ayın on sekizinde tam iki saatlik kahrımı çekmiş, bik biklerimi dinlemiş olan kişidir.
kendine teşekkür eder, akıl ve ruh sağlığını korumasını dileriz. çünkü daha sonra çok bikleyeceğizdir.
david lynch'in 1977 yapımı post apokaliptik filmi. surreallikte tavanlara vurmuştur. arkadaşlarla "gelin lan izleyek şu filmi" denilip izlenmez. "bu ne anuna koyim" derler, küfür yersiniz.
gerçi bu bağlamda yine aynı üstad'ın rabbits filmiyle yarışamaz. orası ayrı.
neden hicbir tv kanalinda yayinlanmadigini anlamadigim filmdir.ornegin tv8 bu tip filmlere kafayi takmis vaziyette olmasina ragmen hicbir david lynch filmi yayinlamamaktadir veya cine5 en ucra koselerde kalmis filmleri birakip bu filme sans vermemektedir.en son kanal 1 ilk donemlerinde vermistir.yani artik tv de yayinlanmalidir zira ne vcd ne dvd olarak bulmak guctur.
bir david lynch filmiyle hava atılamayacağının en büyük göstergesidir bu film. bir bok anlamadığım ve malesef ikinci yada üçüncü kez de izlesem anlayamayacağımı bilmek kalbimi kırıyor.
dün gece "hayatı ve kadınları" anlaması için kendisine yaklaşık 2 saatlik sağlam trip atarak eğitmeye çalıştığım yazardır. tek tık gelişme yoktur. *
çok kızmış muhtemelen yanında olsam 2 tokat çakacaktır bana..
öperim, koklarım, severim, özür filanda dilemem lan. Bir nevi öğretim yapıyoruz bizde burda..
filmi anladım mı sorusuna direkt "hayır" cevabı ile başlamakla beraber filmi sebepsiz bir şekilde çok sevdim ve zerre sıkılmadan izledim. hatta bir kere daha bile izlerim. fazla sürrealistti. rahatsız ediciliğinin içinde fazlaca içine çeken bir şeyler de vardı.
--spoiler--
yatak odasında, yatağın yanındaki dantel örtünün üstündeki saksısız toprak yığını ve yapraksız dalları beni benden almıştır.
ve unutmadan, kızın evindeki babaannesi mi, neyiyse artık, o yaşlı kadının kızın annesi tarafından eline kaşıkların tutturulup salata karıştırtılması ifade edemediğim şeyler hissetmeme neden oldu.
son olarak da sofradaki tavuğun kanayışı ve annenin tribe girmesi.
--spoiler--
geçmişten entry'lerini bulup :o diye oylayan birinin hedefi olmuş yazarcıktır. oğlum veya kızım her kimsen gülüyorum buna ben çok fena gülüyorum lütfen azalt şunu bari.*
(bkz: oylama/@eraserhead)
emek emek yaptığım köfteleri ışık hızıyla götüren yazar. kendi hakkını yedikten sonra benim tabağımdakilere göz dikmiş ve kaşla göz arasında benimkileri de silip süpürmüştür. afiyet olsundur.
radiohead solisti thom yorke'un eraser adında bir albüm çıkarmış olduğunu varsayarsak bu grubun ve bu albümün, belki de thom yorke'un başlı başına bu film'e atıfta bulunularak ilişkilendirilmesi mümkün olabilir.