ucu menfaatlerine her değdiğinde atatürk ve laiiklik diye bağıran, türbeye gider gibi kameralarla zırt pırt anıtkabire giden , demokrasi ile darbeciliği karıştıran insanlar oldukça devam etmesi gereken dalgalardır.
cumhuriyet kurulurken hilafetle devam edilecek sanırken birden cumhuriyet sabahına uyanan ve bu yönetim şeklini bir türlü sindiremeyen çoğunluğun azınlıkta kalan laik kitleye tahakkümüdür.
...bir takım ordu komutanlarını örgütlemeyi başarmıştı.
gazeteci arkadaşlarına halkı bilinçlendirmelerini ve milli bir refleks meydana getirmelerini öğütlüyordu. bir çok illerde ordu komutanlarını, aydınları ve mülki idarecileri kendi tarafına geçirmeyi başarmıştı. mitingler düzenlenmesini istedi en başta. kendisi de eski bir askerdi.
hükümete karşı planları vardı, hükümeti devirmeyi kafasına koymuştu. örgütlü bir biçimde bu yolda mücadele ediyordu. eyleme geçmek için bazı kentlerde toplantılar düzenledi, ulusal kararlar aldı. büyük bir kurulla çalışma kararı aldı.
binbir tehlike altında yaptığı gizli görüşmelerle önemli şehirlerden anadolu'nun merkezine silah kaçırılmasını sağlıyordu hareketi için. savaşacaktı, milletle birlikte artık "milli" olmakla ilgisi kalmamış, korkak hükümete ve emperyalizme karşı savaşacaktı. ikisini de "zor kullanarak" ve "halk isyanıyla" yok edecekti. halkı buna teşvik ediyordu. devrimciydi.
hükümeti devirme planlarıyla yapacağı hareketin yol haritasını minik bir not defterine yazdırmıştı, notlar yanı başındaki yaverinin cebindeydi. yapacak herşeyi minicik kağıtlarda suç delili olarak duruyordu. telgraf konuşmalarını ele geçirenler dehşete düşmüşlerdi, öyle şeyler söylüyordu ki...
düğmeye bastığında yanında askerler, aydınlar bir kısım eşraf ve öğretmenler vardı.
devirmek istediği hükümet hakkında yakalama emri çıkarttı.
vatan haini ilan edildi, gıyabında idam hükmü verildi.
ama yakalanamadı.
o ise minicik kağıtlara yazdırdığı büyük geleceği, tasarladıklarının büyük kısmını hayata geçirdi. kendisini yakalayamayanları ülkeden sildi attı. hükümeti devirmeyi de başardı, emperyalizmi dize getirmeyi de. bu iki düşmana zor kullanarak, halkla yaptı bunu.
işbu yazılanlardaki şahsın ergenekon örgütüyle ilişkisi yoktur. öyle sananlar yanılıyorlar. kim olduğunu bulan böyle gelsin.
kazanmak için her yolu mübah gören, insanları öldürmekten çekinmeyen, asit kuyularına atan, alternatifi olabilecek güçler ortaya çıkmaya başladığında darbeler planlayan, insanlara hak etmediği yaftalar takan, demokrasiyi kendi çıkarları için kullanan, kendi çıkarlarına hizmet etmediği anda bir çırpıda silebilen insanların ve yandaşlarının karşılarına daha güçlü biri çıktığında ve işledikleri suçlar bir bir ortaya çıktığında acındırma politikaları güttüğü, tek savunmalarının Atatürkçülük arkasına saklanmak olduğu, diğe rbr tabirle yedikleri boklara Atatürk'ü de alet etmeleri küçüklüğünü göstermelerinin ortaya çıktığı demokrasi sınavı.
ergenekonu yıllar yılı bir efsane olarak bildik. sonra bir grup insan çıktılar kendilerine ve kurdukları örgütün adına ergenekon koydular. sayelerinde Türklüğün efsanesi olarak bilinen efsane de boka battı.
koyun ile keçi hendekten atlayacaklar. önce koyun atlar karşıya kuruğu kalkar. götü görünür. keçi arkada zevkten dört köşe olmuştur.
- me-e-e-e-e-e-e-ehehehehe. götü göründü götü göründü.
gün bana bu fıkrayı hatırlattı. keçi kendi götü ortalıkta dolaşır da koyunun götünün açılmasına güler ya...
yıllardır yapılan hukuksuzluklar, kanunsuzluklar, cinayetler, darbeler ve olası darbe planları, suikastler, asit kuyuları, kazanlarda yakılan cesetler, işkenceler, komplolar, hak etmeyen kişiler hakkında atılan iftiralar, kes kopyala yapıştır ses ve video kayıtları, fotoğraflar, beyin ve fikir manipulasyonları, medya desteği ile her ne bok yenirse yesin haklı çıkarmalar vs vs vs. bunlar görülmez de bunu yapanlar, idare edenler, emri verenler, yaltaklık edenler, yataklık edenler, alkış tutanlar, övenler hakkında suçlama yapınca da devlet elden gidiyor, karşı darbe hazırlıkları yapılıyor, Atatürkçülük elden gidiyor, laiklik elden gidiyor, ühühü benim de telefonum dinleniyor derler.
gazetelerin 3. sayfalarındaki cinayet vakalarına benzer bir şekilde önce öldürürler sonra cenazesine giderler. herkesten daha perişan görünürler. sonra bağırırlar. katiller bulunsun hesap sorulsun diye.
evlerini işyerlerini bombalarlar. yapan kişiyi de karşı mahalleden gösterirler ki kendi mahallesindeki arkadaşlarını örgütleyebilsin. bak ne yaptılar bana diye. sonra kavga çıkarırlar. oturur kavgayı seyrederler. o kadar kördür ki herkes. o kadar kavgaya kaptırmıştır ki kendilerini, evlerinin dükkanlarının soyulduğunu hem de kendilerini gönderen kişi tarafından yapıldığının farkına bile varmazlar. (dünyanın hangi ekonomisinde bu kadar sık kriz yaşanır ki? herkesin ev-araba- işyerlerini sattığı iflas ettiği dönemlerde kim parasına para kattı?)
bunların söyledikleri ancak ve ancak kendi kendilerini inandırabilir. bu konuda yandaş toplamaları da mümkün değil. yapılanlar ortada. savunanlar eli kanlı katilleri savunmaktadır. ama bilinçli ve yandaş olarak, ama bilinçsizce düşünmeden, beyinlerini kullanmadan, yıkanan beyinleriyle...
bu kez koyunun götü de görünmedi. aksine keçinin götündeki kıllar cımbızla çekildi de tüm götü ortaya çıktı.
egemenlik ne onda bunda ne de şunda. artık egemenlik millette.
ergenekon davası demokrasi sınavı diyenler benim de gözümde yanılmaktadır ergenekon davası totaliter bir oligarşiden demokrasiye geçiştir. fransız devriminin günümüze uyarlanmış halidir. tek farkla. suçlu bulunanlar meydanlarda rdarağaçlarında sallandırılmamış, suçluların arasına suçsuzların da karışmasını önlemek için adil bir şekilde yargılama sürecine başlanmıştır. derin bir yapılanma olduğu için 3-5 ayda tamamlanması beklenmemelidir. mikrobun bulaştığı her bir hücre temizlenene kadar temizlik operasyonu yapılmalıdır. (bu sözlerimden belli bir fikri savunan herkesi mikrop olarak nitelediğim sonucunu çıkarmasın kimse. ergenekon terör örgütü ile ilişkili olarak pis işlere karışan kötü niyetli şahısları kast ediyorum. ergenekona hizmet eden kişileri kast ediyorum)
tanım: 1-2-3-5-10 derken 13.04.2009 tarihi itibariyle 12. si gelen, kanlı bir terör örgütünün icraatlerini ortaya çıkartan hukuki süreç silsilesi.
aslında operasyon yapılması gereken kişilerin iktidarda bulunduğu ve laiklik ve cumhuriyetin tasfiye sürecinin 12. dalgasıdır. dünkü dalganın eski takvimle 31 mart, şimdiki takvimle 13 nisan'da patlak veren 31 mart vakasının 100. yıldönümü olması tesadüf müdür ?
süreç içerisinde yaşananların ergenekon ile ilişkilendirme çabasına ikna olmadığım * ama dalga konusundaki çabaları yeterli ve yerinde bulunduğum operasyonlar silsilesidir .
obama geldi, 12 ci dalga yola çıktı. adam ılımlı islamı destekliyormuş. jeopolitik önemi olan bir ülkenin çağdaş medeniyet seviyelerinde ne işi olacak. geriye gitsin. çağdaş yaşamı filan desteklenmesin. bilim adami değil ilim adamı yetiştirsin. kafasını kuma gömsün. korku cumhuriyeti olsun. fikir üretimi dibe vursun. feodal yapı alsın yürüsün.
Ergenekon, RTE ve cemaatinin, halkı uyutmak için yazdığı,
kaç bölüm olduğu kestirelemeyen başarısız bir Senaryodur.
Benzetilecek olursa, Kötü yazılmış Prison Break özentiliği denilebilir.
Ergenekon, bizden olmayanlar suçludur mantığı güder.
Zira gelinen noktada, binlerce sayfalık dosyalarda elle tutulur ve mantıklı hiç bişey yoktur.
Lakin böyle saçma sapan senaryolar devam ederse, halkın cevap niteliğinde
"elle tutulur" bir şeyler vereceği barizdir. kesindir. gerçektir. ben hazırımdır.
