entrylerini geri isteyen uuser

entry2 galeri0
    ?.
  1. dün bir arkadaşım uğradı iş yerime. ve, tam o anda ben entry giriyordum. selam ve hoş-beş'ten sonra yanıma oturdu. saygılı çocuktur dağıtmadı dikkatimi. ben entrymi girip de kendisine döndüğümde; "hacı ne iş?" diye sordu.
    "ne, ne iş?" diye başka bir soruyla karşılık verdim.
    "bu ne iş?" dedi, sözlüğün olduğu monitörü göstererek.
    "o mu? o şey" dedim ilk önce. nasıl anlatacağımı bilemediğim için.
    "o ne?" diye üstelediğinde, "sözlük" dedim.

    işte asıl saçmalamalara bu cümleden sonra başladı. "yahoo'dan yabancı hatunlarla yazışırken buradan mı bakıyorsun kelimelere?"
    "yok abi. öyle değil" dememe fırsat vermeden, "tamam anladım. hatunu da buradan kaldırıyorsun, kelimelerin karşılığına da buradan bakıyorsun."
    "abi öyle de değil" dediğimde çaycının çırağı içeri düştü de iki ada çayı söyledim.

    çaylar gelmezden önce iyice merak sınırı gerildiğinden harbi "bu ne be?" dedi iki eliyle ekranı göstererek.
    "bu" dedim, son kez. "bir sözlük. ne istersen onu yazabilirsin. ve, oylama yapabilirsin. istersen günlük gibi kullan. istersen çok önemli bilgiler yaz. istersen hatun ayarlamak için uğraş." tabi bu son cümleyi söylemedim. yoksa gece-gündüz online olurdu sözlüğe. *

    ada çaylarımız geldiğinde ben, bugün butonuna tıkladım. kendi açtığım başlığın altına entry girilmiş mi diye. tam o sırada "uyuyan sevgiliye pandik atmak" başlığı vardı sol framede. "haa haaah haaaa" diye gülmeye başlarken abimiz, ben anladım nedenini.
    "abi" dedim. "o başlığı açan arkadaş o başlık yüzünden çaylak yapıldı."
    denetimi gördüğü için, hemen kesildi kahkahaları. bir kaç yudum daha çekti ada çayından. en can alıcı soruyu sordu. aslında basitti cevabı. kaba mantık düşünürsek bedel di bu. her şeyin bir bedeli olduğu gibi sözlükte kalmanın ve burada hoşça vakit geçirmenin ücreti bi nevi.

    "peki, sözlükten ayrıldığında bu yazdıklarını sildirebiliyor musun?"

    bende sonra düşündüm. harbi len dedim. bu sözlük yarın öbürsü gün işler terse sardığında bela olmasın başımıza. işten çıkıp eve geldiğimde hala aklımda bu soruların cevabı. köşedeki cd ciden aldığım dvd'yi dvd player'a taktığımda annem yüreğime su serpti:

    "neye canın sıkılıyor bilmem ama. hiç canını sıkma sen yine dört ayağın üzerine düşersin."
    "ya, anne.
    "hangi filmi aldın?"
    "babam ve oğlum."
    "yine mi?"
    "evet. yine."
    "oğlum hala entry giriyorsun."
    "ha pardon. açık kalmış." *
    10 ...
  2. ?.
© 2025 uludağ sözlük