sokağa küsmüş ki en güzel şeylere yaban kalmış bir adamın kafa kağıdında yazan beş harfli binlerce anlamı olan gecenin uçsuz bucaksız karanlığında hoyratça sallanan doğumla ölüm arasında susmuş susamış canından can kopan çocukların ince hastalık nöbetleri içinde kalmış düşlerin dışına savrulmuş ki kapıya küsmüş en kalabalık odaların duvarına tek çizik atmış bir adamın kafa kağıdında yazan beş harfli binlerce anlamı olan işteşlişlikler yoksunu yüzünde gülümseme öldüren delilerin mermerlere bıraktığı ufacık kadife mendil üstünde yürüyen tek yayadır...
erdemli bir kişi olmaya başlamak için; bir pisliğin içine dalıp, o pisliğin içinden tertemiz çıkabilmen gerekir. ne vakit bir pisliğin içine girip, o pislikten kaçmadan pisliğin tümünü temizleyebilirsen, o vakit asıl erdeme ulaşmışsın demektir.
kendi ismim diye demiyorum, güzel isimdir. hem manalı, hem de kulağa hoş geliyor. ne biliyim; eğer bir oğlum olursa, kendi ismim olmasına aldırmadan, oğluma da bu ismi koyabilirim.
hayatın temel amaçlarından, gayelerinden biridir . günümüz modern toplumunlarında bireyin yaşama amacı , yaşam anlayışı, kişinin mutluluğuna oda tüketmeye ve malvarlığı edinmeye rahat ve zevk içinde yaşanmaya bağlanmışken; aslında insan hayatına huzur ve mutluluğu getirecek asıl olan erdem ve erdemli olabilmektir . ilk çağ filozoflarından (bu lafada bayılıyorum ) socrates' e göre yaşamın amacı mutluluktur. Mutluluğa da kişi ancak erdemle ulaşabilir. Kişi iyiye, bilgi edindikçe ulaşır, iyiye ulaşan kişi erdem sahibi olur ve bu erdemde insanı mutluluğa götürür. Erdem sahibi olan kişinin mutluluğu da kalıcıdır .yani kişi aslında doğuştan erdemli olarak veya erdemsiz olarak doğmaz . bu yüzden her insan bilgi edindikçe erdemli olur.
erdem isteğine, mutluluk isteği kadar sık rastlanmaz. erdem idea olduğundan, refahını garantiliyen herkes, mutluluğa erişir. erdem kalsın orada bir yerde..
tüm toplumsalcılığa karşın, bireysel hazzı baz alır. ne kadar değer varsa, bireyin yaşantısına indirger.