elbette hiç bir zaman "dördüncü güç" olamamış, her zaman "tamamlayıcı güç" olmuş ana akım medyasından sözediyoruz. sol portal'ın ilgili haberi, emperyalizmin ve iktidarın hedefinde oluşundan dolayı "esad'ın serveti" ile ilgili haberler yapmaya başlayan ana akım medyayı, bir de erdoğan'ın servetiyle ilgilenmeye davet ediyor:
"Son günlerde Esadın serveti ile ilgili haberler yeniden anaakım medyada yer almaya başladı. Esadı ve yönetimini itibarsızlaştırma kampanyasının bir parçası olan haberlerde gördüğümüz ilginin Erdoğandan esirgenmesi ise şaşırtmıyor.
Bir taraftan emperyalist güçlerin Suriyeye yönelik uyguladığı yaptırımlar artarak devam ederken, diğer taraftan da egemen medyanın Esadı ve yönetimini karalama kampanyaları da hız kesmeden sürüyor. Her fırsatta savaş borazanlarını çalan anaakım medya, son dönemde bu icraatlarının yanına, Esadın ve ailesinin serveti ile ilgili haberleri de ekledi.
Esad ve ailesinin şahsi servetlerini nasıl artırdıkları Suriyeli emekçilerin ülkelerindeki sermaye egemenliğine karşı mücadeleleri açısından önem taşıyan bir konu kuşkusuz. Fakat burada bir noktaya daha değinmek gerekiyor. Esad ve ailesinin sahip olduğu servetle ilgili haberlere balıklama atlayan basının, on yıldır servetine servet katan ve dünyanın en zengin siyasetçileri arasında gösterilen Erdoğandan aynı ilgiyi esirgemesi dikkat çekici.
Bir yılda 1 milyonluk artış!
2011 Haziran ayında açıklanan resmi mal varlığı bildirimine göre, Erdoğanın banka hesaplarında 3 milyon 390 bin 384 TL'si bulunuyor. Bu rakam bir önceki yılla kıyaslandığında ortada 1 milyonluk bir artış söz konusu oluyor. Yani Erdoğanın banka hesaplarındaki yüzde 50lik artışa karşın, 2012 memur maaşlarına yapılan zam yüzde 4+4 olurken, asgari ücretteki artış ise yüzde 12,5 olarak gerçekleşti.
Bununla birlikte, Erdoğan'ın bankalarda 25 bin Euro ve 119 bin 867 doları bulunuyor.
Mal bildiriminde Erdoğan'ın taşınmaz malvarlığı olarak Güneysu-Dumankaya Köyü'nde 2 bin metrekare arsası ayrıca alacak kısmında ise 500 bin TL alacağı görünüyor.
Başbakan'ın servetinin gerçek sınırları ise bilinmiyor. 2010 sonlarında Wikileaks belgelerinde isviçre bankalarında 8 ayrı hesabı bulunduğu söylenen Erdoğan'ın servetinin yaklaşık 3 milyar dolara kadar ulaştığını iddia eden kaynaklar var.
Egemen basının servet düşmanlığını ne belirliyor?
Hal böyle olunca ortaya ilginç bir sonuç çıkıyor: Diktatör olarak nitelendirilen Esadın zenginliği burjuva medyası açısından haber değeri taşıyor ve oldukça ilgi çekiyorken, ileri demokrasi ülkesi Türkiyede, halkın satın alma gücü gerilerken Başbakanın servetini katlaması pek ilgi çekmiyor.
Yani egemen basın, iş ABDye dost yöneticilere gelince servet düşmanlığını unutuveriyor."
kraldan çok kralcı zihniyete sahip şahısların yönettiği medyadır. yarın öbürgün hükümet değiştiğinde sıradaki liderin açıklarını unutacaklardır. şahsi değil makamsal bir takıntıdır.