erektus un hınzır ve erotik hikayeleri

entry2 galeri0
    ?.
  1. genç kadın yağmurlu bir sonbahar akşamında eve dönüyordu. uzun siyah saçları ince karar bedeninde omuzlarına düşüyor simsiyah gözleri ve irice dudaklarınının hemen kenarında düşen yağmur tanesiyle irkilen ve gülümseyen tatlı bir tebessümle yürüyordu.

    biraz önce lafladığı eski bir arkadaşıyla içtiği şaraptan olsa gerek içinde hafif bir mayışık tatlı hüzün vardı.
    hüzünden mutluluğa döndüren o tatlı sırnaşıklıkla sokakda evine doğru yürürken rüzgar yüzüne vuruyor, saçları arkaya doğru kaykılıyor içindeki tatlı sersemlikle kaybolup gidiyordu gecenin karanlığına kayıtsız ve huzurlu. adımlarını attıkça ,genç kadın bu tatlı rüyayı daha da uzatmak için yavaşladı. gideceği yer yakındı aslında ama bu bu sırnaşık anlamsız tatlı an bitmesin istiyordu... sokak lambasının altından geçti tam köşe ahşap binayı dönerken ansızın diğer taraftan gelen erektus ile omuzları hafifçce değerek çarpıştı. bütün o büyü bozulmuştu sanki o büyülü yarı uykulu hal kaybolmuştu birden. rüzgar yok oldu, durdu...

    birbirlerine anlamsızca baktılar. kadına yabancı gelmedi erektus'un yüzü ve bakışı. insana güven veren bir ifade vardı yüzünde. hiç görmediği genç adam yerden düşen elindeki notları yerden almak için eğildi. bu sefer kadın mahçupluk ifadesiyle eğilerek, etrafa dağılan kağıtları toplamaya başladı. bir kaç dosya kağıdını topladığında en üstte kalan yazıdaki başlığa istemeden gözü takıldı. kadınsı merakla baktığı başlıkda şöyle yazıyordu "en sevdiğim kadın seks isteyen kadındır"
    hafif utanarak, genç kadın;

    -pardon ama başlığı gördüm sorabilirmiyim size neyle ilgili?

    genç adam gülümsedi hafifce ve ekledi;

    + ben erotik bir dergiye yazılar yazıyorum.
    yani hepsi hayal ürünü denemelerim.

    genç kadın hem şaşırmış hemde karşısında gördüğü bu mahsun ve yakışıklı, eli ayağı düzgün gence baktı. bakarken kuşkuları ve çelişkileriyle bu yazıları bu düzgün görünümlü adama yakıştıramamanın verdiği şaşkınlıkla donup kaldı. bu kararsız hali, genç adamın sözleri çözdü.

    + bakın anlıyorum. herkes beni farklı değerlendiriyor. ama biliyorum ki benim yaptığım en iyi iş bu ve bunu yapıyorum. hayatımı böyle kazanıyorum. belki de samimi bir iş yaptığım için tamamen duygularımla yarattığım bu dünyada bu işi yaptığım için bana hayran olunmalı ama malesef tam aksi tepkiler kaçınılmaz oluyor.

    genç kadının ilgisi daha da artmıştı ve rüzgar yeniden efil efil üşütmeyen içini gıdıklayan bir biçimde esmeye başladı. ruhuna dokunan ve masaj yapan iç gıcıklayıcı ürpertiyi hissediyor ve bir taraftan genç adamın silületi ile bütünleşiptirip karşı karşıya durduğu bu adama bütün samimiyetiyle gülümsedi. etkilenmişti genç kadın.

    - gel benimle!

    genç adamın kulundan tuttu. nereye diyemedi erektus. kaderi neyse ona razıydı. kulundan tutmuş çekiyordu yavaşca onu, kendi yürüdüğü tarafa. kadının evi az ilerdeydi zaten ama içeri giremezlerdi. eve birkaç haftalığına gelen kuzeni taht kurmuştu. direk alt kattaki kiler olarak kllandıkları sebze meyve koydukları kavunların olduğu loş ve ılık yere götürdü genç adamı.
    içeri girdiklerinde mis gibi kavun kokusu kilerden burunlarına çarpıp bütün odaya yayıldı. bu kokuyu seven eretkus ' un beyni afrodizyak almışcasına coştu. orada duran şilteyi serdi genç kadın aceleyle.
    kadının acele hareketleri kavun kokusuyla birleşen ve beyninde şimşekler çakan erektus'u iyice çileden çıkarmış, içinde biriken ateşten bir an önce kurtulmak istercesine hayvani bir duyguya kapılmıştı. içinde akan nehri kadına aktaracak ve akıtacaktı.

    genç kadın erkeğin gömleğini yırtarcasına asıldı. üst düğmelerinin birini aceleyle çözerken dudaklarını çoktan dudaklarına bastırmıştı. üst düğmeden sonra sabredemedi. sıyırarak çıkardı erektus'un gömleğini. bu arada fanilası da gömlekle birlikte çıkmıştı. apar topar ve birbirine katlanarak.

    genç kadın erektus 'un çıplak üstüne göz ucuyla baktı. daralan bel bölgesi pantolanla kesişiyordu. ellerini hemen o arka bölgede kavuşturup sarmaladı onu. teninin coşkusunu ve sıcaklığını hissetti ve hafif bel çukurluğunu da. erektus kadının saçlarını iki eliyle sağlı sollu yanaklarının kenarından avuçlarına almış dudaklarıyla dudaklarını bastırıp ıslak ıslak öpüyordu. kendine bastırdıkça tükenecek gibi oluyordu . dayanamadı kadının üstündeki v yakalı bluzunu çok sert bir şekilde aceleyle yukarı kaldırarak bir hışımla çıkardı. sütyeninin gizleyemediği gögüslerinin uçları beyaz bir volkanın bacası gibi muhteşem görünüyordu. ısırmak isteği doğdu ama şimdilik öyle yapmadı. sütyeni gergin halinden kurtarıp aşağı doğru sıyırdı. fındık uçlu koyu kızıl dikleşen başlıkları görünce onları istemdışı ağzına götürdü. dikleşen uçlar bir atın başı gibi isyan edercesine haykırıyordu sanki. bu güzel tepe beyazlığın etrafında çevresinde döndü durdu dudaklarıyla...

    kadının kokusu başını döndürdü. onun ve kavun kokuları birbirine karışıyordu... genç kadın aldığı zevkten olsa gerek yüzü ve yanakları kıpkırmızı ve gergin olmuştu. dudakları daha da kırmızılaşmış,kendini tamamen erkeğine sunacak bir tanrıçaya dönüşmüştü. erektus onu öptükçe yanakları daha da pembeleşti. zevk hormonları kokusunu daha da artırdı kadının. erektus'un ise, çok hoş baharatsı ardıç ve amber karışımı, insanı deli eden baştan çıkaran kokusu genç kadının tenine karışıp sonra da birleşip güzel bir harmoni oluşturdu.

    odanın her yanı aşk kokuyordu...

    (devamı gelebilir)
    3 ...
  2. ?.
© 2025 uludağ sözlük