gezi direnişi olaylarından itibaren özellikle son bir kaç gündür olanların getirdiği tespittir.
malum olduğu üzere gezi parkında oluşan devlet terörü sonucunda, çığ gibi büyüyen, büyüdükçe bazı tatsız provokasyonlara da zemin oluştursa da, genel olarak tarihe, son dönemlerin en net halk direnişi olarak geçecek olaylardan sonra,
başbakan her zamanki kibirli tavrını sürdürmüş, özellikle polise yaptırtılan çok yanlış uygulamalardan sonra, bırakın halkından özür dilemeyi, tam tersine tehditler savurarak, ne lazımsa fas gezisine gitmişti.
tam akp'nin de parti olarak başbakanlarının izinden gideceklerini düşünürken çok enteresan şeyler oldu.
önce cumhurbaşkanı gül, resmen başbakana ayar verir şekilde, demokrasi sadece sandık demek değildir, bu direnişten mesaj alınmıştır, gereken yapılacak dedi,
ardından partinin diğer ağır topu Bülent arınç, cumhurbaşkanı ile görüştü ve görüşmeden hemen sonra kameralar önünde özür diledi,
yetmedi tüm Avrupa hükümeti kınadı, daha da önemlisi en önemli destekçi abd, ayriyeten hükümete ayar verircesine , tavır sergiledi,
yine yetmedi, birdenbire cemaatçi basın yazarlarının büyük bölümü, Erdoğan'ın kibrini ve ve bu bağlamda yanlış üslubunu ve tavrını yazmaya başladılar,
yani bu olaylarda Erdoğan Mersin'e giderken, arkadaşı, yandaşı, destekçisi kim varsa tersine gitmeye başladı,
bütün bunlar bağlamında, bu sefer tayyip Bey'in harbi üstünü çizmişler galiba demekten, kendimi alamadım doğrusu.
kısa vadede düzeni ve istikrarı sağlamanın tek yolu tayyibi göndermektir. takımı değiştireceğine teknik direktörü yolla hesabı. hatta tayyibin gitmesi ortamı düzeltmezse akp bölünebilir.
aktivistler her ne yapıyor olursa olsun karşılarında bir diktatör var ve erdoğan' ın kolay kolay padişah koltuğunu bırakacağını sanmam hatta daha dikleşip hepimizi yokuş aşağı götürecek burayada yazıyorum. halk ne kadar dirensede bu adam tersini yapacaktır. çünkü o kibir, o bencillik, o ego, o her ne ise kolay kolay temizlenmez bu adamdan. şimdi onu o koltuğa oturtanlar düşünsün selametle.
yanlış bir cümle. zaten tayyip bir yere kadardı.
gençler abd ılımlı islam istiyor ve asıl ılımlı adam abdullah gül. tayyip yokken ve ABD-ULLAH GÜL varken 2053 te dahi isteyen reina'da içkisini içer isteyen tarikata katılır hu hu çeker.
Tayyip gider mi bilmiyorum ama herkes bu direnişi bekliyordu. bu direniş bir dış güç işi değildir. Ama dış güçler laik türkiye'nin şeriata teslim olmayacağını tekrar kanıtını gördü. Ve abd nin asıl istediği seküler islamın tohumları daha seküler bir şekilde büyümeye devam edecektir.
özet: tayyip daha özgürlükçü olursan tahtın hazır.
doğru tespittir. şu anda bir çok medya kuruluşunda iktidar karşıtı söylemler dile getirilmektedir. görülen odur ki kişisel hırsları yüzünden bazı çevreleri zora sokan başbakan kürsel güçler tarafından gözden çıkarılmıştır.
bütün sıkıntı akpnin boşluğunu doldurabilecek bir merkez sağ oluşumunun baş gösterememesindendir. yazıktır ki bu millet kendi içinden özgün liderini çıkaramazsa yine önüne sürülecek piyonlar arasından bir seçim yapmak zorunda bırakılcak.
eylemlerin başladığı andan itibaren belli olandır. bizim malum kafanın dünkü düşmana dost olması, olayların başında chp nin onay verdiği projeye karşı durması, batı medyasının hali, örgütün fırsatçılıkları, dayanın 48 saat sonra abd geliyor naraları... hepsini aynı anda görürseniz taşları yerine oturtabilirsiniz.
fakat yiyemeyecekler erdoğan ı. burası ne suriye ne libya. seçim barajının antidemokratik olup olmadığı tartışılan bir ortamda %50 ile gelen bir partiden bahsediyoruz. göt ister.
aksine bunlar küçük ama zeki siyasi manevralardır. akp nin bir kısmı ılımlı konuşurken başbakan dik duruşunu bozmadı. umursamadı bile.
dik duran kazanır halk bunu sever.
ılımlı konuşanlar küçük yemler attı meydandakilere.
sonuç olarak dik bir başbakan ile kazanan akp oldu.
akp tek adamın etrafında toplanmış tek adam partisidir. bu partide, parti içi demokrasi ve parti içi muhalefet çok sınırlı kalmış, muhalefet edenler tasfiye edilmişlerdir. milletvekili adayları teker teker rte tarafından belirlenmiş ve mhalefet etmeyeceğinden emin olunan kişiler milletvekili olmuşlardır.
akp'liler, rte ne kadar hata yaparsa yapsın, parçalanmamak için onu her koşulda desteklerler ve tayyibi tasfiye edecek bir potansiyel kolayca ortaya çıkamaz. ancak, rte'nin tahrik edici siyasi hataları sonucu başlayan ve halkın gücünün ortaya koyan direniş hareketi, akp içinde, rte'nin akp için zarar verici bir unsur olduğunu bazılarını düşündürmeye başlamışsa, ki düşündüğü kesindir, bir iç muhalefet hareketi başlatmaya cesaret edenler çıkabilir.
tabii ki, akp'nin iç dinamiklerle bölünmesini beklemek yerine, parti dışı halk dinamiğinin
akp'yi tuzla buz etmesini hedeflemek daha gerçekçidir.