Terbiyesiz söylem.
Eğer imf'ye domalmanın anlamı ona borçlanmaksa evet bu hükümet imf'ye domalmamızı engelledi. Ancak,
Dış borcumuzu da iki katına çıkararak tüm dünyaya domalmamıza vesile oldular.
doğru önerme. o yüzden burada hükümeti eleştiren güruh da dahil olmak üzere birçok insan ak partiyi yüzde 50 nin üzerine taşıyacak. ak parti ülkenin kalkınmasını tek aracıdır. allah tayyip erdoğan ve çalışkan ekibinden razı olsun. arada chp li ve diğer hırsızları yok etmek ancak yine ak partinin başarabileceği bir şey.
saçma seviyesiz bir ithamdır. erdoğan imf'ye borcu sanki cebinden ödemiş. özelleştirmelerden 40 milyar dolar gelir elde edilmiş, üstüne 82 yıllık cumhuriyet tarihinin dış borçu 120 milyar dolarken sen bunu 500 milyar dolara çıkarmışsın ve imf'ye olan 15 milyar doları borçu ödemekle övünüyorsun. borcu borçla ödeyip sevinen geri zekalı değilse dalkavuktur.
domalırken kendisini hariç tutan ultrasonik yazar beyanı. biz imf ye domalırken sen ne yapacaktın? sözlüğe imfye domalanları seyrettim diye başlık mı açacaktın?
dış borç sadece imf'ye varmış gibi hareket eden mal-i deha beyanıdır.
2002 kasımında akp iktidara geldiğinde dış borç stoku 127 milyar dolardı.bugün 373 milyar dolar.(2013 sonu itibariyle)
2002'deki 127 milyar dolarlık borcun 30 milyar doları imf'ye olan borçtu. akp 11 yılda diğer borçları katladı, bir tek imf'yi ödese ne yazar ödemese ne yazar.
sürü sepet bankaya, tefecilere, bakkala,manava,kasaba,eşe,dosta,ev sahibine her yere borç var ve bu borç 127 lira iken bugün olmuş 373 lira ve bu borçların içinden filanca bankaya olan borcu ödedim diye övünüyorsun. adama her yerinle gülerler.
keşke imf'ye borç 30 milyar dolar olarak kalsaydı da toplam dış borç 11 senede 250 milyar dolara yakın bir artış göstermeseydi. üstelik bu 11 yılda satılan değerli fabrikalar,kuruluşlar,limanlar,tmsf elindeki şirketler yani altın yumurtlayan tavuklar da cabası.(petkim,tüpraş-telekom,seka,tekel vs vs) ne var ne yoksa satıyorsun ama borç katlanıyor.
borç katlanacak tabi çünkü cari açık 80 milyar dolara dayanmış. sıcak paraya dayalı tüketim ekonomisiyle türkiyeye adeta bir deli gömleği giydirildi. üretmeyen türkiye ithalata dayalı bir ekonomiyle yönetilince dayanması çok zor bir cari açıkla karşı karşıya kaldı ve hepimiz çok iyi biliyoruz ki bugün coni düğmeye bastığı anda ülke çok büyük bir ekonomik krize girer, devlet maaşları ödemekte dahi zorlanır.
Türkiye ekonomisi yıllar yılı kötü yönetildi, belli ölçülerde dış müdahaleye de açıktı.ama hiç bu kadar kötü yönetilmemişti, hiç bu kadar kırılgan,dış müdahaleye açık hale gelmemişti.
sonuç olarak akp iktidarının 11 yıllık ekonomi yönetimi Türkiyeyi tamamen diz çöktürmek üzerinedir. borcu 3 misli artan Türkiyenin milli geliri 11 yılda sadece %45, kişi başı gelir ise %33 yani 1/3 kadar artmıştır.
keza ben hiç imf'nin kapısına hacze gittiği vatandaş duymadım. ama bunların halkı domalttığı bankaların nefesi hemen her vatandaşın ensesinde (bkz: faiz helaldir).