politikanın yalanlarına tenezzül etmeden politika yapan ve asıl aşkı olan fiziği asla bir kenara bırakmayan bir devlet adamıydı. eminim ki soyadı benliğinden daha fazla istedi politikacı olmasını. ama o soyadına kendi ilminin sonsuz ışığını katarak çok güzel bir politika fügürü oldu herkesin gözünde. bu ülkede az yetişen soylu politikacılardan biriydi.
bu ülkede siyaset yapmanın ne kadar zor olduğunu anlayıp zamanında bırakmış ve asıl anladığı iş olan akademisyenliğe geri dönüp yüzlerce öğrenci yetiştirmiştir. türkiye'nin en önemli bilim adamlarından birisiydi. kötü bir siyasetçi olarak değil başarılı bir bilim adamı, harika bir fizikçi olarak anılması gerektiğine inandığım insan.
her ne kadar sosyal demokrat olsa da sevdiğimiz bir siyasetçiydi. yukarıda illa ki yazılmıştır ama fizik profesörü, dünya atom derneği başkanı ve eski odtü rektörüdür. 80 öncesinde odtü'de görece özgürlük ortamı sayesinde yaratılmıştır. kendi adıyla anılan bir fizik teorisi bile vardır.
sevenlerinin başı sağolsun. üzüldüm cidden.
abd'de kanser tedavisi gören ama ne yazık ki hakkın rahmetine kavuşmuş eski politikacı 1926 doğumluydu. koalisyon nedir, başbakan yardımcılığı nedir sayesinde öğrendi 90'ların çocukları.
(bkz: allah rahmet eylesin)
siyasetçi kimliği tartışılabilir ancak bilim insanlığına ve ''adam''lığına söylenecek olumsuz bir şey yoktur. fizik dalında nobel sayılan wigner madalyasına layık görülmüş ikinci türk'tür. inönü-wigner grup kontraksiyonu çalışması ile literatürde yer edinmiştir. bu kadar başarılı bir bilim insanı, türkiye cumhuriyeti tarihinin iki numaralı adamının oğlu ve başbakan yardımcısı olmasına rağmen korumasız gezmesi, halktan kopuk olmaması, mutevazi ve sıcak tavırlarıyla gönlümüzde taht kurmuştur. kendisine zaman zaman ayar veren nihat genç'in 'gördüğüm en büyük kabadayı erdal inönü'dür. başbakan yardımcısıyken ankara sokaklarında tek başına yeni çiçek açmış erik ağaçlarını izleyerek yürüyordu' demesi hakkında yeterince ipucu vermektedir. yetmiyorsa buyrun bir anekdot daha: başbakanlıkta bir telaş hakimdir çünkü inönü yerinde yoktur. her taraf aranır, tüm korumalar teyakkuz halindedir. bir süre sonra inönü kapıdan içeri girer. korumalar telaşla 'efendim neredeydiniz?her yerde sizi aradık' derler. inönü biraz şaşkın bir şekilde 'kurşun kalemim bitmişti, bakkala gidip aldım ben de' diye cevap verir. başbakanın oğlunun bile eskortlar eşliğinde okula gittiği bir ülkede tuhaf karşılanan erdal inönü olmuştur maalesef. şatafattan uzak olmak, maalesef eksi puan yurdum insanı nezdinde. onun gibi temiz insanları siyasetten uzaklaştırarak çok şey kaybettiğimizi çok acı bir şekilde anlayacağız günün birinde. çekoslavakya'nın atatürk'ü denen alexander dubcek'in ölümü tüm siyasilere ders olmalıdır. koskoca devlet başkanı ekmek almış eve dönerken bir arabanın çarpmasıyla ölmüştür.
10 sene kadar önce siyasileri veya bikaç ünlüyü taklit etme modası vardı. hemen hemen her komedyenin necmettin erbakan, süleyman demirel, metin akpınar, ve erdal inönü taklitleri vardı. bu taklitlemeler arasında en becerilemyeni dir erdal inönü. ***