ülkenin bölünmesinin sebebi demokrasiyi kabullenemeyen %42 lik dilimdir. böyle bir sonuç karşısında bazı aydın müsvetteleri çıkıp "iyide %42 lik bir dilimde hayır diyor" manalı demokrasiyi teoride sorgulayacak açıklamalar yapıyor. Ben de şöyle düşünüyorum; eğer %42 evet %58 hayır denmiş olsaydı, bu insanlar yinede çıkıp "büyük bir çoğunluğun isteği göz ardı edilemez, maddelerin yarısını geçirelim" diyeceklermiydi.
özet geç abi diyorsanız şunu söylemeliyim. demokrasi bize çoğunluğun dediğini yapmamızı emreder. yok katılmayan var, yok işte şu kadar hayır var falan demokrasinin konusu değildir. çoğunluğun istediği olmak zorundadır.
Prof. Dr. Şerif Mardin, 'Niye hep o kazanıyor?' sorusunu; "Bunun tek bir cevabı yok. Bence orada bir sınıf meselesi var. Fakat bu karışık bir konu; hem sınıf meselesi hem de muhafazakârlık diyebileceğimiz bir durum var. Bunların yanyana olduğu bir durumu tasavvur edemez miyiz? iki, üç nedeni olduğunu düşünemez miyiz?
Erdoğan'ın karizmasının kültürel kökenleriyle karışan tarafları var. Sadece kişilik olarak değil. Çocukluğundan beri çok iyi bildiği şeyler var. Dindar kesim, belirli bir sınıftan gelen kesim hep kesişiyor. Mahalle baskısı dediğimiz zaman bunun içinde onu yapılandıran alt bölümler diyebileceğimiz şeyler var. Hem din hem kültür hem sınıf, bunların içiçe geçen bir bütün meydana getirdiğini ve onun için kazandığını bu üçünün bir araya gelerek etki yaptığını düşünüyorum."
hocamıza ilavaten ,ülkenin oylarının tam olarak bölündüğünü söyleyeyemeyiz mesela %50 oy alan yerlerde evet kazandı diye tasavvur edildi, evet çıkan yerler arasında da hayırlar arasında iki bölge hariç çok ciddi fark yok aslında ,kutuplaşmaların arttığı doğru ancak abartıldığı kadar değil.