o dönemdeki gençlik hareketine ibret olsun diye yaşı büyütülerek asılan çocuk. erdal eren sadece bir devrimci değildir. sadece metristeki devrimcilerin değil mamakta kaybedilen, katledilen ülkücülerin de sembolüdür. ülkede olmayan hukukun, tüm faili meçhullerin, roboskinin, cumartesi annelerinin sembolüdür. bugün hukukun katledildiği o günün
yıldönümü. evren ise resim yapıyor besleniyor.
haksızlıklar, vicdansızlıklar, masumlar ve o masumların katilleri asla unutulmaz. bu çocuğa yapılansa üzerinden değil yıllar asırlar geçse bir utanç olarak karşımıza çıkacaktır. yapalanlar unutur mu bilmem. ama utanmadıkları kesin.
allah rahmet eylesin. yaşı büyütülerek genç yaşında idam edilmiştir.
birde adem pekmezci vardır 14 yaşında silahlı saldırıya uğrayıp 15 yaşında ijinci bir saldırıda hayatını kaybeden. tabi pek bilinmez. onun mekanıda cennet olsun. rabbim her ikisinin katillerinede iki cihanda lanet etsin.
(bkz: adem pekmezci)
türk tarihinin kara lekesi olan o yılın kurbanlarından. yaşı mahkeme kararıyla büyütülüp asla yaşayamayacağı o yaşına getirildikten sonra idam edilmiş küçük çocuk büyük yürek.
Bir çocuk var biliyor musunuz?
Bundan 33 yıl önce 17 yaşındaydı. Türkiyede o yıllarda var olan kitle muhalefetinin önünü kesmek isteyen egemenlerin gözünü ölesiye korkuttu. Bir çocuktu, Erdal Eren; 17 yaşında, günlerce ağır işkencelere direnip sonunda da idam edilen. Ve ipi geçirdiklerinde narin boynuna, içi titremeden ölmesini bilen
bir idam sehpası kadar yaşını büyütenler, dindirilmeyecek bir nefret ile şereflerini küçülttüler.
13 aralık; koca bir yürek örselendi, nefessiz bırakıldı.
13 aralık; düşünce katledildi.
13 aralık; vicdan mahkeme kürsülerinde bir fahişe gibi sürüklendi.
13 aralık; bağımsızlık tutkusu milyonların önünde ipe çekildi.
geleceğe önderlik eden bir kuşağın simgelerindendir erdal eren, fikrinden bir gün olsun zikrinden bir saniye olsun geri dönmemiştir. alçakca bir oyun ile 17 sinde katledilmiştir.
öldürmeyi bilenler her seferinde yanlış şeyleri katlettiler. cehaletleri o kadar büyüktü ki düşüncelerin bedenlerde değil zihinlerde yer ettiğini bir türlü kavrayamadılar.
17'sinde bir genci dilim dilim bile doğrayabilirsiniz ancak onu ölüme götüreceğini bildiği halde savunduğu ideallerine çizik bile atamazsınız.
erdal eren hala aramızda, erdal eren satır aralarımızda..
"büyü de baban sana,
büyü de büyü.
acılar alacak, yokluklar alacak,
büyü de baban sana.
büyü de baban sana,
büyü de büyü.
bitmez işsizlikler, açlıklar alacak,
büyü de baban sana.
büyü de baban sana,
büyü de büyü.
baskılar, işkenceler, kelepçeler, gözaltılar,
zindanlar alacak.
büyü de baban sana,
büyü de büyü.
büyüyüp de on yedine geldiğinde baban sana idamlar alacak."
düşüncelerinden ötürü asıldığını sanan koca bir ülke bıraktı geride. idam cezasına çarptırılma sebebi, bir askeri öldürmek. gariban bir askeri öldüren teröristti erdal eren.
sıkıntı yaşından kaynaklanıyor. yaşının büyütülerek asıldığı iddia ediliyor. ama o da bir iddia sadece. yaşının büyütülme iddiası kemik yaşı tespitidir. mahkeme kemik yaşı tespiti istemiş ve yaşının 17 olmadığı ortaya çıkarılmıştır. bu karara inanırsınız inanmazsınız ayrı mesele.
bu karar yanlışsa da erdal erene yapılan tek haksızlık, 18 yaşından küçük olduğu için cezasında indirime gidilmeliydi.
yoksa erdal erenin suçsuz olduğu falan yok. eli kanlı terörist bir katildi kendisi.
yoğun gelen eksiler üzerine edit: dostum sarkozy'nin de dediği gibi, biz kediye kedi deriz.
idam geri gelsincilere bir cevap'tır.
ama idam geri gelsinciler, algıda seçicidir.
algıda seçici olduklara konuya dönersek; ''geriye dönük olarak kimsenin asılamayacağı'' gerçeğini göz ardı eder,
buna rağmen, ''ille de gelsin ille de gelsin'' diye tuttururlar.
amaç ne?
terörist başını asacak.
kafalara gel...
erdal eren, utançtır,
tüm asılan insanlar gibi.
idam, en basit ve utanç yüklü cezalandırma şeklidir.
tıpkı ölüm orucu'nun genel bir utanç olarak kabul edilmesi gibi.
bugün, düşünceleri için insanları ''terörist'' ilan edenle, aynı kafaya sahip insanların kalemini kırdığıdır erdal eren.
nice erdal erenler de, gezi parkı eylemlerine katıldığı için sözde bölücü oldukları gerekçesi ile, saçma sapan şiddetlere maruz kaldılar.
yani bu ülkenin insanı, çok çabuk unutuyor yakın geçmişini.
erdalı asanlar yaşlandı tabi şimdi, en büyük hobisi resim yapmak...
sözde, darbelere karşı olan ve geçmişle hesaplaşıyoruz diyen aynı kafaya sahip şerefsizler de,
bugün yine gençlerimi aynı şekilde yargılıyor, hesaplarını inceliyor, hakaret davası açıyor,
bizi sev diye dayatıyor...
kapatmayın gözlerinizi...
huzurla uyusun, korkmadan ölüme gidenler.