değerli başbakanın, değerli 9.cumhurbaşkanı demirel'e kafayı takması, sürekli adamcağızla uğraşması, ikide bir yaşını yüzüne vurması, saygısızlık yapması, muhalefet liderlerinden çok onunla uğraşması, adama, sen sus konuşma diyerek ne derece demokrat bir şahsiyet olduğunu kesin olarak kanıtlaması.
1965'de demirel'in inönü'ye yaptığını tayyip erdoğdan'ın yapmasından başka birşey değildir. etme bulma dünyası işte. inönü'ye "sağır başbakan" diyen bir adama 45 yıl sonra verilen cevaplar silsilesi. bakalım tayyip erdoğan'a kim denk gelecek.
Demirel "Mehmet Haberal'ın otelinde toplantı yapanlar kendileri değil miydi?" şeklinde bir ayarla hala siyasi hazır cevaplılığa haiz olduğunu göstermiştir.
Üslup açısından BTK tarafından filtrelenmesi gereken bir polemiktir.
erbakan'ın tekerlekli sandalyede siyaset yapmasına göz yuman bir adamın ''artık 87 yaşındasın bırak bu işleri'' demesidir. bir dediği diğer dediğini tutmuyor. işine gelirse.
partisinde demirel'in adamları olan köksal toptan, ahmet iyimaya, mehmet sağlam, cemal öztaylan'la 1999'da demirel'in halefi tansu çiller'in partisinde siyasete atılan ve 2001'de akp'ye geçen hüseyin çelik gibi kişilerin var olduğunu unutan ve eski dyp'li mehmet haberal'ın chp'den aday olmasını eleştiren rte'ye "bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu ?" sorusunu sormama neden olan durumdur.
demirel'in ülkeye tek faydası dokunmamıştır diyen çoğunluğun oylarına talip olmaktır. sahi demirel'in iktidarının ve cumhurbaşkanlığının ne faydasını gördü bu millet? (millet diyorum dikkat edin cuntacılar değil!)