hepimizin bilgi sahibi olması güzel. Ama, acaba denizler erdallar boşunamı asıldı? demektende kendimi alamıyorum. Tepkisizliğimizin bu genç yaşta ölen abilerimizin kemiklerini sızlattığı kaçınılmaz bir gerçektir...
'bir söz bitişi gibi son buldu sevişler
bir yaz güneşi gibi eritir bu terkedişler
bir an duruşu gibi ömrün bitişi gibi
veda ederken aşk ateşi gibi söner iç çekişler.
aman aman yandım amman
acı yüzler kurşun gibi izler
son bakıştaki o gözler kaldı aklımızda'
zekariya önge'yi öldürüp öldürmediği şaibelidir. zekeriya önge adlı er asker, devrimcilerle askerler arasında çıkan çatışmada ölmüştür, doğru. ancak bunu erdal eren'in yaptığına dair somut kanıtlar yoktur. hatta okuduğuma göre zekeriya önge bir tüfek mermisiyle vurulmuştur, oysa o sırada orada bulunan devrimcilerin hiçbirinde tüfek yoktur. dönemin cunta mahkemesi, hem suçu onun üzerine atmış, hem de onu asabilmek için 17 olan yaşını büyütmüştür.
idam edilmesine kanımız dondu. fakat hayatına son verdiği 20 yaşındaki jandarma erinden hiç söz eden yok. o erin anneside kırklı yaşlarını süren bir oğlunu öpüp koklayamıyor.
off insanlar hala yasi buyutuldugunden bahsediyor. sorun erdal eren in ne 17 yasinda olmasi ne de 18 yasinda olmasi. sorun hic kimse yaptigi suctan dolayi cezasi idam olmamasi gerekir. ayrica o yas bir bireyin daha yeni filizlenmesi demek. belki de bugun erdal eren yasiyor olsaydi basbakan olurdu, belki de buyuk bir sanatci. sorun su, bu olay turk tarihin de kara leke olarak kalicak hicbir zamanda temizlenemiycek.