Genç bayan arkadaşlarımızdaki sıradan meselelerden biridir. Benim çok yakın arkadaşım, 90-60-90 ölçütlerinde, kibar, bakımlı, sarışın, mavi gözlü, her erkeğin gördüğünde saygıdan yıkılacağı bir tiptir. Arasıra sorarım, ya kendini beğenmiyormusun gerçekten? bana verdiği cevap basit ve gülümsetecek cinsten olur hep '' ya nerem güzel, şurdaki kız bile benden daha güzel''
Gösterdiği kızı abartısız betimlemekteyim:
*190-160-190 Beden ölçülerinde
** iri, adaleli, yapılı bacaklar
*** Saç sakal birbirine karışmış, badem ile beslenmekte
**** Bir erkekle yalnız kalırsa hamile bırakabilecek seviye de bir bayan...
Velhasılkelam, angelina ablama da sorsak, cevap net:
'' Benim nerem güzel? ''
ergenlik dönemi kendini kaybeden hormonları etkisiyl vücuttaki yağların götte toplanması, ardından iki kişilik bir göte sahip olma durumu sonrasında gelen derin üzüntünün dışa vurumudur.
gaffurla aynı sorunu yasadıklarının yanısıra çoğu ergen kızın çoğunun zaman zaman içine girdiği sıkıntıdır.çoğu zaman sucu kendi bedenlerinde ararlar ancak asıl suç güzellik kavramını sadece fizikte ve motorik * beceri olarak gören ergen erkeklerdedir.*
ergen ben merkezciliğinin tipik bir sonucudur. kızlar yaşıtlarından daha erken ergen olduklarında vücutlarına kolay adapte olamayıp dikkat cektikleri için bu ve benzeri sebeplerle durmaksızın melankoli yaşarlar.
tek amacı grubun en popüler kızı oldugunu orda bulunan bütün herkese göstermekti. bu yüzden olsa gerek kocaman dekolteli minicik bir elbise giymişti. bense her zamanki paspal halimle onun yanına oturdugu sevdicegimi kesmekle yetinmiş, gerizekalı gibi kalmıştım. gögüsleri benimkinden daha iriydi. daha dar giyiniyordu. ve hep bakımlıydı. saçları hep yapılıydı. aslına bakınca bokuma bile benzemiyordu. erkeklerin bu 'sıska kız' sevdasını bir türlü anlamıyordum. ve ilk ergenlik dönemimde ilk defa bir kızı kıskanıyordum.
8-9 kişilik bir arkadaş grubuyduk.sahildeydik. yazdı. vokallik yaptıgım grubun basçısı hafif hafif bi gitar tıngırdatıyor; 'defneeaaa defneaaa sölesene laaann' diye öküzce karizmamı iyice mikiyordu. onu susturmaya çalışırken, sessizce biramı içiyor,hoşlandıgım cocugu kesmeye calısıyordum bir yandan. lakin iri meme bir türlü müsade etmiyordu gözlerimizin kavuşmasına. bas kardeşim iyice bastırıp, gaza gelip, cıvıl cıvıl bir şarkı çalmaya başladı. iri meme, incecik elbisesiyle ayaga kalkıp oynamaya başladı. o an hoşlandıgım çocugun agzından akan salya sayısını sayıyordum. hayata küsmüştüm. hem şişmandım. hem paspal. bir tek sesim güzeldi. onu da bazı insanlar hayvani sekilde eleştirince yıkılıyordum.
basçım bastırmakla kalmadı, iyice koptu gitti. sonunda gayet romantik bir şarkı çalmaya başladı. 've işte vokalimizde burda. hadi def şarkı söleee şarkı sölee' diye bastırınca, grupta benim varlıgımı farketmemiş çogu kafa bana dogru döndü. iri meme sanırım o zaman farketti beni. herkes bana bakınca utanmıştım. 'noluyo lan' bakışımı esirgememiştim. basçım sagolsundu, irezil olmuştum. romantik şarkıyı ısrarlarla beraber söylemeye başladım. ben şarkıyı söylerken bir kaç kişi kalkıp dans etmeye başladı. iri meme, hoşlandıgım çocugu bir türlü bırakmıyordu. agzına sıçtıgımın. bense bir köşede 'nikahına beni çagır sevgilimde'ki üçüncü şahıs oluvermiştim.. bir nevi attila ilhan olmuştum, bir nevi cemal süreyya'ydım. edip canseverdim. yalnızdım karamsardım. zaten ergendim. kimse beni anlamıyordu. üstüne bir de beni seven kimse yoktu. böyle işin ta anuna koyaydım.
şarkı bitince herkes beni alkışladı. bok vardı alkışlayacak. görülmemek için iyice arka taraflara oturdum. iri meme ve sevdicegimi uzaktan izleyip kendi kendime acı çektirdim.
tanım: kadın oldugunun henüz farkına varmamış kızın; farkedene kadar geçen sürede kendine yarattıgı, kendi kendine çıkardıgı sorunlardan yaptıgı üzüntü zinciridir. bir kaç sene sonra geriye dönüp bakıldıgında hafif bir gülümseme getirendir.
