uc gun once "hazirlanan taslakta anayasanin ilk uc maddesi ve laiklik tanimi bile degistiriliyor" diye haber yapan cumhuriyet gazetesini kasitli olarak saptirma yapmakla, yalancilikla suclayan, taslak kamuoyuna duyruldugunda ise kendisinin dogruyu soylemedigi ortaya cikan hukuk profesoru. insanlara dogruyu soylemeyen, gercegi gizleyen birinden nasil seffaf ve adil bir anayasa bekleyebiliriz?
akp'nin kapatılması hakkında “En iyi ve sağlam yol halkı kapatmak, uzaydan halk getirmektir!” demiş anayasa profesörüdür. ayrıca televizyonlarda "böyle oy oranına sahip bir parti kapatılamaz" diyen kişidir.
Prof. Dr. Özbudun, Anayasa Mahkemesi'nin Refah Partisi'nin kapatılmasıyla ilgili kararını
AiHM nezdinde türkiye cumhuriyeti adına savunan kişidir. savunmasında laikliği şöyle vurgulamıştır:
"Türk hükümeti adına davayı bu seçkin mahkemenin huzuruna getirmekten şeref duyuyorum. iddialara karşı Türk hükümetinin görüşleri daha önce inceden inceye açıklanmıştı... Bugünkü değerlendirmelerimiz ise şöyle olacaktır...
Anayasa'nın 68. maddesine göre 'Siyasi partilerin tüzük ve programları devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, milli egemenliğe, demokratik laik cumhuriyetin ilkelerine aykırı olamaz.' Burada 'laik' kelimesinin altını çizdiğimi belirtmek isterim."
....
Laiklik Türk inkılabının özüdür... Laiklik modern bir devletin alamet-i farikası değil, aynı zamanda demokratik bir siyasi düzenin olmazsa olmaz şartıdır..."
Özbudun Hoca, bu konuşmasında, RP'nin kapatılmasını savunurken, RP soruşturmasında şeriatın ve islam hukukunun ihyası ve laik devlet düzeninin yıkılmasıyla ilgili belirgin bağlantı olduğunu da vurguluyor.
Prof. Dr. Özbudun, RP'nin "tehdit" oluşturduğunu da şöyle anlatıyor:
"...Refah Partisi'nin, 1995 seçimlerinde yüzde 21'den fazla oy alarak geldiği nokta, ülkenin demokratik ve laik düzenine karşı büyük bir tehdit anlamına gelmektedir. Şayet köktendinci islami parti yüzde 2-3'lük bir oy oranı olan marjinal bir parti olmuş olsaydı, belki hoş görülebilirdi. Fakat temsil ettikleri tehlike ve sahip olduğu güç dolayısıyla Anayasa Mahkemesi tarafından uygulanan yaptırım, demokratik bir toplumda gereklidir."
Özbudun, RP'nin kapatılmasını savunurken, islamla ilgili yaklaşımını da şöyle aktarıyor:
"Hıristiyanlık, açıkçası, her ne kadar ilahiyatçı olmasam da, "Benim krallığım bu dünyada değildir", "Tanrı'nın hakkı Tanrı'ya, Sezar'ın hakkı Sezar'a' diyen isa'nın öğretilerine dayanır.
Buna karşılık islam sadece dini ve ahlaki meseleleri düzenlemekle kalmaz; aynı zamanda hukuki ve bir ölçüde devletin siyasi düzenini tanzim eder. Çünkü, islam sadece bir din olarak değil, aynı zamanda bir devlet sistemi olarak tezahür etmiştir... Bu iki yön herhangi bir şekilde ayrıştırılamaz niteliktedir. Dolayısıyla devletin laik karakterini korumak konusundaki hassasiyetimiz anlayışla karşılanmalı ve demokratik düzenin bir şartı olarak takdir edilmelidir."
yazının başındaki açıklamaları yapan da; türkiye'yi aihm'ye karşı savunan da aynı kişi. yasalar o zamandan bu zamana değişmedi. laikliğin anayasadaki tanımı ve konumu da değişmedi. o zaman bu fikirleri savunan kişinin şimdi tam tersini savunması hakikaten çok garip. değişerek gelişti galiba kendisi.
refah partisi'nin kapatılması için AiHM'ni ikna eden sözleri şunlardır:
"RP'nin yüzde 21'den fazla oy alarak geldiği nokta, ülkenin demokratik ve laik düzenine karşı büyük bir tehdit anlamına gelmektedir. Şayet kökten dinci parti yüzde 2-3'lük marjinal bir parti olsaydı belki hoş görülebilirdi. Fakat temsil ettikleri tehlike ve sahip oldukları güç dolayısıyla Anayasa Mahkemesi tarafından uygulanan yaptırım, demokratik bir toplumda gereklidir." diyerek rejimin güvenliği için daha dikkatle üstüne gidilmesini gerektirdiği tezini savunmuştu.
bugünlerde ise akp'nin kapatma davasına karşı yaptığı açıklama şudur:
"En iyi ve sağlam yol, halkı kapatmaktır. Uzaydan halk getirmektir."
ne dersiniz?
geçen zaman içinde yasalarda bir değişiklik olmamasına rağmen burada bir çelişki yok mu ?
kaynak:http://w9.gazetevatan.com...d=167272&Categoryid=1
zamaninda turkiye cumhuriyetinden para alip Refah partisi kapatma davasinda AIHM'de Turkiye Cumhuriyeti'ni savunan, daha sonra da AKP'den para alip AKP'yi savunan avukattir. Refah PArtisi'nin kapitilma gerekcesini aldigi oyun buyuk olusuna ve de tehlikenin de bu nedenle buyuk olduguna dayandirmistir. Akp kapatma davasinda ise 180 derece donus yapip "akp %47 oy aldi. halki da kapatin olsun bitsin" demistir. aldigi para karsiligi muvekkillerini savunan bir avukat icin normal davranistir. anormal olan bu kisilere anayasa hazirlattirilmasidir.
para ile alınıp satılmayacak ender insanlardan biridir. Kendileri Türkiye'de Anayasa Hukukçuları arasında en iyilerden biridir. Gözlerini gerçeklere kısan ve bu nedenle dünyayı buğulu gören bir takım insanların iftiralarına maruz kalmıştır. Kendilerinin daha öncelerde yayınlanan makalelerden bihaber insanlar olayı akp'nin kapatılması olayı ile belki tanımışlardır veya ve hatta hala tanımadıklarına eminim. Arkadaşım senin çocuğun bu olaylardan utanç duyacak. Demokrasi tarihimiz bir kez daha onanmayacak yaralar alacak. Kapanan halkın irtadesidir beğenmemek, eleştirmek demokrasimizin vazgeçilmezidir. Ama sen eline kilitleri zincirleri alıp kapatırsan kapıları bunun bedeli sana da yansır. Neyse demem o ki Ergun Özbudunu iyi okuyun. Diğer birtakım hukukçular gibi antidemokratik bir kelimesine rastlayamazsınız. "kan denizlerinin dibinde de olsa gerçeği saklayamazsınız" M.Gorki
(bazılarına göre)*hiç bi' şey bilmeyen hukukçu kişisi. bi' de utanmadan anayasa mahkemesi kararına siyasi diyor.
(bazılarına göre)*o kadar okumuş prof olmuş ama boşuna olmuş.*
edit: eklemeyi unuttum...! satılmış bir adam. vatan haini... falan filan.*
edit 2: (bkz: ironiden anlamayan nesle aşina değilim)
edit 3: bu ironi olayını nasıl bi şey olduğunu kavratmamız için sanırım bazı eklemeler daha yapacağım. zira bazı zeki arkadaşlar hala daha anlamıyor. oeh diyorum onlara.