kılıçdaroğlunun avantajlı olacağı karşılaşmadır.
kılıçdaroğlunda malzeme çok olacaktır. erdoğan da icraat bol olduğundan kılçtaroğlunda değinecek konu bolluğu olacaktır haliyle.
peki erdoğan ne yapsın? karşısındakinin siyasi kariyerinde elle tutulur gözle görülür bir durum yoktur. kk ya ne sorulabilir? adamın(!) hesap uzmanlığı, ssk dışında bir numarası yok şimdilik. o kunularda da çuvalladı çuvallayacak. (bkz: ssk da işe alınan akrabayı talukat) bi ara kendisinin katılamadığı bir belediye başkanlığı seçimi var hatırlarsanız.
bu adamın ne diyeceğide belli olmuyor, mazallah ağzından bir kelime kaçırır da tayyib in şekerini yükseltir kalkar buna van minüt yapar suçlu rte olur. tayyip ne sorsa cevap bellidir zaten;
(bkz: kaynak benim)
(bkz: arkadaşlar bakıyorlar)
v.s v.s
çıkamaz çünkü büyük yara alır, karşına belge çıkartırlar. hiçbir şey yapamaz...
başbakan, herşeyi bir yana bırak oğlunun ezdiği türk müzikçisi kadınla ilgili konudan çok kötü yaralanabilir. nasıl olur da o adamın mahkemesi yapılmaz? nasıl olur da o adam hüküm giymez? diye sorsan bile ortaya bir skandal çıkar.
kaldı ki karısının müslüman değil resmen musevi olduğunu iddia eden bir kitap var, bu kitabın yazarı kaç yıldır hala içeride...madem bu kitapda yazanlar "deli saçmasıdır", o zaman o adam neden içerde? kitap yazmaktan başka hangi suçu işlemiş o yazar, ki kaç yıldır içeride tutuluyor? mahkemesi olmuş mu? herhangi bir şeye hüküm giymiş mi?...hayır, biz hiç duymadık. duyan varsa söylesin. bir türk vatandaşını "keyfi", "fikirleri hoşuma gitmedi yaw" diye hapiste tutmak ne demekmiş?...bunları sorsan tayyib´e ne diyecek ?...ne diyebilir? ancak dese dese "ben başbakanım astığım astık, kestiğim de kestiktir" diyebilir. eğer çok kızarsa "bana bak kemal artizlik yapma bana lan, ananı da al sittir git" der. başka, elle tutulur birşey söyleyebilir mi?..lütfen yani...ben de başbakan´ın yerinde olsam, ben de kemal´le düelloya çıkmazdım. etrafa da "ben var ya onu hiç s.klemiyorum" havası yapardım, o da aynen öyle yapıyor işte.
madara olma korkusundan kaynaklanan durum olabilir. ama şu da var, gerçekçi olmak lazım, erdoğan kılıçdaroğlu'nu karşısına alsa da almasa da seçim kazanıyor. yani zaten iktidar şansı olmayan bir adamın karşısına çıkarak neyi ispatlamaya çalışacaksınız ki? bu riski almak, iktidar partisi açısından bakıldığında gereksiz. kılıçdaroğlu ise rte'yi karşısına alarak seçim öncesi oylarını yükseltmeye çalışıyor, rakibini zayıflatmak için randevu istiyor. başa baş giden bir mücadele olsa bence erdoğan hamle yapar ama zaten ben iktidar olacağım diyor adam. aynı durumda kılıçdaroğlu olsa o da bu riske girmez. ha çıkıp şöyle karşılıklı politikalarını yarıştırsalar, projelerini anlatsalar, yolsuzluk iddialarını belgeleriyle birlikte karşılıklı oturup konuşsalar ak göt kara göt ortaya çıkar ama tencere dibin kara seninki benden kara durumu var ortada. al birini sok öbürüne.
madem kaale almayacağın kadar önemsenmeyecek biri, madem sen daha yükseksin çıkta bir ez bakalım? bunlar lafta padişah, hepsi birer korkaktan öte değil...
yandaş medyanın itiraf edemediği gerçektir. böyle bir karşılaşmadan erdoğan ın galip gelme şansı olmadığını herkes biliyor. kılıçdaroğlu nun sabrı erdoğan ı hataya zorlayacaktır. gökçek in bile başaramadığını erdoğan gibi sinirli birinin başarma şansı yok.
rte'nin "o amatör lig ayarında birisi, benim dengim değil" diyerek karşısına çıkmamasıdır. kendisini ondan üstün görüyor yani. sorarız o zaman rte'ye: kibir, en büyük günahlardan birisi değil midir? dilinden allah, kuran düşürmeyen bir adam, bunu bilmiyor mu yani?
kör fanatizm yapmadan bakılırsa, takdir etmememe rağmen oldukça akıllıca bir hamledir.
tayyip erdoğan bu ülkede adrenalini en yüksek olan siyasetçilerden. mitinglerindeki ağır sözleri, garip basın açıklamaları, vatandaşa verdiği aşağılayıcı tepkiler olsun, bunların hepsi anlık patlamalar. kemal kılıçdaroğlu ise iddialarının ve konuşmalarının büyük çoğunluğunu belgelere, olan ve olduğu bilinen, veya olması muhtemel şeylere dayandırıyor. zaten ortaya attığının arkasını doldurabilmesi sayesinde bu kadar ün yaptı ve şimdiki pozisyonuna erişti.
olası bir karşı karşıya gelme durumu olursa, üstüne üstük bu bir canlı yayında olursa, tayyip erdoğan sakin kalamadığı takdirde çok şey kaybedebilir. ha olası bir saygı sınırını aşma durumunda tabii ki belli bir fanatik kesim daha da gaza gelecektir.
tabii bir de şöyle bir şey vardır:
(bkz: türk milletine ibne dersin kızar ama sikersin aldırmaz)
öte yandan şu anda tayyip erdoğan, kemal kılıçdaroğlu'nu dalga geçercesine sözlerle reddediyor, siklet farkı vs diyor. yani hem görmezden geliyor, hem de dalga geçiyor. mahatma gandhi'nin şu lafı ise aslında bunun sonunun çok iyiye gitmediğini gösteriyor:
"First they ignore you. Then they laugh at you. Then they fight you. Then you win"
ingilizcesi olmayanlar için çeviri:
"Önce sizi kaale almazlar. Sonra size gülerler. Sonra sizle savaşırlar. Sonunda siz kazanırsınız."
sanırım istediği şey kaybedenler klübü filmindeki gibi erdoğan ile ikili bir radyo programı yapmaktır.
hafta içi her gün gece yarısından sonra, merhaba sayın seçmen sizinle yatmış mıydık?
var mı bir kasetimiz?
be mallar sorarım o zaman. neden her allah'ın günü miting alanlarında kılıçtaroğlu na sallıyor. bahçeli ye sallıyor. gözünüz görmüyormu kulağınız duymuyor mu. adamın bi korkusu var ki yemiyor büzüğü.
biri çıkıp sen şöylesin böylesin diyor falanca şehirde, diğeride hemen akabinde fişmancı şehirdeki mitinginde ithamına başka bir ithamla cevap veriyor. 3 aydır hemen hemen hergün var bu. nası siklememezliktir,dengi olmamaktır bu anlamadım.
not: tarafsız bakıyorum, her iksindende hatta mevcut olan ilk 5 parti liderinden nefret ederim.
canlı yayında tartışabilmesi için, orada da ekranlardan okuması lazım. şu durumda gelecek soruları da önceden bilmesi gerekiyor tabii cevap verebilmesi için.
erdoğan' ın korkaklığındandır. iki lafından birisi demokrasi ancak demokratik ülkelerde liderlerin tv programlarında kozlarını paylaştıklarından haberi yok sanırım.
erdoğan'ın kılıçdaroğlu'nun sorularını yanıtlayamayacak olması, olmayan karizmasını da yerlebir etmesi durumudur. halbuki kemal devamlı gel konuşalım bundan ne olacak ki kim kimi sikerse demesine rağmen, ''senin istediğin programda, istediğin yazarlarla'' demesine rağmen üstelik. ı ıhh tık yok hacı.
şöyle de bir durum var ki itin götünede soksa, her bir foyasını meydana da çıkarmaya devam etse dahi tayyip diyen arkadaşlar hala olacaktır. bir de taraf'sızız demezler mi ? komiksiniz ne diyeyim.
