mantık, fizik ve ahlak. fizik hem teoloji hem de psikolojiyi içine almaktadır. epiktetos'un tamamen pratik eylemlerin öne çıkarılması ile gerçek anlamda bir değer taşıyacağını savunduğu ahlak anlayışı da mantık ile sıkı sıkıya _bağlıdır. bu yüzden olsa gerek bazı kişiler stoa ahlak felsefesini, akılcı ahlak felsefeleri grubunda anarlar. epiktetos için felsefe yapmanın ideal yöntemi, kiniklerin ve sokrates'in diyalektik yöntemidir. epiktetos'a göre, felsefenin asıl amacı, insanı sokrates gibi biri yapmaktır. bu yüzden epiktetos, sokrates ve kinizmin kurucusu diogenes'i ideal figürler olarak görmüştür. fakat onun felsefesine asıl rengini veren kişi olan kıbrıslı zenon'un kişiliğinde temsil edilen stoa felsefesinin sistematik ve dogmatik karakteri olmuştur.
Yunan stoacı filozof. Muhtemelen Hierapolis, Frigya'da köle olarak doğdu. Kuzeybatı Yunanistan'daki Nicopolis'e sürülene kadar Antik Roma'da yaşadı, hayatının büyük bölümü Nicopolis'de geçti ve orada da öldü. Şayet bir isim verilmişse, ailesince verilen ismi bilinmiyor. Epiktetos sözcüğü Yunanca'da en basit anlamıyla “kazanılmış, elde edilmiş” anlamına geliyor.
Hikmetli insan kötü insanlardan, yaptıklarından çok daha fazla fenalık bekler. Biri bana küfretti. Ona beni dövmediği için teşekkür ederim. Beni dövdü ise yaralamadığı için teşekkür ederim. Beni yaraladı ise öldürmediği için teşekkür ederim.
tabiatın gayesini üzerinde iyice anlaştığımız mevzulardan anlayabiliriz. mesela komşunun kölesi bir bardak veya başka bir şey kırmış olsa onu teskin için bunun alelade bir kaza olduğunu söylersin. o halde senin bardağını kırdıkları vakit de komşunun bardağı kırıldığı zamanki kadar sakin olmalısın. bu vecizeyi en önemli meselelere tatbik et. başkasının oğlu veya karısı öldüğü vakit hiçbir insan yoktur ki bunun insanlığın mukadderi olduğunu söylemesin. fakat bu sözü söyleyen adamın oğlu veya karısı ölünce yanlız hıçkırık, haykırış ve inleme duyulur: "ne kadar bedbahtım, mahvoldum!" böyle hallerde aynı kazaların başkalarının başına geldiği vakit duyduğumuz hisleri hatırlamalıyız.
her ne hakkında olursa olsun "onu kaybettim!" deme. fakat "onu geri verdim" de. çocuğun mu öldü? onu geri verdin. karın mı öldü? onu da geri verdin. tarlanı mı elinden aldılar? işte yine bir iade -lakin onu elimden alan kötü bir adamdı!- onu sana verenin falan veya filan vasıtayla geri almasının ne ehemmiyeti var? onu sende bıraktığı müddetçe, yolcuların otellerden istifade ettikleri gibi, adeta sana ait bir şey degilmiş gibi ondan istifade et.
'' Başarı bir seyahattir, hedef değil. Mutluluk, gidilen yolun üzerindedir, yolun sonunda değil. Zira yolun sonunda olsa, ona varıldığında yol bitmiş ve vakit de geçmiş olurdu. Mutlu olmanın zamanı ise, bugündür, yarın değil. Akıllı bir insan odur ki, sahip olmadığı şeyler için üzülmez. Sahip olduğu şeylerin ise değerini bilir, sevinir...''
Yaklaşık 10 sene önce kadıköy alkım kitabevinde aldığım o muhteşem kitapçığını işyerimin en güzel yerinde sergilediğim ve şu muhteşem sözü söylemiş filozof. "Her şeyin iki kulbu vardır. Bunlardan biri o şeyi taşımaya elverişli bir kulptur diğeri elverişsiz. Öyleyse kardeşin sana bir kötülük ederse, onu sana kötülük yaptığı kulptan tutma. Zira bu onu taşımaya elverişli bir kulp değildir. Öbür kulptan, yani kardeşlik kulbundan tut. Bu suretle, onu tahammül edebileceğin, sağlam tarafından tutmuş olursun."
"Bu andan itibaren, kendinizi düş kırıklıklarına uğratmaya son verin. Kendinizi kalabalıklardan ayırın. Sıradan olmaya ve size dayatılanları yapmaya daha ne kadar dayanacaksınız? Kendiniz olmak için pek fazla zamanınız yok." Epiktetos
Yaşadığı süre zarfında tüm yazılarını kaydetmemiş, konuşmalarından derlenen sözleri öğrencisi (bkz: arrianus) tarafından bir kaynakta toplanmış stoacı filozof.
Son dönem stoa felsefesinin üç önemli isminden biridir. Bu üç önemli isimden bir diğeri, adeta Epiktetos'un bir köle oluşuna nazireymişcesine, Roma imparatoru Marcus Aurelius'tur.
"eğer birisi size belirli bir kişinin sizinle ilgili eleştirel bir şekilde konuştuğunu söylerse, sıkıntılı bir tavırla mazeretler ileri sürüp kendinizi savunmayın... Yalnızca gülümseyin ve zannederim bu kişi benim başka hatalarım da olduğunu bilmiyor... Bilseydi bu kadarından bahsetmezdi..." diyen filozof kişi.
'Elinde olma/olmama' kavramı vardır. Kişinin elinde olmayan, bir şeyler yaparak değiştiremeyeceği ya da değiştirmek için bir şeyler yapamayacağı olaylar karşısında aldırmasız davranması gerektiğini düşünür.
--spoiler--
başaklar niye sürer? yetişmek ve sonra yetişince biçilmek için değil mi? çünkü onları kutlu şeyler gibi sapları üzerinde bırakmazlar. başakların duyguları olsaydı biçilmemek dileğinde bulunacaklarını sanıyor musun? elbette hayır. tersine biçilmemeyi bir yıkım sayacaklardı. i̇nsanlar için de bu böyledir. ölmemek insanlar için bir yıkımdır. başak için sararıp olgunlaşmamak ve biçilmemek ne ise ademoğlu için de ölmemek odur
--spoiler--