diktatörlükten, cumhuriyete zorlu savaşlar sonrasında geçen ülkeyi tekrardan diktatörlüğe, dolayısıyla yüz sene öncesine döndürmeye çalışan bir adamı sevmem mümkün değil. onu sevenlerlere de gerici deniyor. bundan gocunduklarını zannetmiyorum.
hadi bir de farklı açıdan bakalım. biz erdoğan'a karşıyız, siz neden kemal kılıçtaroğlu'na karşısınız? bırakın adam bir başbakanlık yapsın, karşılaştıralım ondan sonra. beğenmezseniz seçmezsiniz bir daha? olmuyor değil mi böyle?
adamlar ülkenin başına kötü bir şey geldiğinde muhalefetten, iyi bir şey geldiğinde hükümetten biliyorlar. ergen "hoca bana taktı" kafası bu işte. neyse size fazla bile cevap verdim, donuz atar devam ederim.
suriye meselesi tv lerde yeni yeni konuşulmaya başlandığında bir tv programı seyretmiştim. belirlediğimiz pozisyonun eksikliklerinden bahsedilen, muhtemel göç ve etkileri hatta halep türkmenlerine odaklanmak gerekliliğini özellikle vurgulanmıştı. söylenenlerin çoğunu yaşadık..
ekonomi üzerine okuyup mali müşavirlik yapan biriyim teori ve pratik hakkında bir fikrim var. faizlerin düşük olmasını istemek enflasyonun yükselmesi ve kur artışına neden olur. kötü olan faizlerin düşmesi yatırım artışına da neden olmadı. şimdiye kadar bizim gibi ülkelere yönelen para ile döviz girdisi sağlayack üretime de yönelmedik. sıra bunun acısını çekmeye geldi.
beni en karamsarlığa yönelten de kurumların çökmesi. ilber ortay lı bu ülke hayati sıkıntılar yaşayacaksa herkesin tahmin ettiği gibi savaşlarla olmayacak kurumlar çökecek demişti. eğitim, adalet, merkez bankası bağımsızlığı noktasında özelllikle vb.
hiç bir zaman bir siyasiyi sevip-nefret etme duygu işi olarak görmemiştim. bu nedenle sevgi yada nefret diye bakanın sağlıklı yorum yapması zordur. bunu düşünen iktidarını korumak noktasında başarı bulan ben bile ülke kurucularına tavrı nedeniyle sevmiyorum. karamsarlığım konusunda haksız çıkmayı isterim.
bir amaçları yok. demokrasilerde seçilen kişi, uygulamaları eleştirilir. sizin için o mevkide bulunan insanın yanlışlarını söylemek doğal olandır. kaldı ki erdoğan memleketi dizinde kırıp atmış bir insan. hiç üstüne almasa da bugün yaşadığımız tüm sorunların müsebbibi. artık şu herkesi düşman, vatan haini ilan etmekten vazgeçin. bıktırdınız.
şahsen benim asıl amacım bu yalakalarının beyin sahibi olmalarıdır. müslümanmış ondan destekliyorlarmış falan filan..
islamiyetin neresinde hırsızlık var ? kutsal kitabımızın neresinde yolsuzluk serbesttir rüşvet serbesttir yazıyor. neresinde 7-24 yalan söyleyiniz yazıyor ? neresinde terörist ile masum insanları öldürenler ile iş birliği yapın yazıyor ? neresinde elinizde kuran miting yapın yazıyor neresinde şehit cenazesinde seçim konuşması yapın yazıyor neresinde kul hakkı yiyin yazıyor ? neresinde masumlar öldürülsün diye tırlar ile silah yollayın yazıyor lan neresinde..
işte ben bu yüzden karşıyım bu adama müslümanlığı kullanarak düşünme kapasitesi sınırlı olan sürü zihniyetindekileri kullanıyor. adamın yaptığı her hizmetin altından mutlaka bir rant çıkıyor bir fesat çıkıyor. görmek isteyen görüyor gözleri kör olan kulakları sağır olanlarda hala "mislimin ilmisini siviyirim" diye geziniyor ortada.
adamın aslında hiç bir suçu yok kandırılmaya bu kadar müsait olan bir kitleyi ben yakalasam bende kündeye getiririm..
- Ülkenin demokratik seçimlerden hızla uzaklaşması.
- Ülkenin bir aile ülkesi hatta saltanatlığın kurulması.
- Ülkenin ekonomisinin berbat ötesi bir şekilde bozulması.
- Ülkede sürdürebilirlik politikası namına eser bir karar bile alınmaması. Esamesi bile okunmuyor.
- Ülkenin değil 10 sene sonra için 5 sene sonrası için bile bir ekonomik kalkınma programı yapmamaması.
- Ülkedeki bilimsel kurumların tek tek kapanması ya da deformasyona uğraması.
- Ülkedeki gençliğin hızla cahilleşmesi. (allahuekber diyerek diğer ülkeleri yeneceğini sanıyor mal) Altay-Anka-Koral gibi teknolojiler hep atatürk eğitim sisteminin meyveleri onları yapan mühendisler tamamen bu zinhiyette. ALlahın izniyle bir damatımız öyle değil.
- Ülkenin dış politikaları sonucunda tek bir dostunun kalmaması. Rusya (!) Putin salak değil bu adamın sağının solunun belli olmadığını biliyor.
- Ülkenin azınlıklar üzerinde adeta yıpratma politikası gütmesi ki bu şimdiye kadar hiç ayaklanmayan vatandaşların bile ayrılıkçı olmasına iten çok yanlış bir politika.
- Ülkenin her yerinde güvenlik nedeniyle özgürlüğümüzün kısıtlanması ancak buna rağmen hala bombaların patlıyor olması.
- Dünyada Türk kavramının değişmesi artık vahabi kavramı ve kibirli cahil insan kavramıyla bir görülmesi (inanmıyorsanız Youtube da yazan ergenlerimizle nasıl dalga geçilyior okuyun)
- En başta da osmanlı yı bitiren saltanat anlayışı ve şeriatçı kesimin bu saltanat düşkünlüğünden beslenen bir hükümet olması. Mustafa Kemal Atatürk değerine düşman olunması.
vatan, millet, din, ülke yönetimi,özgürlük, gelecek olarak bakarsanız vicdanınız size merak edemediğiniz gerçek cevapları verecektir.
ülke yönetiminde bugün erdoğan ve yanındakilerin ismi var hepsi yaratılmış ölümlü kul.
iktidarda olan kim olursa olsun
zararları arttığı an halk karşısında durur.
yönetimlerde öncelikler değiştiyse halk karşısında durur.
yönetimler hata yapıyorsa ekonomik, politik, güvenlik kusurları işliyorsa sorumluluk almıyorsa kendisi dışında herkesi ve her şeyi suçluyorsa halk karşısında durur.
karşı çıkar doğruları hatırlatır.
iktidarlar halktan beslenir. halk ise kendi kendinden.
iktidarlar halkın bütün nimetlerine sahip olurken halkın sadece bir vatanı bir de özgürlüğü vardır.
bunu riske atan kim olursa olsun halk zarara zararlıya karşıttır.
korkutulsa da, konuşma hakkı elinden alınsa da halk düşünür ve yeri geldiğinde kendini ifade eder.
Ülke elden gitmesin diye uğraşmalarındandır. Yargıya el attı ortalık pardon filmine döndü. Suçlular yurt dışına kaçarken hiç suçu olmayanlar içeride gururlarına yediremeyip intihar ettiler. Fetocuları bedavadan polis yaptı arası bozulunca odasına kadar dinleyip paraları nasıl yürüttüğünü anlatırken düştüğü kumpas ile rezil rüsva oldu. Orduya el attı şahsi çıkarlarını alet edip atatürkçü subayları birer birer içeri attırıp nefsine yenik düştü. Öfkesi zekasının önüne geçti aldandı. astsubaylık yapamayacak fetöcüler askeri şura'da üçer beşer rütbe atlatıp darbe yapacak kadar palazlandırıldı. Teröre el attı analar ağlamasın diyerek habur'da sana bana silah sıkan, otobüslerde gencecik kızımız serapı diri diri yakan zihniyeti davulla zurnayla karşılattı. Yetmedi hakimi savcıyı ayağına götürüp "pişman mısın" diye sordurdu. "pişman değilim" diyen teröristi pişmanlık yasasından beraat ettirdi iyi mi?
Bununla yetinmedi ekonomiye el attı, ülkede satmadık kurum kuruluş bırakmadı. Kıbrısı bırakmayan Ecevit'e küfür ederler memleketi parsel parsel satanı el üstünde gezdirirler. Ecevit o dönem memleketi ayakta tutmak için bir tek kurumu özelleştirmemiştir.
Şöförünü milletvekili yaptı, damadı bakan oldu, sınıf arkadaşları her yerde yetkili, askerlik arkadaşları belediye başkanı oldu. Bütün sınav sorularının çalındığı ortaya çıktı, hatta yetmedi milli piyango çekilişlerinin bile fetö'ye çıkartıldığı anlaşıldı. En çok torpilden şikayet edilen ülkede sınav sorularını ona buna dağıtıp yıllarca fakir ahmet, mehmetin çocuğu boşuna hayaller kurdu. Cebindeki son parayı çocuğunun okuluna yol parasına yatırdı ama hep kapıdan eli boş döndü.
Abd kandırdı, israil kandırdı, pkk kandırdı, ilkokul mezunu fethullah bile kandırdı şimdi kalkmış bana erdoğan'a karşı olanlar vatan haini diyen salağın teki yüzünden bunları görmezden geleceğim öyle mi.
Bu memleketin en çok dürüst insanlara ihtiyacı var, bu kadar kandırılan bir insanla aynı safta yer alacak kadar mantıksız bir insan değilim.