iran, Hindistan ve Afganistan içlerini gezer. "ipek yolundan Afganistan’a" adlı eseriyle 1983 yılında Türkiye Yazarlar Birliği Basın Ödülü’nü kazandı.(1939, Kahramanmaraş – 5 Temmuz 2008, istanbul)
Şiirlerinde sürekli şehir yaşamını eleştiren, doğallığın güzelliklerini ustaca anlatan, daha 18 yaşındayken bile derin anlamlı şiirler yazan, günümüz çakma şairlerine taş çıkaran büyük Şair.
"Suları borulara almalarına kızıyordum"
Edit: virgül.
Sevdiğim sairlerden.
Ayrıca dizide benim de aşık olduğum şair. Yok efendim ayrı bir albenisi vardi adamin.cahit abi yaninda zirtti.
Ah bee zehra bayazıt başkaydı hic görmedin kör.
...
Yaslan göğsüme sevdiğim
Benim gönlüm gök gibidir açık deniz gibidir
Pas tutmaz benim içim yeryüzü gibidir
Toprak gibidir
Sen ki bulut gibisin
Ay gibisin güneş gibi bazen
bazı adamlar vardır, tanımadan seversin.
tanımadan sohbetine, edeceğin iki kelama özlem duyar, yapamadıkların için iç çekersin.
bu adam tam da öyle bir adam.
öyle güzel bir adam.
--
Önünü alamiyorum bu kör gidişlerin yollarda
Herkes bir yere gidiyor önünü alamiyorum
Çaresiz direniyorum bu dönüm noktalarinda kimse
elini uzatmiyor
Bir gürültülü yaşamaga gidiyor dünya boşalan
bir deniz gibi
Bu sesler ormaninda kaybolan bir çag bu.
Nereye gitsem hep apartmanlar çikiyor önüme
Alip başimi duvarlara çarpiyor bu yollar
Gidip gelmelerim bu dar sokaklarda
Insanlarin koşup doldugu bu dar yapilarda
Bir kisir döngüye girmek için bütün çabalar
Biz bunun için mi geldik.
--
Ey bir emre hazirlanan simsiyah gecede
Karanligi emip emip de gebe kalan
Ey her depremden sonra biraz daha dogrulan
Herkesin
Veba girmis bir sehrin hem halki
Hem seyircisi oldugu bir günde
Ey düstügü yerden kalkmaya hazirlanan ülke.
Her damlasi bir zafer müjdecisi
Bir posta eri gibi
Yagmur yüzümüze degince
Cikacagiz yola.
Cikacagiz yola
Hesap günü gelince
Yagmur yüzümüze degince
Günes bir mizrak boyu yükselince.
Yedi güzel adam güzellemesine mazhar olmuş büyük üstad, yazar, şair, dava adamı. Şiirleri sizi büyülemektedir. Geleceğe dair umudunuzu/umudumuzu arttırmaktadır. Mekanın cennet olsun büyük üstad.
Buyrun:
Ey dağları yerinden oynatan ses ey mermeri toz eden
rüzgar
Ey alemi donatan ışık toprağa can veren el.
Gün olur toprak uyanır ağaç uyanır uyanır böcekler
Sarı bozkır titrer çıplak ağaçlar yeşerir gök yıkanır kirli
dumanlardan
Su coşar deniz kabarır canlanır ölü şehirler
Yemyeşil bir rüzgar eser yıldızlar arasından.
Şimdi siz taşıyorsunuz müjdenin kurşun yükünü
Çatlayacak yalanın çelik kabuğu
Sizin bahçenizde büyüyecek imanın güneş yüzlü çocuğu.
Bu sehirden gidiyorum
Gözleri kör olmuş kırlangıçlar gibi
Gururu yıkılmış soyatlar gibi
Bu şehirden gidiyorum.
insanlar taş gibi bana yabancı
Ağaçlar bensiz hüküm giyecek bulvarda
Bir tanbur bir yalnızlığı anlatıyorsa
O ışıksız pencereden
Ben onu duymuyor gibiyim
Bir ağaç ölüyorsa kapınızın önünde
Ben onu bile duymuyor gibiyim.
Bu şehirden gidiyorum
Gömerek geceyi içime
Sabahın hüznünü beklemeden
Gidiyorum bu şehirden.
bir çok türk kızının yedi güzel adam dizisiyle tanıdığı, tanıdığıdan kastım da uraz kaygılaroğlu'na fanboyluk yapmak suretiyle erdem bayazıtçı kesildiği şair. ama erdem bayazıt diyince aklına o dizideki karakterden başka bir şey gelmez bunların. amk ben onların.
şiir sevdiğimden olsa gerek, bu adamın şiirlerini de sevdim..
buram buram anadolu kokan sesinden dinleyin şiirlerini.
buram buram doğallık ve insanın içi kokan şiirlerini dinlemeli insan.
----
Evrensel kadınların iki büklüm çapa yaptıkları tarla kenarlarında
Çıplak ayakları yumuşak topraklara batmış ırgat çocuklarının
Bir ellerinde bayat bir ekmeği kemirirken
Diğer ellerinde sarkan yemyeşil bir soğanla gelen.
Boğuk bir bakışın oluyor senin
Bir girdap derinliğinde kayboluyor gibiyim
Yok gibi yaşamak bu kalkıp kurtulmak gibi kalabalıktan
Durma bana türkü söyle Anadolu olsun
Susuz dudak gibi çatlak olsun
Karanfil gibi olsun kara çiçek gibi solgun yüzün
Durmadan akıyor kalbim ayaklarına bana karanlık bakma
Ağlıyorum bir karanlık karayel saçlarına
Çekme ülkemden nar yangını gözlerini
Beni bu kentten kurtar beni yalnız ko git beni
Arıyorum arıyorum o ilk çağ ırmaklarında sedef ellerini
Susmam seni ürkütmesin içimde çağlar var bilmelisin
Katı bir yalnızlık bu bilmelisin
Kaçmam kendimi bulmam ben senden yoksunum iyi bilmelisin.
Şu yalnızlık çıkmazında önümde niye sen varsın
Niye herşey bir anda kayıyor sen kayıyorsun
Kalbim niçin bu kadar yabancı sen niye yoksun
Bir sam yüklü geceleri içimden atamıyorum
Niye bunları bir anda unutamıyorum