büyük insandır vesselam. kendisi teşkilatı mahsusa'nın kafkasya başkanı olup kurtuluş savaşında alt yapıyı hazırlayan kişidir. teşkilat başkanı olan padişah vahdettin'in kendisine başkanlık görevini devretmesi ile atatürk'ü teşkilatın anadolu kolu başkanı yapmış ve kurtuluş savaşına önemli bir katkı sağlamıştır. aynı zamanda ittihat ve terakki hareketinin lideridir. lideri olduğu akım günümüzde hala geçerliliğini koruyarak devam etmektedir.
savaş alanında o kadar yetenekli subaydır ki; yönettiği veya emir verdiği savaşlar hem hezimetle sonuçlanır hemde onbinlerce şehit veririz. o kadar yetenekli savaşçıdır ki: 250.000 askerimiz kurşun depomuz dolu olduğu halde, onun süngü tak ve saldır emri ile katledilmiştir.
o kadar yeteneklidir ki : sarıkamışta 90.000 askerimizi dondurarak öldürtmüştür.
şimdi sadece 2 rakamı toplayalım: 250.000 + 90.000 = 340.000 şehit
o zamanlar koca imparatorluğun nüfusu yaklaşık 13 milyon. aynı sınırlarda bugün yaşayan nüfus yaklaşık 1 milyar. şimdi sayıyı realize edelim. 1.000.000.000 / 13.000.000 = yani nüfus bugünün 77 de biri.
şimdi şehit sayımızı bugüne güncelleyelim: 77* 340.000 = 26.180.000 yani eğer enver paşa 2011 de yönetimde olsaydı, yaklaşık
26 milyon kişi şehit verecektik. unutmayın çanakkale'de kaybettiklerimizin büyük bir kısmı öğrenci, tıbbiyeli, müderris, muallim, mühendis gibi meslek erbabı idi. buna başarılı komutan denebilir mi : evet, ama düşman komutanı.
çünkü osmanlıya 7 düvelin 500 senede veremediği tahribatı, bu zat bir kaç senede vermiştir.
süngü tak emri ile kurşunların önüne atlaması emredilen ve yemen cephesinden yalınayak , aç bilaç çıkarılıp sarıkamış dağlarında dondurularak öldürülen askerlerin torunu, koca imparatorluğu darmadağın edilmiş biri olarak dilerim ki azabı artar ahirette. cehennemin en dibini mesken tutar.
her ne kadar kimileri vatan hainliğiyle suçlasa da aslında vatansever bir insandır. en büyük hatası ulaşılması neredeyse imkansız olan idealleri olması ve önüne geçemediği hırsı.
"hasta adam" osmanlı'yı harita üzerinde bölüşenlere, savaşsız teslim etmeyen ve bağımsız türkiye cumhuriyeti'nin temellerini atan kurtuluş savaşının fitilini yakan kahraman türk lideridir. ruhu şad olsun.
tarihimizdeki iç burkan bi hayat hikayesine sahip şahsiyetlerden biri enver paşa.
vatanını milletini çok seven,ne yaptıysa ülkesi için yaptığına inandığım,bu uğurda eşi naciye hanım ve çocuklarından bile ayrı düşmeyi göze alan bi insan.
ve başarılı olamadı.istedikleri gerçekleşmedi.
ölümü de tüm hayatı gibi cesurca oldu.çektiği kılıcıyla at üstünde rus mitralyözleri üzerine dört nala at sürerek şehit oldu.
son olarak enver paşanın eşine yazdığı son mektu bu;
`25 temmuz 1922
naciyeciğim, sevgili sultanım, cici efendiciğim! bugün pek sıkıntılı bir hava, tuhaf bir sis , güneş görünmüyor. düşmandan bir hareket yok. fakat henüz sabahtır. hastalarımı geri gönderdim ve afgan emirinin askerinin ve muavenetinin çekilmesinin iyi olmadığını ve bolşevikler e emniyet caiz olamayacağını bildirdim. ve hiç olmazsa ecza-yı tıbbiye ve sair malzemesinin iadesini istedim. bakalım, ne olacak? bir de hacı sami (enver paşayı orta asyaya gitmeye ikna eden kişi) ve diğer arkadaşların bu tarafa geçmesine müsaade olunmasını talep ettim. işte efendiciğim, hemen şu satırları yazarak mektubumu kapatıyorum ve içine her gün sana topladığım buranın yabani çiçeklerinden maada (hariç olarak) kaç gecedir altında yattığım karaağaçtan kopardığım ufak bir dalı leffediyorum (ilave ediyorum). seni öper, sever , kucaklar, bu mevcudiyet-i maddiyemle (maddi varlığımla) aşk ve iştiyakımla (hasretimle) sarılarak ..... hüdanın birliğine yavrularımla beraber emanet ederim ruhum efendiciğim. karaağaca çakımla ismini yazdım.
Enver'im
peşin edit:bu entrynin sahibinin tek önder saydığı kişi ulu önder mustafa kemal atatürk'tür.ama önderimiz Atatürk'ü överken enver paşayı haksız yere yerin dibine sokmanın acımasızca olduğunu düşünmekteyim.
1907'den tarihe bakarsak enver paşa eşkiyadır, 1908'de hürriyet kahramanı, 1914'de başkomutan vekili, 1918'de sürgün bir mağlup komutan, 1923'te ise vatan haini.
bugünün "vatan" kavramından yoksun insancıkların, "vatan haini" olarak niteledikleri gerçek vatansever, türkçü.
abdülhamit tahttan indirildiği ve inzivaya çekildiği dönemde bile memleket meselelerini görüşmek üzere kendisini ziyaret eden tek ittihatçıdır.
mükemmel bir hatipdir. karşısında konuştuğu herkesi ikna edebilir derecede bir ikna kabiliyetine sahip olduğu söylenir.
asker olarak yaşamış, asker olarak şehit düşmüştür. anadoludaki kurtuluş hareketi yıllarında kendisi orta asyadadır. hakkında, sürekli olarak anadoluya telgraflar çekip anadoluya döneceğine dair beyanatta bulunduğu söylenir.
basmacı harekatına liderlik yapmış büyük bir liderdir.
basmacı harekatında bir çatışma sırasında, telgrafa birkaç satır yazmaya vakti varken sadece "köpeğim nasıl" diye soran ilginç bir şahsiyettir.
türkistan'da mitralyöz kurşunuyla şehit düşmüştür.
türklüğe ve türkçülüğe yaptığı hizmetlerle büyüklüğü ortada olan bir şahsiyettir.
gelelim alman hayranlığı meselesine;
her zaman olduğu, gibi enver paşa birinci dünya savaşı'nda da hangi safta olunacağına dair kararını abdülhamit ile olan istişarelerinden sonra vermek istemiştir. abdülhamit aslında savaşa girilmemesi gerektiğini, girilecekse de donanması kuvvetli olan tarafın yanında savaşa dahil olunması gerektiği tavsiyesini sunmuştur. o dönemde almanya'nın kara ordusu müthiş bir ivme kazanmış, gelişen ağır sanayisi bu ivmeyi desteklemiştir. ancak almanya donanma bakımından zayıftır. öte yandan fransa ve ingiltere, ticaretlerinden ve jeopolitik konumlarından ötürü donanmalarına yıllar boyu yatırım yapmış ve onu geliştirmişlerdi.
enver paşa, abdülhamit'in bu tavsiyesini değerlendirdi ve diğer ittihatçı arkadaşlarıyla ** da konuşarak ortak bir karar ile cemal paşayı fransa'ya, onları savaşa birlikte girmeye ikna etmek için gönderdi. fransa ve ingiltere'nin yüzyıllardır beklediği osmanlı'yı parçalama projesinin son aşamısı gelmiş çatmıştı. bu aşamada bu istek elbette kabul edilmeyecekti. cemal paşa yaklaşık on beş gün fransada bir yetkili ile görüşmeyi bekledi. * on beş gün sonra üçüncü sınıf bir yetkisiz yetkili ile görüştürüldü ve hayır cevabı yüzüne yapıştırıldı. bundan sonra ittihatçılar için -özellikle de enver paşa için- tek çıkar yol almanyaydı. aklında, rusyayı almanya ile birlikte çepeçevre kuşatmak ve karadenizde tek hakim güç olmak vardı. rusya'yı kıstırmak demek türki cumhuriyetlere ulaşmak demekti. soydaşlarla bir olmak ise, turan..
kızıl elmaya çok yakın olduğunu düşündü. fakat allahuekber dağları böyle söylemiyordu. cesareti, alnına hain damgasını yapıştırdı büyük tükçü'nün. makinalının üstüne kılıçla yürüyen adam, kendi vatanında hain olarak anılıyordu artık.
ve son olarak enver paşa ile ilgili atıp tutanlar;
hala daha karşıt bir tek yayın bile okumadan kulaktan dolma bilgilerle ahkam kesen aydınlar mı?
enver paşa sizi görseydi; öyle zannediyorum ki önce sizlere, kendi görüşlerinizi öğretirdi.
ölüm yıldönümü olan kişi.
büyük adamdı, büyük planları, büyük hayalleri vardı ama bunları çok yanlış zamanlarda uygulayarak batma sürecimizi hızlandırdı.
bu adam en güçlü olduğumuz dönemlerde başımızda olacaktı, belki hala osmanlı imparatorluğu önemli bir güçle var olurdu.
--spoiler--
trablus artık kaybolmuş sayılır. buna rağmen neden gidyorum? bütün müslüman dünyasının bizden beklediği bir vazifeyi yerine getirmek için gidiyorum
--spoiler--
daha önce türkistana gönderilen hacı samiden, türkistanda girişilecek bir mücadelenin imkânsız olduğunu bildirmesi üzerine enver paşa şu cevabı verir: uzun zamanda beri türkistan türklüğü ile osmanlı türklüğü arasındaki irtibat kopmuştur. ben osmanlı ordularının başkomutanı ve islam halifesinin damadı olarak oraya gelir ve türkistanın bağımsızlığı uğruna ölürsem bu köprüyü kurmuş oluruz.
1904 Enver Pasa eskiyadir,
1908 Hurriyet Kahramani,
1913 Edirne Fatihi,
1914 Harbiye Naziri,
1918 Genelkurmay baskani, yenik, yalniz adam.
1923 Vatan Haini.
Boyle garip ve cilveli bir hayat hikayesi vardir. Acidir.
askeri olarak bir tek başarısı vardır enver paşa'nın: edirne'nin bulgarlar'dan geri alınışı... o da kendisinden çok, kuşçubaşı eşref ve süleyman askeri'nin başarısıdır ya, neyse, başlarında o var...
ne zaman çanakkale savaşı komutanı olmuş, çok merak ettiğim kişi... kendisi sarıkamış faciasını doğurduktan sonra, bakmış çanakkale'de hala hezimet yok, başarıyı alman'a kaptırmamak için bir iki gün gelmiş oraya. o bir iki gün var ya, çanakkale savaşı'nın en kanlı günleri... bu habire "hücum" emri veriyor, anzaklar siperden çıkanı biçiyorlar, habire hücum emri, habire biçiyorlar... tek taraflı bir katliam... bir türk soykırımı yaşanmış o gün çanakkale'de...
bu olsun, cemal paşa olsun, yaptığı tek şey bu. "hücum" emri vermek. aynı şeyler sina'da da olmuş. komutanlarının silah tehdidiyle hücuma kalkan ve siperden çıkar çıkmaz biçilen türkler.
ben bunların komutanlığına diyicem ya, neyse...
kaynak: alan moorhead adlı avustralyalı'nın anlattıkları, liman von sanders'in anlattıkları, ünlü çanakkale gazisi azman dedenin anlattıkları, enver paşa gelmeden önce cephede komutan olan esad paşa'nın anlattıkları ve bilumum ayrıntılı eserler. sözkonusu en büyük katliamın yaşandığı gün ise 19 mayıs 1915...