"the wall on which the prophets wrote
is cracking at the seams.
upon the instruments of death
the sunlight brightly gleams.
when every man is torn apart
with nightmares and with dreams,
will no one lay the laurel wreath
when silence drowns the screams.
between the iron gates of fate,
the seeds of time were sown,
and watered by the deeds of those
who know and who are known;
knowledge is a deadly friend
if no one sets the rules.
the fate of all mankind i see
is in the hands of fools.
confusion will be my epitaph.
as i crawl a cracked and broken path
if we make it we can all sit back
and laugh.
but i fear tomorrow i'll be crying,
yes i fear tomorrow i'll be crying." * *
bunca yıl sonra hala sevilen, her yıl -yeni dinleyenler arasında- kendine yeni hayranlar bulabilen ve "anılar" tarzı albumlerin en vazgeçilmezlerinden olan bir şarkıdır.
king crimson'ın -sanıyorum- 1972-73 yıllarında çıkmış olan "the court of the crimson king" albümünün ilk yüzünün 3. ve son parçasıdır.
albümün kapağında gözleri yuvalarından fırlamış, ağzı dehşetle -küçük dili ve yutak borusunun başlangıcı görülecek ölçüde- sonuna kadar açılmış bir çizgi yüz vardır. kapağın sanıyorum sağ tarafında, bir daire içinde "this album contains the hit single epitaph" yazmaktadır.
kapaktan çıkartılıp -a yüzü- pikaba konulduğunda, dinleyiciyi "21th century chidzoid man" adlı parça karşılar. çok sert, ritmli ve sonlara doğru elektronik yönü ağır basan gerçekten de şizoid bir parçadır bu. bittiğinde, kulaktaki notaların sertliği sönmeden daha, ılık bir "woodwind" eşliğinde "I talk to the wind" başlar. insana huzur veren rahat, melodik, yumuşak, kendi halinde akıp giden, biraz da melankolik bir parçadır bu.
sonra bu yüzün son parçasına gelir sıra. woodwind'in sesi daha kulaklarımızdan silinmeden yavaştan başlayan ve giderek güçlenen bir davul sesine eşlik eden mellotron'un sesini duyarız. ve bagetin davulun ziline vurmasıyla başlar "epitaph..."
"the wall on which the prophets wrote" diye başlayan (sözler için bkz.No:3 hendrix entrysi) yumuşacık sesin "is cracking at the seams" derken ve sonrasında 4. mısrada "the sunlight brightly gleams" derken indiği pes perdeye hayret eder; az sonra "the fate of all mankind i see, is in the hands of fools" derken çıktığı yerlereyse hayran kalırsınız.
"knowledge is a deadly friend, if no one sets the rules." ve "the fate of all mankind i see is in the hands of fools?" sözlerinin altına, sımsıkı büzdüğünüz dudaklarınız ve öne doğru hafifçe salladığınız başınızla onay verip, imzanızı atarsınız.
albumun ikinci yüzünde yalnızca iki parça vardır. bu yüz "moonchild" adlı son derece melankolik ve bazı yerlerinde -neredeyse- deneysel denilebilecek bir parça ile başlar. "in the court of the crimson king" adlı senfonik rock bir parça ile biter...
king crimson' ın süper ötesi şarkısı. vokallerde daha sonra elpde bulunacak greg lake bulunur. şarkıyı dinlerken huzursuzlanırsınız, fakat mükemmel bir şarkıdır.
antimatter in mükemmel şarkısı.sözlerinin özenle kontrol edilmesi şiddetle tavsiye edilir.yaşatacagı duygu yüklü anlar gözyaşlarınızın okurken içinizde oluşan karamsarlıgı ıslatması an meselesidir.
paint me a room
where i can dream
dream of a world
that i used to see
paint me a window, soft and defined
and flood yellow light
through the open blinds
it's somewhere, hidden from view a portrait, an epitaph...
king crimson'ın klasikleşmiş, antimatter'ın ise başdöndüren ağıtları. antimatter'a ait olan planetary confinement albümünde bulunur, tadından yenmez lakin introsundaki kemanları sakat çocuk, fakir varoş ailesi haberlerinde sık sık fon müziği olarak duyuyoruzi örseleniyoruz.
king crimson'ın kişiyi mazoşist yapan şarkısı. bünyeyi telef etmesine karşın defalarca dinletir. intihar etmeden önce dinlenilirse temaya uygun olur, cuk oturur.
Yalansız! Daha evelleri gibi geçen gece sabaha kadar 74 kere aralıksız dinlediğim ve her seferinde tavanda gözlerimi bulduğum king crimson mucizesidir.