erdemlerden biri de iyilik yapmaktır. ama bu iyilik saf bir iyilik olmalıdır. cennete gitmek amacıyla yapılan iyilik gerçek bir iyilik değildir. asıl iyilik vicdandan gelir. ve insanın içindedir. felsefeye konu da olmuştur bu aynı zamanda. size bir getirisi olan iyilik gerçek bir iyilik değildir.
En güzel bilgi sahibi olma şeklidir. Bir çeşit mütevazi bilgeliktir. Unutulmamalı ki boş tenekeden çok ses çıkar." Bilgeyim" demekse can yakıcı şekilde ironik bir yanılgıdır.
"... eğilimlerimize uyarak hoşumuza giden iyilikleri yapmamızın erdemle hiçbir ilgisi yoktur. Erdem, eğilimlerimize karşı koyarak, görev duygusunun bize emrettiği şeyleri yapmaktır..." S.89
Yalnız Gezerin Düşleri - J.J. Rousseau
Öteki Yayınevi, 1999.
Bazı kelimeler çok güzel mottosuna uyan fevkaladenin fevkinde böyle dolu dolu bir anlamı olan nadide kelimelerden biri.
Bir isim olarak kullanmanın yanısıra yaşamımıza da girebilmesi dileğiyle..
her insan, yaptığı herhangi bir şeyin ‘insana’, ‘kendine’ yakışıp yakışmayacağını bilir.
erdem, mutluluğu ve hazzı kenara itip üst insan olma yöntemidir. sağduyu, sabır, merhamet ve bilumum ‘zor olan şeyler’ erdemi inşa eder.
bu uğurda gerekirse intihar etmeyi göze alan stoacılar olmuştur. eğer bunu başaramayacaksam ölürüm daha iyi demişlerdir.
çoğu zaman ‘insanlığımızdan’ yani bizi gerçekten insan yapan -diğerlerinden ayıran yegane- şeylerden ödün verir ya da vermek zorunda kalırız. çünkü çoğu zaman cahilizdir... beşikten mezara. çoğu zaman hesapları yapar ‘bir şeyleri suçlar’ ya da ‘kendimizi aklarız’ ve sonunda yakışmayanı yaparız ve yaşamaya -hem de onurla, gururla- devam ederiz. ne yazık ki, çoğumuz pek de kaliteli değiliz ve bi hayli küstahız.
yaşamı anlamlı kılan kavramlardan biri. insan başkaları için değil kendi için erdemli olduğunda anlamlıdır. yaşadığı süre boyunca insan ne hayal eder, neye ulaşmak ister, nasıl bilinmek gibi temel, içten sahip olunan itici güçler erdemlerle yön bulur.