bugün

ölüm yıldönümünde bile orospu çocuklarına dert olmuş büyük komutan. hayali ev araba alıp bir manita sahibi olmak olan andavallardan onu anlaması beklenemez zaten.

kurtuluş savaşı dediğiniz tavşan kaç tazı tut olayı Enver paşanın 1. dünya savaşı esnasında harbin kaybedilme ihtimaline karşılık anadoluya sakladığı cephaneler sayesinde olmuştur. (kazanmaksa da kazanılmıştır. nasıl kazanmaysa bu. tazminat yok, toprak yok.)

türk yunan kovalamacası uzamıştı. yunanlar Ankara önlerine Kadar geldiler. Enver paşa batumda idi. onun anadoluya gireceğini haber Alan ingilizler yunana dur dediler. yunan o gece hücuma geçse sabahı ankaradaydı. ama saldırmadı. çünkü yunan ankaraya girse Enver rüzgar gibi yetişip yunanı ingilizin götüne sokardı. yunan Durdu. Mustafa kemal kahraman oldu.

batı Anadolu üç yıl yunan işgalinde kaldı. köyler yakıldı, kadınların ırzına geçildi. halk yarı yarıya fakirleştirildi.
ama Mustafa kemal kahraman oldu.

Enver paşa kafkasya cephesini açtı. rusları sıkıştırıp türk dünyasıyla buluşmayı planlıyordu. şansı yaver gitseydi Cihan harbini kazanacak ve tarih bambaşka yazılacaktı. olmadı.

o her Zaman büyük düşündü. küçük düşünenler kahraman olurken o gerçek kahramanların yanına gitti. yatakta değil, ayakta öldü.
erkek Adam ayakta ölür. mekanı Cennet...
--spoiler--
Enver Paşa'nın ülküsü yolunda yaşadıklarını ve Sarıkamış'ta donarak şehit olan 90.000 askerimizi anlattım.ideali uğruna Tacikistan Pamir Dağlarındaki Çigan Tepesi'nde makineli tüfekli Rus ordusuna karşı kılıcıyla en önde savaşarak kendini feda eden Enver Paşa ve Sarıkamış'ta donarak şehit olan 90.000 askere Allah rahmet etsin

Enver Paşa

Hani nerde yüzbinlerce askerim
Bir millete kurban olup gittiler
Sarıkamış dağlarında neferim
Bir ulu sevdaya kayıp gittiler

Ceket getir,gömlek getir ört beni
Genç yaşımda heder etti dert beni
Bu uykulardan uyandır,dürt beni
Diye diye yalan oldu gittiler

Hastalıklar karartıyor gözümü
Kar kapladı açın benim yüzümü
Uyku geldi kader çizmiş yazımı
Sayıklaya sayıklaya gittiler

Kardeşlere ulaşmaktı telaşım
Türkistanda garibandı soydaşım
Buzlar düştü yüreğime kardaşım
Bir ülküye gözü açık gittiler

Yetim kaldı Orta Asyam,gariban
Kafkasya da kardeşlerimiz yaban
Hani Turan hayallerin o çaban
Yiğitlerim revan olup gittiler

Yürek yansın çaresizdir hezeyan
Bir hedefti Çine kadar uzayan
Enver Paşa kendi de oldu ziyan
Pamir Dağlarında düşüp gittiler

Atı Derviş sahiplendi yanında
Sonra gördü kurşunları kanında
O da düştü paşasının önünde
Bir vatana yana yana gittiler

Mitralyozlar kan kusuyor el aman
En önlerde Enver Paşa kahraman
Silah icad oldu kılıçlar duman
Erkekliğe feda olup gittiler

Enver Paşa at üstünde kılıçlı
Karşısında mitralyozlar çok güçlü
Çegan Tepesinde 25 atlı
Mertlik budur diye diye gittiler

Ne acıdır hayallerin sönüşü
Bir emeldi Türkün öze dönüşü
Sarıkamış yüreklerin yanışı
Allah allah diye diye gittiler

05.09.2007

Murat KARAL
--spoiler--
dinlemek lazım.

http://www.youtube.com/watch?v=r0uyD8YYz9w
Uludağ sözlükten tiksinme nedenidir kendisi gibi büyük bir insanın başlığı.

Neden tiksinme nedenidir ? Anasını satayım bu sözlükte hiç bilgiye dayanan tartışma olmaz mı lan? Hep bir yerlerden duyulma veyahut da ezber eğitimden gelen saçmasapan bilgiler.

Bu yüzden karşı çıkanların da çoğunluğu savunanların da kimileri cahildir.

Karşı çıkanlara gelelim. ektiği tohumlar ön cumhuriyet dönemi olarak geçer, yani cumhuriyete geçişin basamaklarından biri. 2. meşrutiyet, inkılaplar. Enver Paşa ve çevresindekiler Bu ülkedeki "türk" olgusunu siyasette öne süren 2. nesildir (bir önceki nesil ahmet vefik paşa nesli), Enver Paşa ve çevresindekiler padişahın iktidarının sınırı olması gerektiğini gösterip demokrasinin temelini atanlardır. Ülkenin kurulması ile alakası yok ? Gökten mi indi bu cumhuriyet ?

Karşı çıkanlardan daha gerizekalılarına önceki girdilerde de yanıt verdik, Osmanlı süper gidiyordu da ittihat ülkeyi batırdı falan...

Şimdi savunanların kimilerine gelelim. Enver Paşa'nın hayali çağına göre bir Turandır. ama bu turan için Türk ordusunu tehlikeye atmamıştır, çünkü hayal başkadır gerçekler. 1. dünya savaşındaki askeri operasyonlarının hepsi osmanlı'nın korunması açısından askeri zorunluluktur. Zorunluluk diyoruz. Başarısızlıkları da operasyonların zorunlu olmasına bağlanabilir, tabi kimi kararlarında askeri hatalar vardır, onu askeri tarihçilere bırakalım. Yani Enver Paşa gerçekçidir, Tıpkı Mustafa Kemal gibi 1. dünya savaşıyla Turancı olmasının bir alakası yoktur yani. Mustafa Kemal paşa kadar aydın bir insan olmasa da aydındır çünkü benzer ülke koşullarında büyümüşler aynı eğitimleri almışlardır. Enver Paşa ile Mustafa Kemal'i karşılaştırıp Enver Paşa'nın yanında olmak gibi bir durum söz konusu olamaz çünkü rütbe olarak birbirlerinin ardıllarıdırlar belirli bir zaman sonra. Enver Paşa ülkeyi kurtarmaya çalışmış başaramamış sonra Mustafa KEmal görevi devralmıştır. Bu Türk geleneğidir, birisi başaramazsa diğeri başarır, Mustafa Kemal başaramazsa Fevzi Çakmak başarırdı. Ha devrimleri Mustafa Kemal kadar büyük olmazdı çakmak'ın ama birileri de Mustafa Kemal'in yaptığı devrimleri eninde sonunda yapardı. Sevdiğim bir arkadaş burada misal Türk'ün son başbuğ'u demiş. Yanlış bir tanım, hoşuma gitmedi. Türk'ün son başbuğ'u Mustafa Kemaldir, öğretmen, asker, devlet adamı olarak. Daha çok duygusal yaklaşırsak da Elçibey ve Denktaştır.

Şimdi Turancı olmadığını söyleyenlere gelelim. Aynı kafanın solcuları ismail Gaspıralı'yı avrasyacı! ilan ederler Gaspıralı gibi büyük bir insanı yanlarına çekebilmek için. Oğlum tarihsel bir süreçtir Milliyetçilik, senin milliyetçilik tanımlarına göre milliyetçi değil diye Turancı olmayacak mı? islamcılar, Osmanlıcılar koltuklarını koruma amaçlı bu ideolojileri güderlerken o devrin Milliyetçileri Türkler başta olmak üzere bütün Doğu ahalisini yani müslümanları koruma amaçlı Milliyetçi olmuşlardır. Enver Paşa da böyle biridir. Gaspıralı'yı bile Avrasyacı gibi gösteren Solcu kadar aptal bir sağcıysan islamcı vs gibi gösterebilirsin.

Zaten Enver Paşa Türk devletinin sorumluluğunu Mustafa Kemal'e devrettikten sonra (devrettik derken, mustafa Kemal aldıktan sonra diyelim, Enver Paşa'ya da kimse devretmemişti sorumluluğu öne çıkıp kendisi almıştı, lider olmak bu demektir zaten) Yolunun Türkistan'da son bulması Ülküsü için savaştığı döneme denk gelir. Bu fedakarlığı da bir milleti bütünleştiren fedakarlıktır. Aynı fedakarlıkları Mustafa Kemal de Afganistan'a Gagavuzya'ya ve Türk dünyasının dört bir yanına doktorlar, öğretmenler göndererek yapmıştır. (Afganistan derken Özbekleri de hesaba katın) Misal Afgan Ordusunu uzun süre Türk subayların eğittiği Türk kökenliler yönetmiştir, Gagavuzlar bugün Türkçeyi unutmadıysa Mustafa Kemal'in sayesindedir. Türk devleti o zayıf zamanlarına rağmen bir ideal, bir ülkü, bir gelecek için yatırımlarla fedakarlıklar yapmıştır. Bu da Mustafa Kemal'in Turancılığıdır.

Velhasıl, hatasıyla sevabıyla Enver Paşa şehittir, Şanlı Enverdir, Mustafa Kemal'in karşıtı değildir, olamaz da çünkü ikisi de Millet için var olan devlet aklının üretimidir, devlet için var olan millet değildir. Osmanlı'yı enver paşanın yıktığını söyleyenler Osmanlı'nın kokuşmuşluğunu görmeden Enver Paşa'yı unutup Atatürk! yıktı derler . Enver Paşa'nın da Atatürk'ün de Osmanlı'yı o sistemle koruyacak, kurtaracak durumu yoktur çünkü Osmanlı onların öncesinde yok olmuş bir devlettir. Savaşlar ve kokuşmuşlular içerisinde hayata gözlerini açmışlar ve hayatları boyunca savaşmışlar, Osmanlı'nın yüzlerce yıllık kokuşmuşluğunu düzeltmeye uğraşırken de ikisi de ölmüşlerdir. Siz doğsanız o koşullarda Muhtemelen savaştan kaçacak, baskıyı, kokuşmuşluğu kabullenip başınızı öne eğecekken onlar başeğmemişlerdir!
hakkında bu kadar entry girilince öldü sandığım adam.
ilber ortaylı'nın kaleminden enver paşa.

--spoiler--
Enver Paşa yetenekli bir kurmaydı. Çok genç yaşta imparatorluk ordularının başkumandanı oldu, mareşallığa ulaşacak vakti olmadı. 4 Ağustos 1922’de Tacikistan’da, Kızıl ordunun kuşatmasını yarmak isterken şehit düştü. 1908’den itibaren 14 yıl içinde bütün bu yönleriyle Türk tarihini işgal eden portrelerden oldu

Doğum tarihi açık; 23 Kasım 1881. Tam 41 yaşında, 4 Ağustos 1922’de, bugünkü Tacikistan’ın Çeğen köyünde Kızıl Ordu’nun kuşatmasını yarmak isterken şehit düştü. Yetenekli bir kurmaydı. Çok genç yaşta imparatorluk ordularının başkumandanı oldu. Bazılarının eleştirisi genç yaşta bu mevkiye gelmek yeterli tecrübe içermeyeceğinden, felaket kolay gelmiştir yolundadır. Rütbesi
1. Ferik’di (yani orgeneral), mareşallığa (müşir) ulaşacak vakti olmadı.

Trablusgarp’ta bir yıl süren mücadelede Mustafa Kemal Bey, Cami Bey, Fethi Bey gibi genç subaylarla birlikte italyanlara karşı Sunusi şeyhleriyle anlaştı ve 20 bin kişiyi seferber etmeyi başararak merkezi maliyeden de hemen yardım yetişemediği için adına para bastırarak bölgeye hakim oldu. italyanlar kıyıdan içeri giremediler. Dahası var. Bir yıl sonra diğer subaylarla birlikte ki hepsi gönüllü statüdeydi; Balkan Savaşı’nın başlaması üzerine istanbul’a çağırılmasına rağmen Trablusgarp savunması durmadı. Yerlerinde bıraktıkları Osmanlı zabitleri italyanlara karşı savunmayı daha uzun müddet sürdürdüler. Enver Paşa burada yarbaylığa (kaymakamlığa) yükseldi. Balkan bozgunundan sonra Enver Bey, Bâb-ı Ali baskınını gerçekleştirdi. Balkan ülkeleri arasında anlaşmazlık sonucu başlayan ikinci Balkan Savaşı’ndan istifade ederek 22 Temmuz 1913’te Bulgarların eline geçen Edirne’yi yeniden fethetti. O yıl albaylığa (Aralık 1913), bir aydan kısa bir süre içinde de generalliğe terfi etti. Mirliva (tuğgeneral) olur olmaz
artık ağırlığını hissettiren ittihatçı kabinede Harbiye Nazırı oldu. Aynı yıl Şehzade Süleyman Efendi’nin kızı yani Sultan Abdülmecid’in torunu olan Naciye Sultan ile evlendi ve Saray’ın damadı oldu.

Meşruti hükümetlerin zayıf tarafı, diplomasi

Enver Paşa yetenekli bir kurmaydı. Zaten Osmanlı Ordusu içinde dönemin Avrupa ordularındaki subaylarla boy ölçüşecek komutanların sayısı bir hayli fazladır. Bunlar sadece askeri bilgi değil, umumi bilgileri, yaşam tarzı ve görgüleriyle de üstün düzeydeydiler. Enver Paşa da bütün kurmaylar gibi Fransızca’yı bilirdi ve 1909’da tayin edildiği Berlin askeri ataşeliği sırasında Almancayı iyi öğrenmişti. Berlin ve Potsdam’daki hayatı, onun Alman askeri kuvvetine olan hayranlık ve sarsılmaz güvenini artırdı. ileride I. Cihan Harbi’nin gayeleri, imparatorluğun bilinen paylaşılma projeleri ve itilaf Devletleri’nin kötü niyetlerine rağmen diplomasi hemen hemen hiç denenmedi. Esasen meşruti hükümetlerin Sultan Abdülhamid dönemine göre en zayıf tarafı diplomasidir. Büyük devletler arasında dengeyi kollamak ve “kaçınılmaz” dense bile savaşa girmeyi geciktirmek dururken, maalesef ittihatçı triumvira (üçlü), itilaf Devletleri’nin reddi ve malum gemi dolandırıcılığının hemen akabinde Almanya ile aynı cephede dünya savaşına girmekte acele ettiler. Ordular hiç hazırlıklı değildi; ilk defa Türkiye 1 milyonunun üzerinde asker toplamıştı. Ülke içindeki sorunlar, Doğu Anadolu’da Ermeni isyanları, müttefik Almanya’nın teşviki ile Ermenilere karşı tehciri de birlikte getirecektir. Türkiye dünya savaşına çok hazırlıksız girmesine rağmen, dünya savaşına girerken iyi eğitim görmüş, Arabistan çöllerinden Balkan dağlarına kadar her yerde coğrafyayı çatışarak öğrenmiş, Balkan ve Trablusgarp savaşlarının trajik tecrübelerinden olgunlaşarak çıkmış bir genç subaylar sınıfı cihan savaşını umulmayacak kadar başarılı bir şekilde götürmüştür. Çiftçi sınıfı, gözünü kırpmadan savaşan mektepliler, Cihan Savaşı’ndan önce Türk Ordusu’nu küçümseyen ingiltere’ye çok pahalıya mal oldu. Savaşta Türk komutan sınıfı, Almanya’nın güvenilmeyecek bir müttefik olduğunu da anladı.

Genç subayların savunması bugün pek bilinmez

Başkumandan vekili cesur planların sahibiydi. Bu planların hepsinin aynı derecede akil ve bilgili bir şekilde hazırlandığını söylemek mümkün değildir. Orduda savaşa geç girilmesini hatta mümkünse girilmemesini isteyen komutanlar vardı. Esat Paşa, Mustafa Kemal Bey, ismet (inönü) Bey, Kazım Karabekir ve Fevzi Bey gibi... Gelecekte istiklal Savaşı’nın komutanlarını oluşturan bu kadrolar, daha çok Alman aleyhtarıydı. Bundan dolayı Enver Paşa’yla da gerilimleri günden güne arttı. Sarıkamış faciasından sonra bunu görmek mümkündür. Fakat hepsi de savaştaki görevlerini yerine getirdiler. Enver Paşa da bu komutanların ne kadar gerekli olduğunu bilirdi. Ama şurası bir gerçek ki 1915’ten sonra açığa çıkmayan bir gerilim genç komutanların arasında süregitti. ikinci grup, birinci harpte edindikleri tecrübeler ve ihtiyatla ileride istiklal Savaşı’nı başlatıp götürecektir.
Sarıkamış, Süveyş Kanalı cephesi gibi facialar yanında Kut’ül Ammare’deki zafer morali yükseltti. Kudüs’ün kendinin Alman kurmay heyetinin entrikaları yüzünden 1917 Noeli’nde nerdeyse teslimine rağmen etrafındaki cephelerde savaşın aylarca uzaması, Filistin cephesinde yer yer genç subayların dahiyane savunması ve askerin direnişi bugün pek bilinmez. Bir yandan ricat öbür yandan savaşın sonunda iran ve Kafkasya’daki zaferler, birinci büyük savaşta hem Türkiye’nin hem de imparatorluğun asli unsuru olan Türk halkının yıpranmasına neden oldu ama geleceğe de hazırlanan bir ülke ortaya çıktı. Cihan Harbi’nin birçok çevrelerde yarattığı umutsuzluk ve teslimiyet havasına rağmen ordunun genç komutanları direnme savaşına devam edebildiler ve muvaffak oldular.

ittihat Terakki’nin ileri gelenleri, en başta Enver Paşa ülkeyi terk ettiler. Gerekçeleri kurulan hükümetin yeni padişah VI. Mehmet Vahdettin’in etrafındaki yeni devlet adamlarının kendilerine adil bir muamele yapmayacağı şeklinde olmuştur. Politikada tarafların her zaman mazereti hazırdır ve bir haklılık payı da vardır. Mütareke hükümetlerinin Tevfik Paşa,
Ali Rıza Paşa gibi Anadolu mücadelesine hayırhah nazarla bakan sadrazamları olduğu gibi bunun tam tersi Damat Ferit Paşa gibi davranış gösterenler de oldu. Şurası bir gerçek ki Anadolu hükümeti, Rusya’nın Müslüman topraklarında faaliyet göstermek isteyen ve bunda başarı gösterebilen Enver Paşa’ya karşı onaylayıcı davranmadı; bunda da haklıydı.

Tacikistan’daki türbesi uzun seneler ziyaret edilmiştir

Enver Paşa, halifenin damadı ve orduların başkomutanı olarak Sovyet Rusya’ya ve Türkistan’a adım attığı zaman parçalanan Rusya’da özellikle Orta Asya Türkleri’nin desteğini kazandı. Buna Türk ırkından olmayan Tacikler de dahildir. Basmacı hareketi hepsini içeriyordu; son anda dahi bütün bu gruplar Enver Paşa’nın yanındaydı. Paşanın Rusya’da mücadeleye başladığı 1918’den beri doğan erkek bebeklerin arasında Enver ismi en kalabalık grubu oluşturur. Tacikistan’daki türbesi de çok uzun seneler yerli halk tarafından ziyaret edilmiştir.
Türkiye’nin yakın tarihi trajik çözülmezliklerle doludur.

Enver Paşa da 1908’den beri 14 yıl içinde bütün bu yönleriyle Türk tarihini işgal eden portrelerdendir. Bir anda değerlendirilebilecek bir dönem değil. Bizim edebiyatımızda güçlü kalemiyle Enver’i değerlendiren Şevket Süreyya Aydemir’in yanında şimdi yeni çalışmalar da söz konusu. Doğrusu ben uzun bir zamandır bu konuda hayli vesika toplayan Murat Bardakçı’nınkini merak ediyorum. Yüzyıla yaklaşan zaman artık bu konuda değişik yorumlar elbette getirecektir ama henüz olayları dahi çok iyi öğrendiğimizi söyleyemeyiz.
--spoiler--
(4 agu 2013 tarihli milliyet pazar)
büyük dedemin komutanıdır. sarıkamış'ta ayak parmaklarını yitirmiştir. parmaksız, çolak denmiştir. olsun. ben büyük dedemle de gurur duyuyorum, enver paşa'yla da övünüyorum.
Ağustos 1922’de Tacikistan’ın Çeğen Tepesinde Rus Mitralyözlere, atı Derviş’i kahramanca sürüp kılıcını çekerek yalın kılıç yekpare bir Türk kahramanı olarak gözlerini yuman ve Türk Milletinin zihinlerine kazınan;
Turan Soylu Yiğit Savaşçı Enver Paşa'yı, şehadetinin 91. Sene-i devriyesinde rahmet ve minnetle anıyoruz...

Ruhu şad olsun..
“Enver, bir güneş gibi doğmuş, bir gurûb ihtişamıyla batmıştır...” gazi mustafa kemal
ahmet şafak, mezarı başında enver paşa'yı anlatıyor: http://www.dailymotion.co...rpasa-gazete2023-com_news
ideali göğüs kabartan, idealini tatbiki ise yürek yakan, Prusya modeli bıyıklarıyla zamanında zirveyi görmüş maceraperest, ressam. "Ahmet'im nerede?" sorusuna cevap veremeyecek kişilerin de başında gelir. Gene de Trablusgarp ve Edirne'nin hatrına Allah rahmet eylesin.
Bir hayalperest mi yoksa kahraman mı olduğu günümüzde hala tartışılmakta olan çılgın türk.
kahpe tarihin sırf başarısızdır diye aleyhine yazıldığı yiğit. bok atanların 60 senede yaşayamadığını 1 ay içinde yaşamıştır. türkistan' a gideceği esnada uçağı 3 defa düşmüştür ama yılmamıştır. hele almanlarca hapisten bir kaçırılışı vardır ki hapishanenin bahçesine uçak indirilmiştir.
yüz yıllardır çöküşe geçmis osmanlının ihalesinin bırakılmaya çalışıldığı yüce paşa.
batı ideolojileriyle beyni yoğrulmuş tipik bir osmanlı aydını.
3 gunde pasalik unvanini almis olsa da vatan sevgisi ile hata yaptigini dusundugum asker.
islamcı muhafazakarlar ile solcu kemalistlerin kötüleme maksadıyla buluştukları ortak noktadır. böylece türkiye' deki sağın ve solun kimler tarafından nasıl kodlandığını kolayca anlayabiliyoruz.
kişiliği afedersiniz şeyimde değildir. enver paşa başarısız bir paşadır. her şekilde. sarıkamış faciasını ört bas etmeye çalışması bile yeterlidir benim gözümde.
koca imparatorluğun çöküşünün askeri, ekonomik, teknolojik vs sebeblerini göz ardı edip sorumlu tutulan şahıstır. enver almancıdır ya, enver masondur ya ( ki değildir), enver sahipsizdir ya, enver başarısızdır ya (balkan savaşlarında siki tutan orduyu 2 yıl içinde çanakkalede destan yazdıran yunan genelkurmayıdır tabi)vurun enver' e vurun enver' e.
yine ve yeniden türk milliyetçilerinden başka kimsenin sahip çıkmadığı değerimiz. enver paşa bir kahramandır. tıpkı büyük reis, dava adamı abdullah çatlı gibi...
--spoiler--
Hoş gelişler ola, kahraman Enver Paşa
Bir emir ver orduna, Kafkas Dağı'nı aşa
Askerin, milletin, bayrağınla çok yaşa
--spoiler--
vatansever kahraman mı yoksa vatan haini mi olduğu hep soru işareti olan şahsiyet.
saygıyla andığım kahraman asker. hayatı boyunca milleti için çalıştı. bir Kurban bayramında milleti için ölüme yürüdü. her Kurban bayramında aklıma ilk olarak Ismail Enver gelir. türk'ün son başbuğu. ruhu şad, mekanı uçmağ olsun.
alman hayranı ve hayalperestliği anlatılır hep. mustafa kemal ile aralarındaki çekişme konusunda çok farklı görüşler var. benim için onunla ilgili unutulmaması gereken tek şey sarıkamışta doksan bin askerimizin savaşamadan donarak şehit olmasına sebebiyet vermesidir.
kotu adam ilan edilen bu adami epey bir arastirdim. kendisini savunamayacagim tek bir konu bile yok. evet siz reelde 80000 kisilik ordudan 90000 i oldu demeye devam edin. rus kaynaklarinda olen 30000 rusu da zaten kursun atmadan oldurduk. bakude savas kazanilmadi ve ozgur azerbaycanda mustafa kemal eseridir. hatta iranda ruslari yenmedik. devam boyle. edirneyi isgalden kurtaran canakkalede ordu komutani enver pasa bir cok kisiden cok daha onemlidir tarihimizde.