tarihin en büyük ihanetlerinden birine uğramıştır. kendinden pek hazzetmem lakin tayyip erdoğan denen şahsiyet sırf kendi çıkarları için adamın fişini çekti cumhurbaşkanı denyosu da buna imza attı.
adam çıkıyor 80 milyonun gözü önünde istifa ettim diyor bunu diyen bakan. ( yürütmede ki en büyük amir)
adamı başbakanın resmi gazetesi yalanlıyor, talanlıyor. bütün her şey tayyip erdoğan' ın elinde tıpkı resmi gazetede gibi istediğini yayımlıyor.
erdoğan bayraktar iyi bir bakan mı değil fakat bunu hak edecek bir insan da değil.
akıllarda kanser hastası kızın cebine para sıkıştırmasıyla kalacak eski bakandır. keşke birisi de bayraktar'ı ayakkabı kutularının daha iyi saklanması gerektiği konusunda uyarsaydı.
bu adam harbiden saf lan. telefon kayıtlarından bile anlaşılıyor bu durum. ali ağaoğlu arıyor bu adamdan imar izni almak için, bu salak izin vermiyor. daha sonra ağaoğlu direk başbakanla konuşuyor, rüşvetini türgev'e yatırıyor. başbakan da bunu arıyor, diyor ki "ali ne diyorsa onu yap, sorun olmasın"
bu da izni veriyor.
bu adamın bir boktan haberi yok. besbelli ki kandırmışlar bunu. canım ya. bir de başbakan da istifa etsin falan diyordu. kim bilir ne dediler de özür dilettirdiler. asıl ben onu merak ediyorum.
--spoiler--
Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı, AKP Trabzon Milletvekili Erdoğan Bayraktar, partisince Akçaabat ilçesinde düzenlenen kahvaltıda yaptığı konuşmada, yolsuzluk soruşturması hakkında açıklamada bulundu.
"Şimdi yapılmak istenen nedir; ismi, rüşvet ve yolsuzluk" diyen Bayraktar, şöyle devam etti:
"Yapacağım, rant sağlayacağım"
"Tabii milletin kabul etmeyeceği bir şey, daha hassas bir şey. Beni de işin içine koydular. Benim dosyamda inanın nokta, virgül kadar hiçbir şey yok ama ne diyorlar; 4 tane bakan. Ne yapmışım ben? Rant sağlamışım müteahhitlere, imar yapmışım. Yani sen doktora diyorsun ki hasta bakma. imama diyorsun ki namaz kıldırma. Benim görevim imar yapmak. Yapacağım, rant sağlayacağım, rant sağlamışım. Bunu daha sonra konuşacağım.
"Başbakan'a 'Bunu bana yapma' dedim"
Ben de yapı itibarıyla alıngan birisiyim, bünyem bu tip olayları kaldırmaz. Ben Başbakana bunu söyledim. Dedim ki 'Sayın Başbakanım, bakanlığı bırakayım ama rüşvet ve yolsuzluk kelimelerinin geçtiği bir operasyona dayalı olarak kabineden ayrılmayı benim bünyem kabul etmez. Bunu bana yapma dedim fakat bu günlere geldik ama bizim için dava önemli. Bütün bunlara rağmen davamıza sahip çıkacağız. Dava bizim davamız, dava Allah'ın davası, dava islam'ın davasıdır."
Bu seçimin bir Akçaabat, bir Trabzon seçimi olmadığını ifade eden Bayraktar, "Türkiye zor bir sürecin eşiğindedir ve çetin bir süreci yaşamaktadır. Onun için hepimiz vatan, millet, bayrak, üretim eksenli düşünmek durumundayız. 30 Mart seçimleri Türkiye için bir eşiktir ve son derece önemlidir" diye konuştu.
doğru ne yanlış ne ayırt edemiyorum.. yolsuzluk yaptı da bir zorbanın yakalandığı için döktüğü timsah gözyaşları mı?
yoksa aldığı tehditler, maruz kaldığı psikolojik harp sebebiyle yıpranma mı? paraleller kızının yatak odasına kamera koydu, şantaj yaptı iddiaları var.. cemaati az çok tanıdığımdan bu ve benzeri şeylerin yaşanabileceğini biliyorum..
gerçek elbet tebarüz eder, ama bugünden bugünü görmek zor tabi. yarın olduğu zaman dünü analiz etmek daha kolay oluyor.
bakalım, bakalım..
(bkz: fezlekelerin yüce divana gitmesini engellemek) bokları ortaya dökülünce önce herşeyi açıklamaya başladı sonra baktı arkasını toplayacaklar yine döndü aklamaya çalıştı. en son olmadı ağlar. yalancıktan intihar haberi bile yayınlayabilirler. bizim duygusal halkımız da af eder.
belki hırsızdır ama en azından arsız değildir bir egemen, bir zafer çağlayan gibi. susarak en doğrusunu yaptı öbürleri gibi götünü yırtmadı mecliste, kendini komik ve zavallı bir duruma düşürmedi daha da fazla.
Benim kurduğum ve 1994 yılından sonra çocuklarıma bıraktığım şirket Koşuyolunda arsa almış onu mesele yapıyorlar. Çok makul, çok masum. Hiçbir vergi suistimali yok, sigorta suistimali yok. Gizli saklı değil ki açık.
kanser hastası bir kızın eline 100 lira sıkıştırışını unutmadık!bugün ise bu köhne zihniyetin rezil ve alçak kaymakamı, valisi katlettiği madencinin babasına ankara lastiği göndermiş!
edit:ulan eğer birgün canımızı kan parasına karşı eşitleyenleri, elimizi sadaka sıkıştıranları ve bizleri ankara lastiği ile susturmaya çalışanları unutursak, allah bizleri lut kavminden beter bir şekilde helak etsin!
bu dönem içinde cumhuriyette bir telefon konuşması yayımlandı. bu konuşmada deniz baykal'ın damadının bir arazi sorunu vardı ve bakanlığın istediği bir paradan bahsediliyordu. lakin para ilgili konuşurken kimin hesabına yatacak bu para diye soruyordu danışmanına. danışmanı resmi hesaba bakanlık hesabına yatacak diyordu. bakın ülkede imar sorunu çözmek için birilerinin hesabına para yatırılması gerektiğinin itirafı vardı bu konuşmada. ardından bir daha soruyordu bak bu para nereye yatacak diye danışmanı yine yok efendim resmi hesaba yatacak diye tekrar ediyordu. http://www.cumhuriyet.com..._milyon_liralik_rica.html
Tarih: 3 Eylül 2013... Saat: 14.53... Telefonun bir ucunda Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar diğer ucunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekânsal Planlama Genel Müdürü Mehmet Ali Kahraman bulunuyor. Konuşma 1 dakika 58 saniye sürer. Yasal dinlemeye takılan konuşmanın tam metni şöyle:
Mehmet Ali Kahraman: Bakanım buyurun...
Erdoğan Bayraktar: Bu Selçuk Akıltopunun işi sende miydi?
M.A.K.: Evet bakanım bende.
E.B.: Şimdi buraya geliyor Deniz Baykal aradı beni de.
M.A.K.: Evet...
E.B.: O nedir 5 milyon mu istemişsin ondan bağış...
M.A.K.: Plan ücreti istedik bakanım.
E.B.: Plan ücreti ... onun.
M.A.K.: Plan ücreti 2 altı yüz civarında bi 2 civarında da şey istedik bakanım kentsel dönüşüm katkı payı istedik galiba.
E.B.: ikisini de resmi yani oraya.
M.A.K.: Tabii tabii resmi.
E.B.: Bakanlığın hesabına.
M.A.K.: Tabii evet bakanım.
E.B.: Bakanlığın hesabına ise onları yatıracak yani.
M.A.K.: Evet.
E.B.: Ama diyor 5 milyon etmez orası diyor Deniz Baykal.
M.A.K.: ... çok müthiş bir yer bakanım orası güzel bir yer yani arazi büyüklüğüne göre biz o hesabı yaptık o yani 2 altı yüzlük kısmı yani resmi şeyi zaten almak zorundayız öbür konuyu takdirlerinize şey yaparız ama yani büyük bir yer güzel bir yer çok da şey bir yer göz önünde bir yer.
E.B.: Şimdi gelecek ne yapayım yollayayım mı onu sana.
M.A.K.: Olur bakanım bana da gelebilir ben de plan üzerinden de gösteririm yerini ben de hemen şeyini göndereyim size bilgi notunu...
E.B.: Ben istemem bilgi notunu ne yapayım ya.
M.A.K.: Tamam tamam.
E.B.: Ben gönderiyorum onu sana ... adama dersin yasal olarak bunu ödemen lazım.
M.A.K.: Evet evet.
E.B.: Bu sizin herkesten alıyoruz yoksa.
M.A.K.: Alıyoruz.
E.B.: ... gitsin başka belediyeden yapsın imarını nerden yapıyorsa yapsın.
M.A.K.: Evet evet.
E.B.: Yani olmazsa şeyi bu kentsel dönüşüm hesabına yatıracağı paraya kaldırabilirsin veya azaltabilirsin.
M.A.K.: Tamam, tamam tamam bakanım.
E.B.: Resmi ama resmi ödesin.
M.A.K.: Resmi, resmi bakanım resmi.
E.B.: Öbürü de resmi de öbürü şey belki.
M.A.K.: Evet.
E.B.: Tamam.
M.A.K.: Tamam bakanım.
E.B.: Tamam tamam hadi kolay gelsin sen uğrayacak mısın buraya bu akşam.