukum olmuştur. Bu davayı görmem uygun değildir, tarafsızlık olmaz, çekiliyorum" Savcı demesi gerekir ki "bu dosyayı hazırlayan emniyet güçleriyle kişisel hukukum vardır, tarafsızlık ilkesine bağlı kalmak için çekiliyorum" Hukukun gerçek anlamıyla uygulandığı bir durumda olmaması gereken bu usul çarpıklığı, davadaki adil yargılanmayı tamamen ortadan kaldırmıştır. ileride gerekçeli kararları merak edip de okursanız anlayacaksınız.
Kaldı ki, bir davaya bakan hakim, dosyayı hazırlayan savcı, operasyonları yapan emniyet mensubu; davadan önce ya da sonra bir arada yemek yemiş ise; bu iş derhal soruşturma açılması gereken ve hukukun aklanması için kovuşturulması gereken bir husustur. Pardon, hukuk mu dediniz?