yaptığı hiç bir işte iyi olamamış ünlü kişilik. ne iyi bir müzik adamı, ne iyi bir yazar, ne de iyi bir spor yorumcusu. es kaza, birilerinin torpiliyle bir yerlere gelmiş, bulunduğu yerlerde de saçmalamaktan başka eylemi olmayan kişilik.
tiksiniyorum böyle insanlardan, midem bulanıyor. sırf son yazısı için değil, uzun zamandır takip ediyorum.. hep aynı fanatizm, hep aynı at gözlükleri, hep aynı safsatalar. her şeyden önce şunu sormak gerekiyor, ercan saatçi kimdir? futboldan ne kadar anlar? maçın adamını, pankartını seçerek kayınpeder torpiliyle bi' şeyler karalamakla "köşe yazarı" olunmuyor ne yazık ki. ve ercan saatçi de bunun canlı örneği.
ve hayır, sadece çapsızlığı değil problem. ercan saatçi son yazısıyla ne kadar karakterli olduğunu da gösterdi dosta düşmana. sana küçük hayal dünyanda mutluluklar. umarım iftira atabileceğin nice takımlar bulursun da yazacak yazın olur. yoksa yine maçın pankartı, maçın pozisyonu diye amdan götten tespitlere talim edersin ey ercan saatçi. ey karakterli adam!
milletini sevmeyen kişidir. milletini seven şu güzelim derbide böyle lanetler okuduğumuz bir örgütü karıştırmaz. şu an o heriflerin bir yerlerini kaldırmaktan başka ne yaptı bu ercan saatçi denen herif? onları bizim içimize sokarak tam gaz vermedi mi? ah format ah. keşke olmasaydın.
- ercan abi gördün mü galatasaray taraftarını? pkk bayrağı açtılar resmen.
+ evet süleyman haklısın, yarın yazımda buna değineyim. zaten skor içimde kaldı.
- abi, zaten apoda galatasaraylı biliyosun dimi ?
+ evet evet, bunuda belirtmek lazım aslında.
- ercan abi!
+ ne var süleyman?
- tam bir m.lsın sen abi....
ne müzikten ne de futboldan anlayan, dünyaya gelme sebebinin derin derin araştırılması gerekilen, anlamsız, hacim kaplayan şey. eminim fener'lilerin çoğu sevmez bu herifi.
kayınpeder torpiliyle spor yazarcılığı yapmaya çalışan bu adam hazımsızlıktan olsa gerek ki iyelik eki olan ki yi ayrı yazmış ve beni sabah sabah güldürmüştür. sanırım her ki yi bağlaç ki sanıyor. biraz dil bilgisi dersi alması lazım.
dünkü maçtan önce mahallede arkadaşlarla muhabbet ederken pij diye tabir edilen küçük veletler geldi yanımıza. ne ana sözü dinlerler ne de baba, öyle kendi kafalarına göre takılırlar. hani hiç tanımadığımız çocuklar olsa ettikleri laflardan, birbirlerine davranışlarından dolayı bile ağızlarına diz atabiliriz. ama bi söz var ya; itin hatrı yoksa bile sahibinki var diye. hıh! bizim hesapta o işte, babalarının ya da annelerinin hatırları için dövmeyiz, pespaye etmeyiz yanımıza geldiklerinde.
neyse dün onlardan biride bahsi geçen kişinin çıkarımına benzer bi çıkarım yaptı ve; ".. zaten apo da gassaylımış aminakoyyim!" diye bitirdi sözlerini. hiçbişi yapmadık, sittirettik yanımızdan ve gittiler. ulan dedim o vakit bu da insan aminakoyyim, bu da düşünüyor, bunun da beyni var. var olmasına var da neden diğer normal insanların seviyesinde değil? neyse maç oynandı ve bitti. allah var güzel maçtı. tezahüratlar, saha içi mücadele, taraftar şovları felam. ama aklımdan çıkmadı o pijin lafı; "apo da gassaraylı".
sabah oldu, dedim bi bakiim şu gazetelere kim ne yazmış. severim maç sonrası yazılarını. bir kaç yazar geçtikten sonra bu kişinin yazısına baktım. "olamaz" dedim gayri ihtiyari olrak. zira yazıdaki cümleler dün bizim mahallede zeka seviyesi normalin altındaki yaramaz piçin söyledikleri ile aynı. yanlışlık olmalı diyip tekrar okudum ama hayır lan işte, aynı hepsi aminakoyyim.
sonra bi defa daha yuh çektim. bu defa bilerek ve isteyerek. ama bu şahıs için değil, onu oralara getirenler için.. biraz edep yahu! biraz ar. çok şey mi bekliyor lan bu millet sanki! fanatizm gözlerini kapatmış tamamen, öyle ki gözünün önünü göremeyecek durumdasın artık.
hani çok emin değilim ama okuma yazman vardır muhtemelen, öyleyse bi git can bartu'nun yazısını oku, bi selçuk yulaya göz at. oku ki adamlık, sportmenlik nasıl olur azıcık öğren be hey... neyse sonunu getirmeyim ki şu naçizane bişiler yazdığımız platform zarar görmesin.
lakin bu malum şahsa değilse de bizim mahalledeki velete bi çift sözüm var; "o renklerden öyle çıkarım yapmışsın ya, ben seninin beyninin loblarını sikeyim deyyus!". evet rahatladım.
bir insan kültür olarak , kişilik olarak ne kadar dolu olursa olsun iş takım tutma , fanatiklik kavramlarına bulaşınca çığrından çıkıyor. bu zat-ı muhterem bu teorinin yavrularından sadece bir tanesi. hıncal fanatiklik gözlüğünü en az ercan saatçi kadar takıyor. bu dedemiz dokunulmaz ama öyle değil mi. adam yaşayan ansiklopedi ancak az zırvasını dinlemedik. ercan saatçi de yazdıklarından pek mutlu değildir bu kesin. dün yine rıdvanı dinledim bütün doğruları , yanlışları eksiksiz söyledi. önemli olan kimlikten kurtulup bütün insanlara ulaşabilmek. bunu tv8'de eski galatasaray yöneticisi şimdinin yorumcusu amcamız çok güzel yapıyor rıdvan ile birlikte. ercan saatçi , tuncay özkan'ı idol bellemiş olsa gerek.
Lan hem içgüveyisin hemde fenerlisin. Kayın pederin sayesinde bir iş tutturmuşsun bari adamı rezil etme, baktığını gör gördüğünü anla. Anlamıyorsan boş yorum yapma. fenerbahçe başlatmışmış kareografiyi. Zaten öncü takım febe ya, her boku onlar başlattı. Ey yavrum ey. Sizin şahane şeyler anlatan kareografilerinizide gördük.
kolejlerde okuyan ordan özel üniversiteye geçip ayda 5000 ytl harcayan korkak bağdat caddesi çocuğu bir rolü uygun gördüm kendisi için.. bu bir dizi olabilir ya da sinema filmi.. farketmez..
grup vitamin döneminde fenerbahçeli bir kaç futbolcunun(engin,oğuz,neşet hatırladıklarım) vokalleri eşliğinde "sarı mavi yeşil meşil farketmez.yürüyoruz aynı yolda biz" diyerek centilmenlik mesajları veren ancak söz sahibi olmak için gerekli desteği alınca taraf olan ve renklerden acizce anlamlar çıkarmaya çalışan kadrolu müzik yarışması jürisi.
usta hede ercan saatçiden usta işi bir köşe yazısı.evdeki kakafoni nedeni ile maçtan bir şey anlamamış.biz de yazdığından bir şey anlamadık.rakibi tebrik etmek, yenilgiye tahammül etmek gibi şeyler de var bu dünyada.ama tebrik yerine sanal gündem oluşturma çabasını anlayamadım.eğer kastedilen şeyle * gündeme gelmeyi başarırsa, o gündemin altında kalır.ayrıca maldonado yu felan hedef göstermesine gerek yok, aynı düşüncede olanlar görevlerini yapmışlar.
yeşilin çimen rengi olduğunu bilmeyen kişidir. kareografiye bok atmış aklınca. akranları atari salonlarına giderken kendisi ip atlıyordu heralde. onun zemin olduğunu, zeminin de çimen olduğunu düşünse bulacak belki ama biraz zaman alacak belli. kendi futbolcusunu döven takımın taraftarından ne beklersin zaten. yenilgiyi hazmedemeyince nereye saldıracağını şaşırıyo. knock-out un da etkisi var tabi...
kırmızı kartların havada uçuşmadığı, fenerbahçeli oyuncuların galatasaraylı oyuncuları tekmelemediği bir derbi izleyince sıkılıyor tabii kayınbabasının köşesinde yazan saatçi.. lekesiz,tertemiz bir galibiyet alan galatasaray hakkında ne yazabilir ki satılık bir kalem?
spor yazarlığından çok fenerbahçe fanatizmi yapan şarkıcı.
oradaki yeşil renkler ne acaba? çimler olabilir mesela...
o değil de bu dünya üzerinde ne kadar sarı kırmızı forma giyen takım varsa hepsi pkklıdır(!), sonuçta yeşil sahada oynuyorlar be, değil mi ercancım?
ekşi'de gördüm, bir fenerbahçeli arkadaş bu adama verip veriştiriyor en sonunda da yakınıyordu'' olan bize oluyor, bunu gören bütün fenerbahçelileri böyle zannediyor''diye. hiç endişelenmesin o arkadaş, fenerbahçelilerin % 99.9 unun bu adamdan hoşlanmamak,kaale almamak ve nefret etmek arasında değişen bir tayfta bulunduğunu biliyoruz. bakiye 0.01 lik kısım her toplulukta bulunur. bu adamın derdi ait olduğunu iddia ettiği camia tarafından kabul görmemek. büyük takım taraftarlığı böyle bir şey işte, ercan'ın anlayamadığı türden bir duygu.
